İsrail'in Gazze Şeridi'ne 9 Mart'ta başlayan ve 5 gün süren son saldırısı, Halk Direniş Komiteleri (HDK) başkanı Şeyh Zuheyr El Kassi'ye suikastla başladı.
İsrail Apache helikopteri, Hellfire füzesiyle vurarak aracı yakıp her ikisini de hemen öldürdüğü zaman El Kassi, korumasıyla birlikte sivil bir araç kullanıyordu. Suikast birkaç hafta süren sıkıntılı ateşkese hemen bir son verdi. Gazze'deki en büyük askeri güç olan Hamas, HDK ve İslami Cihad da dahil diğer direniş gruplarını Mısır'la koordinasyonla varılan gizli ateşkes anlaşmasına ikna etmeyi başarmıştı.
İsrail sonra HDK başkanının "İsrail'in Mısır sınırında büyük bir direniş saldırısı planının son safhalarında olduğunu" iddia eden bir açıklama uydurdu. Bu iddiayı İsrail medyası bile ciddiye almadı. Filistinliler, El Kassi ve geçenlerde Şalit'e karşı esir takasında serbest bırakılan yardımcısının öldürülmesini kasıtlı bir provokasyon olarak gördüler. Filistin direnişine karşı İsrail'in caydırıcılığını yeniden göstermek, Tel Aviv'in birkaç siyasi, operasyonel ve taktik hedeflerinin de başarılmasına yol açtı. Buna son zamanlarda İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin dışına yerleştirdiği Demir Kubbe füzesavar sisteminin test edilmesi de dahil.
İsrail siyasi ve askeri kurumları, Filistinlileri korkutarak onların, direniş eylemcileri ve hatta masum sivillerin her gün öldürüldükleri ve sakat bırakıldıkları bir durumu, en ufak bir tepki göstermeksizin kabul etmelerini ister.
İsrail, aşağılayıcı şekilde anlaşmaları dikte etmesinin her Filistinli grup için kabul edilemez olduğunu bilir ve Hamas için İslami Cihad gibi diğer grupları idare etmenin ve bu tür bir ateşkesi uygulatmanın imkansıza yakın bir şey olduğunun farkındadır. Tüm bunlar, kendi sivil nüfusunun Filistin roketlerinin hedefinde olduğunu savunurken dİsrail’e daha fazla Filistinliyi öldürme ve sakat bırakma için bir başka bahane veriyor.
İsrail'in salı günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Gazze Şeridi'nden yapılan "roketlerle yaylım ateşi" kınamamasını sert bir şekilde eleştirmesi de Tel Aviv'in ikiyüzlülük örneklerinden biridir.
İsrail'in BM büyükelçisi Ron Prosor, "Bu denklemde yanlış bir şey var" dedi. "Güvenlik Konseyi bu saldırıların kınanmasına dair tek kelime etmedi."
Prosor'un ifade etmekten kaçındığı şey ise, Filistinli bir askeri komutana suikast yaparak Filistin direnişini, İsrail'in Amerikan yapımı ve ABD tarafından tedarik edilen son teknolojili silahlarına -Apache helikopterleri, öldürücü Predator insansız uçaklar ve F-16 savaş uçakları- karşı caydırıcı tek silahı, doğru isabet etmemesiyle tanınan, pratikte tehlikesiz ev yapımı roketlere başvurmaya zorlayıp son alevlenmeyi İsrail'in başlattığı gerçeğiydi.
Çok daha güçlü düşmanına karşı çaresizce caydırıcılık sağlama çabasıyla Filistin direniş grupları İsrail'e 250 roket attılar. İsrail kaynaklarına göre bu ilkel füzelerin beşte biri Demir Kubbe sistemi tarafından durduruldu. Kalan roketler İsrail yerleşim yerleri ve şehirlerine düştü ama ciddi yaralanma veya hasara yol açmadı.
İsrail saldırılarında okullardaki çocuklar, çiftçiler ve diğer siviller de dahil 26 Filistinli öldü. Bazıları ağır olmak üzere çok sayıda kişi de yaralandı, çoğu evler ve sivillere ait binalar yerle bir oldu.
Filistinli sözcü, "direnişin füzelerinin" İsrail silahlarına denk olmadığını açık bir şekilde doğruladı. Bununla beraber, füzelerin ölümden korkan İsraillileri rahatsız ettiği ve onların kalplerine korku saldığında ısrar ediyorlar.
HDK sözcüsü Ebu Mücahid, "Biz, füzelerimizin F-16 savaş uçakları ve Abram tanklarına denk olmadığını biliyoruz ama biz, caydırıcılık görüntüsü oluşturmayı başardık. İslam'da bize elimizden ne geliyorsa yapmamız emrediliyor. Gelecekte Siyonist saldırganları püskürtmek ve mağlup etmek için daha iyi silahlarla mücehhez olacağımızı ümit ediyoruz" dedi.
İsrail medyası ve İsrailli yorumcuların şimdilik kana susamışlıkları yatışmış görünüyor. Tel Aviv suikastların şimdilik durdurulduğunu duyurdu. İsrail'in, her gün ölü sayısının 100'ü geçtiği komşu Suriye'de işlenen daha korkunç gaddarlıkların, uluslararası tepkileri eylemlerinden başka yöne çevireceğini hesaba kattığı görülüyor. Ama cinayetler serisi yeniden başlarsa bu çok az kişiyi şaşırtır.
İsrail hükümeti de El Kassi'ye suikasttan başlayarak Gazze'de orta ölçekli bir saldırıya Mısır'ın tepkisini test etmeye kadar tüm saldırıyı planlamış olabilir. Mısır İsrail'in saldırısını şiddetle kınadı ve Mısır parlamentosu, İsrail büyükelçisini Kahire'den göndermesi için hükümete baskı yaptı.
Mısır, yeni bir ateşkes sağlanması için de kilit rol oynadı. Yine de bu, Filistinli liderlerin özellikle Filistinli kurbanların sayısı göz önüne alındığında Mısır hükümetini düşük seviyede tepki göstermekle eleştirmelerini önlemedi.
İsrailli bakan Moşe Yaalon geçen hafta İsrail'in yeni Mısır'ı etkisiz hale getirmeyi başardığını iddia etti. O, ayrıntıya girmedi ama gözlemciler onun, Tel Aviv'in Obama yönetimi ve ABD Kongresi'nin, işleri karıştırmaması için Mısır'a baskı yapmaya yardım etmesini sağlamayı başardığından bahsettiğini anladılar.
Kaynak: El Ahram
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas