2011 Suriye Devrimi öncesinde, kodaman iş adamlarının rejimle karşılıklı çıkar ilişkilerine dayanan iş birliği içinde oldukları, devlet ve iş ağları arasındaki ilişkilerin Esad rejimi tarafından güçlü bir şekilde domine edildiği görülmekteydi.
İç savaşın patlak vermesinden ve çatışmaların son bulmayıp uzamasından sonra bile iş camiası, genel olarak iç savaşa yönelik pasif bir tutum içindeydi ve rejimin ticari bel kemiği olarak görülmeye devam edildi. İş adamları görünüşte sessiz kalsa da, daha alt düzeylerdeki bazı üyeleri muhalefeti destekledi, hatta bizzat ülke içindeki ayaklanmada yer alarak muhaliflere yardım etti. Bu destekleri Suriye’den ayrılmalarından önceki dönemle sınırlı kalmadı, desteklerini iltica ettikleri ülkelerden de sürdürdüler. Bu durum göstermektedir ki, uzun süredir sıkı bir şekilde devam etmekte olan devlet – ticari sınıf ilişkileri, iç çatışmalarla birlikte kademeli bir politik dönüşüm sürecine girmekteydi.
İş Adamlarının Suriye Devrimindeki Rolü ve Desteği
Devrimin ilk aşamalarında Suriyeli iş adamları pasif bir duruş sergilemiş, devrime karşı olan tutumlarını gizlemeye mecbur bırakılmışlardı. Bunun sebebi, herhangi bir yanlış hamlede “terörü desteklemekle” suçlanabilme ihtimalleri ve tüm servet ve birikimlerine devlet tarafından el konulma tehlikesiydi. Muhaliflere yardım etmek isteyen iş adamları için durum bu şekilde zor olmasına rağmen, yazarın yurt dışına iltica etmiş birçok Suriyeli iş adamından bazılarıyla saha çalışması sırasında yaptığı röportajlarda, bu iş adamlarının devrime birçok yönden bizzat destek sağladıkları ifade edildi. Bu destek, ilaç ve gıda gibi temel insani ihtiyaçlara yönelik olanların yanı sıra isyancılara hafif silahlar temin etmeye kadar giden bir destekti.
Suriye Devrimi’nin en başından beri, protestolarda veya barışçıl gösterilerde yer alan insanların ne lehine bir destek ne de bir dış müdahaleyi doğrudan gösteren bir delil vardı. Aksine, ülkedeki uzun süreli adaletsizliğe karşı çıkmaya ve sokaklara dökülmeye karar verenler Suriyelilerin kendileriydi. Lazkiyeli bir iş adamının belirttiği gibi: “Eğer iş adamları insanlara yardım etmeselerdi, devrim bugüne kadar devam edemezdi”. Bunun doğruluk payı olabilir; zira devrimin başlangıcında insanlar herhangi bir ücret almadan sokaklara dökülmüşlerdi. Barışçıl gösterilerin silahlı çatışmaya evrildiği ayaklanmanın sonraki dönemlerinde bile, insanlar yaralandıklarında tutuklanma ve rejim taraftarları tarafından öldürülme tehlikesi sebebiyle devlet hastanelerinde tedavi olamıyordu.
Lazkiyeli iş adamının sonradan da belirttiği gibi: “Biz iş adamları, her bölgede seyyar hastaneler kurulması için sponsor olduk ve yaralılar için ilaç temin ettik”. Rejim, muhalif bölgelerini bombalamaya başladığı zaman, binlerce insan evini terketmek zorunda kaldı. Şamlı bir iş adamının belirttiğine göre, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamanın yanında, Şam’da üç katlı iki yıldızlı bir otel kiralayarak bu yerli mültecileri buraya yerleştirmişti. “Fakat bu sebeple istihbarat tarafından tutuklandım. Beni teröristleri barındırmakla suçladılar ve dolayısıyla serbest bırakıldıktan sonra Mısır’a gitmek üzere Suriye’yi terk ettim”. Bu şekilde, iş adamlarının muhaliflerin finansman kaynaklarından birini oluşturduğu birçok kez belirtilmiştir.
Sürgün İş Adamlarının Desteği
Özellikle 2012’nin ortalarında çatışmaların şiddetlendiği dönemde, Suriye’den bölgedeki diğer ülkelere doğru oluşan göç dalgasının önemli bir kısmını iş adamları oluşturdular. Türkiye sınırları içerisinde de 2011 yılından beri Suriyeliler tarafından kurulan binlerce şirket aracılığıyla ülke ekonomisine milyarlarca dolar akışı gerçekleşti. Türkiye’nin yanı sıra Mısır, Ürdün ve Lübnan da ülkelerinde Suriyeli iş adamlarının yatırımlarının ve ekonomik faaliyetlerinin arttığına şahit olundu. Daha da önemlisi, binlerce önde gelen Suriyeli iş adamı da ülkeyi terk etmeye karar vermişti. Bu iş adamlarından en az 11’i 2010 yılında Suriye’nin önde gelen 100 iş adamı listesinde yer almaktaydı, 9’u ise Şam ve Halep sanayi ve ticaret odalarının önde gelen isimleriydi. Şam ve Halep sanayi odalarının önde gelen iki ismi, bu araştırma dâhilinde özellikle Esad rejimi tarafından empoze edilen güvensizlik ortamı nedeniyle ülkeyi terketmekten başka çarelerinin olmadığını belirtmişlerdir. Bu durum, iş adamları ve eski hamileri arasındaki bağların nasıl zayıfladığını açık bir şekilde göstermektedir.
Ülkelerinden ayrıldıktan sonra, Suriyeli iş adamlarının çoğu yeni girişimlere yöneldiler. Yurttaşlarına yönelik yardım kuruluşlarına katkıda bulunanlar olduğu gibi Esad karşıtı politik organizasyonlarda yer almaya karar verenler bile oldu. Örnek vermek gerekirse, Halep’in önde gelen sanayicilerinden birisi Türkiye’de Suriyeli yetimler için 300 kişilik bir yetimhane kurulması için 5 milyon dolar yardımda bulundu. Siyasal katılım açısından, Suriye geçici hükümetindeki bakanlardan ikisi iş adamı olduğu gibi, Suriye Ulusal Koalisyonu ve Suriye Ulusal Meclisi’nin kurucu üyelerinden en az 17’si de iş dünyasından isimlerden oluşmakta. Devrim’e (veya Esad karşıtı eylemlere) yönelik destek sağlayan Suriyeli iş adamları yalnızca 2011’den sonra ülkeyi terk edenlerle sınırlı değil; yıllardır Suriye dışında yaşayıp politik kampanyaya destek verenler de mevcut. 2012 yılında Suriyeli muhaliflere 300 milyon dolar bağışta bulunan ve Katar’da ikamet eden Mustafa Sabbagh bu örneklerden sadece birisi.
Suriyeli İş Adamları Adına Politikada Yeni Bir Sayfa
Suriye’deki iş adamlarının muhalif hareketler destek vermeleri ve hatta içlerinde yer yer aktif bir rol almalarına dair bu örnekler, Suriye iş dünyasının bazı üyelerinin Esad rejimiyle olan uzun süreli iş birliğine dayalı ilişkilerinin zaman içerisinde değişikliğe uğradığını göstermektedir. Esad ailesine karşı çıkanlara para ve eşya yardımı yapmakla kalmamışlar, bazıları sürgünde oldukları süre içerisinde Esad karşıtı organizasyonlarda önemli roller üstlenmişlerdir. Daha da önemlisi, binlerce iş adamının – devrim öncesinde iş dünyasının önde gelen isimleri olan onlarcası dâhil- Suriye’yi terk etmiş olması göstermektedir ki Esad rejimi ülkedeki finansal müttefiklerini ciddi bir biçimde kaybetmektedir. Bu hadise siyasi ve ekonomik önemi nedeniyle incelenmeye değerdir. Esad rejiminin, iş dünyasının önde gelen isimlerinin ülke dışına kaçması nedeniyle büyük bir ekonomik kayıp yaşamasının yanında, bu iş adamlarına ev sahipliği yapan ülkeler komşularının bu kaybından ekonomik kazanç elde etmişlerdir. Politik açıdan bakılırsa, çatışmaların devam etmesiyle birlikte, iş dünyasının Suriye rejimine olan desteği de kademeli olarak düşüşe geçmiştir.
Kaynak: Suriye Gündemi