Bir sosyal yapıya, bir cemaate ait olmak farklı düzlemlerde ilişki biçimine işaret eder. Söylem olarak yan yana görünen pek çok insan aslında o yapılanmayla farklı ilişkileri olabilir. Sosyal bilimlerde bu durumu açıklamak için üçlü ilişki düzlemi (3B) kullanılır. Belonging (aidiyet), behaving (davranış), believing (inanç). İnsanların alışkanlıkları bazen aidiyetleri anlamına gelmeyeceği gibi, aidiyetlerini de inanç meselesi haline getirebilirler.
Toplumsal bir harekete aidiyetin inanç haline getirilmesi eleştirel bakışı engellediği gibi böyle bir ortamda fanatizmin doğurma riski yüksektir. Son günlerde dolaylı olarak tartışma vesilesi yapılmaya başlanan İslamcılık-reaksiyonerlik melesindeki yaklaşımda, aidiyetin meşrulaştırılması adına farklı olan her şeyi dışlayan, mahkum eden bir dilin kullanılması taraftar fanatizmini hatırlatıyor.
İslamcılıktan ne anlaşılması gerektiğinin açıklamasını yapmadan Neo-İslamcılığa geçilerek "reaksiyoner, tepkici hareketler" parantezine alıp, her türlü sorgulamayı peşinen reddeden, aidiyetine dair tüm özeleştiri ve eleştirinin önünü peşinen tıkayan bir dille ne üretilebileceğini sormak lazım.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN