İslamcılık mı dediniz?

İslamcılık tartışmaları, batılı "İslam ve İslamcılık" uzmanlarının başlattığı çizgide yeniden konuşulmaya başlandı. Özellikle Arap dünyasında başlayan hareketlilik ve yeni Ortadoğu denkleminde Türkiye'nin kendi çapında etkin olma çabaları birleştirilerek yeni bir İslamcılık tanımlama çabası gözlemleniyor.

Olayların başından beri dikkat çektiğim noktayı tekrarlamakta yarar var: Ortadoğunun en temel sorunlarından ikisi siyasetin meşruiyet sorunu bir diğeri de özgürlük sorunudur. Siyasi duruşu ne olursa olsun bu iki temel 'yoksunluk' durumunun ortadan kaldırılmasının tartışılacak bir yanı yok. Asıl mesele bu süreçten sonra eskinin yerine neyin ikame edileceği meselesidir. Daha net bir ifadeyle, kopan fırtına, spontone geliştiği söylenen, "örgütsüz halk" hareketlerinin medya kanalıyla anlamlandırılması, yani nasıl bir siyasal içerik kazandırılacağı meselesi üzerinedir.

Tam bu noktada İslamcılık tartışması devreye girerek bu dönüşümün, siyasal içerik ve hedeflerinin nereye evrileceği konusunun edilgen aktörü durumuna getirilmek istenmektedir. Hüsnü Mübarek, ya da Kaddafi'nin gitmesiyle sınırlınmış talepler bir yönüyle siyasal, bir yönüyle de apolitik bir durum arz ediyor. Toplumsal talepler, bu yolla 'apolitikleştirilmiş bir devrim' süreciyle küresel taleplere uygun ve ehlileştirilmiş hale getiriliyor.

Bu aşamada, "apolitik devrim" sürecinin ve sonrası siyasal yapılanmanın meşruiyetini sağlayacak en önemli dayanaklardan biri de İslamcılar ve yeniden tanımlanmış İslamcılık olabilirdi.

Batılı ilgi açsından bakıldığında harekete geçen kitlelerin Müslüman olması, hem de günlük pratikleri anlamında "fundamantalist" sayılacak kadar dinle ilişkili olmaları, devrim sonrasını İslamcılık tehlikesine açık hale getirdiği düşünülebilirdi.

İslamcılığı, Suud tarzı sekteryen uygulama ile, varlığı, kimin kontrol ettiği belirsiz El -Kaide şiddeti arasına sıkıştırarak tanımlayanların durumu entelektüel miyopluk ya da salt oryantalist önyargıyla sınırlı değildi. Bizzat bu tanım çerçevesinde siyaset üreten, strateji geliştiren, küresel karar merkezleri için teori üreten 'eklemlenmiş düşünür'ler sürekli devrede oldu.

 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...