İslam düşmanlığı

İki gün önce Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet ve geride kalan acılı ailelere başsağlığı diliyorum.

Uçak kazası ile ilgili haberleri okurken, merhum kaptan pilot Serhat Özdemir'in, 11 Eylül'den sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde çalışırken, 'işini kaybetme korkusuyla Muhammed olan ön adını 2003 yılında mahkeme kararıyla sildirdiği'ni öğrendim. Özdemir, dava dilekçesinde, 'Terör saldırısından sonra mesleğimi yapmakta sorunlar yaşadım. İşimi kaybetme riski oldu. ABD'de, saldırıdan sonra Müslümanlara karşı önyargılı davranışlar başladı. Anonslarda 'Serhat' değil de, ön adım 'Muhammed'le anons edilince, yolcular tedirgin oluyor. Toplumdaki birtakım önyargılar sorun yaratıyor. Muhammed olan ön ismimin nüfustan silinmesini istiyorum,' demiş.

'Topluma hakim olan önyargılar!' Merhum pilot Serhat Özdemir, Batı dünyasında Müslümanlara ve onun sevgili Peygamber'ine 'hakim olan neredeyse bin yıllık tavrı, mükemmel bir biçimde özetlemiş. 11 Eylül saldırısı, olsa olsa, 'topluma hakim olan önyargıların, deyiş yerindeyse, kuvve'den fiile çıkmasına vesile olmuştur;- o kadar! Diyeceğim o ki, Batı'da, İslam'a ve onun sevgili Peygamber'ine karşı duyulan önyargıların (niçin 'kin ve nefretin' demeyelim!) tarihi, 11 Eylül'den çok çok öncelere çıkmaktadır. Ve elbette, her vesile ile, bu kin ve nefret açığa vurulmaktadır! Danimarka'daki karikatür olayını hatırlayalım: Bu karikatürde Hz. Muhammed, bir 'terörist' olarak çizilmişti! Papa 16. Benediktus'un, geçen yıl tastamam bugünlerde yaptığı konuşmayı hatırlayalım;- ve başka olayları! Sudan'da bir İngiliz öğretmenin iz'ansız ve edebsiz küstahlığını da: Oyuncak ayıya 'Muhammed' adını vermekte bir sakınca görmemişti...

Daha önce de birçok kere yazdım: Batı'da Hz. Peygamber'e olan düşmanca tavrın tarihi, bir hayli eskiye çıkıyor. Yüksel Kanar'ın 'Batı'nın Doğu'su: Avrupa Barbarlığının Küreselleşmesi başlığıyla yayımladığı inceleme' (Kitapevi, 2006), bu oryantalist tarihe ilişkin çalışmaların başında geliyor. Okurlarıma, daha önce de sözünü ettiğim bu değerli çalışmayı, şiddetle tavsiye ediyorum. Kanar'ın da belirttiği gibi, [m]isyoner oryantalistlerin tek amacı, Hz. Muhammed'in peygamberliğini reddetmek ve Kur'an'ın vahiy olduğu konusundaki inancı çürütmekti. Kur'an'ı, Hz. Muhammed'in hayatını, İslam'ı ve onun kültürel mirasını, bu önyargılar eşliğinde araştırıyorlardı.'

Evet. Önyargılar! Ve görüldüğü gibi, yeni de değil! Yeni değil, çünkü, John M.Hobson'ın 'Batı Medeniyetinin Doğulu Kökenleri'nde de ifade ettiği üzere (Yapı Kredi Yayınları, 2007), Avrupa, kendi kimliğini inşa edebilmek için hayalî bir 'öteki' icad etmek gereğini duymuş, bunun için de İslam seçilmiştir: Hobson, Dante'nin Hz. Muhammed'i 'Cehennem'inde tasvir edişine de değinir ve Hıristiyanların 'İslamiyet'i ve özellikle Hz. Muhammed'i pagan kötülüğün cisimleşmiş hali olarak sun[duklarını]'; Papa III. Innocent[in] Hz. Muhammed'i 'Kıyamet Canavarı' olarak tanımla[dığını]' bildirir.

'Mahalle baskısı'ndan söz edenler, bir de merhum pilot Serhat Özdemir'in, adını değiştirmesine kadar varan baskıların ne demeye geldiği, ne türden bir baskı olduğu üzerinde de düşünmelidirler!