Bölgede gerçekleşen iki yeni gelişme nedeniyle IŞİD’in popülaritesi zarara uğramış gibi görünüyor. Bu gelişmeler Irak ve Suriye’de 9 aydır devam eden hava saldırıları ve savaşlarla yakından ilgili.
Bu gelişmelerden ilki, Suriyeli isyancıların Suriye’nin Kuzey, Güney ve Orta Suriye’de Esad rejimine karşı kazandıkları zaferdir. Son 4 aydır, hükümet karşıtı güçler Vadi el Dayf, Hamidiye, ve Tuğla Fabrikası üzerine kurulan ana askeri üslerin kontrolünü, İdlib gibi bir başkenti, Cisr es Şuur adında stratejik bir şehri ve Hama ilindeki çeşitli köyleri ele geçirdiklerini düşünüyorlar. Birçok kişi IŞİD’in eski önemini yitirdiğini düşünüyor. Diğer bir deyişle, isyancılar IŞİD’in otoritesini sarsarak, onları gölgede bıraktı.
Ama şüphesiz, IŞİD yıllardır kendi topraklarını elinde tutmayı başarmaya devam ediyor. Yine de, bazı güvenilir kaynakların raporlarına bakılırsa, grup yeni katılımcılar konusundaki cazibesini kaybediyor. IŞİD’e katılım konusunun çok fazla boyutu var. Bu yüzden, grubu zayıflatabilmek için, verilen mücadele ne kadar önemsiz olduğuna bakmaksızın herhangi bir eğilimi kendi yararına kullanmaya yönelik olmalı.
Suriye’deki birçok kişi IŞİD’ın son aylarda isyanların hızla yayılmasından sonra bazı sempatizanlarını kaybetmeye başladığını söyledi. Suudi Arabistan’ın öne çıkan yazarlarından Jamal Khashoggi de, Twitter’da bu eğilimden bahseden şeyler söyledi.
IŞİD’e zarar veren ikinci gelişme ise Yemen’de Huti isyanlarına karşı yürütülen kampanya ve bölgedeki insanların buna verdikleri tepkidir. Grupla ilgili olumlu konuşmalar yapmayı bırakmaya yönelik verilmiş bir karar var. Daha önce IŞİD tezahüratı yapan kişiler, şimdi Yemen’deki İranlı vekillerin algılarına karşı verilen kampanyaya coşkulu bir destek vermeye doğru kaydılar. Bu tavır IŞİD’in siyasi projesine inanan bölge nüfusunun o kesiminde algılandı. IŞİD’e sık sık cesaret veren enerji, IŞİD Irak’ta, İranlıların koruduğu Şii milislerine karşı toprak kaybedince, başka bir şeye dönüştü.
Suudi Arabistan Müslüman Kardeşler’i artık büyük bir tehlike olarak algılamadığına yönelik yaygın görüşler varken, vaziyetin bu görüntüsünü anlamak önemli. Bu vaziyet iyimser bir algı yaratıyor ve Huti’lere karşı yapılan kampanyalara yönelik kamuoyu tutumunu açıkça ortaya koyuyor. Müslüman Kardeşler ile bağlantıları hafifleyen bazı ünlü vaizlerin Yemen’deki Suud yönetimindeki kampanyayı desteklemeye katılmalarına neden oluyor. Örneğin, Suudi Arabistan’daki Şeyh Muhammed el Arifi, asker kıyafetleri giyerek Yemen sınırındaki Suudi askerlere katıldı ve onlar için dua etti.
Vaizlerin kamusal duruşu, geçen sene artan IŞİD tehlikesine yönelik çekingen tepkileriyle taban tabana zıt. Aylardır, IŞİD bölgede İran etkisine yönelik savaşan tek görünür güç olarak görülüyordu. Bu durum bölgedeki bazı çevrelerden destek almasını sağladı ama artık, Suriyeli isyancıların kazanımlarıyla ve Huti isyancılara karşı yapılan kampanyalarla birlikte bu durum değişmekte gibi görünüyor. IŞİD’e karşı savaşan ve IŞİD güçlerini geçen sene Kuzey Batı bölgesinden kovan isyancı güçlerin son zamanlarda yaşadığı askeri ivme, IŞİD’e Suriye ve Irak’taki Kürt ve Şii milislerin mağlubiyetinden daha fazla zarar veriyor.
Tabii ki bu herkes için iyi bir haber değil. Bazı kişiler “Sünni Militarizm”den, ne şekilde olursa olsun, rahatsız oluyor ve IŞİD’e bir alternatif olarak görüyor. Ama bu IŞİD gibi bir gruba bölgesel katılımı ve bazı çevrelerdeki yaygın tepkiyi anlamaya yönelik bir yol. İşte bu yüzden, isyancıların Suriye’de kazanımı ve Yemen’deki askeri mücadelesi önemli. Çünkü onlar IŞİD ve benzeri grupların ortaya çıktığı Orta Doğu’nun bir parçasıdır.
Bu tutumlara karşı doğru tepkiler verilmeli. Suriye’de bütün kara cephelerindeki en başarılı güçler, en müfrit olanlar gibi görünüyor. Halk zafer kazanmak ve çektikleri ıstıraba, şiddete ve baskıya son vermek için yanıp tutuşuyor. Müfrit güçleri destekliyorlar çünkü ancak bu şekilde düşmanlarını vurabilir ve onlara acı çektirebilirler. Ama arada bir, eğer başarıya ulaşacak alternatif bir yol bulunabilirse, müfrit güçleri yarı yolda bırakmak istediklerini de gösteriyorlar. Dışarıdaki insanlar, Güney’de Esad rejimine karşı galip gelen güçlerin IŞİD kadar müfrit olduklarını düşünüyorlar. Suriyeliler ise onları savunucuları olarak görüyor.
IŞİD ile savaşmak için ev verimli yol, gruba katılan yeni üyelerin geldiği cemaatlerdeki güçlerin araya girmesidir. Bu güçler aynı bölgede ve IŞİD’in temsil ettiğini iddia ettiği cemaatler adına savaşmalıdır.
Hassan Hassan bir Orta Doğu araştırmacısı ve “IŞİD: Terör Ordusu’nun İçinden” (ISIS: Inside the Army of Terror) kitabının yazarlarından biridir.
Dünya Bülteni için çeviren: Cansu Gürkan