İran'ın, ele geçirdiği insansız ABD uçağıyla ilgili olarak söylediği her şeye şüpheyle bakın. Ama onun, uçağın navigasyon kontrolünü yanılttığına dair yeni iddiası inanılmaz değildir. İran'ın övündüğünden daha zor olsa da bu, Amerika'nın robot savaş uçakları donanmasında bir başka hataya işaret ediyor.
Christian Science Monitor perşembe günü İran'ın, insansız uçağın Amerikalı operatörlerle olan haberleşme hatlarını kesmeyi başardığını ve onu otomatik pilot moduna geçmeye zorladığını iddia eden İranlı bir mühendisle yapılmış mülakat yayımladı. İddiaya göre haberleşmenin kesilmesiyle uçak otomatik pilot moduna geçti ve yeniden Afganistan'daki üsse uçabilmek için GPS'e bel bağladı. Mühendis, İran'ın otomatik pilottaki uçağın GPS sistemini yanlış koordinatlar vererek yanılttığını ve eve çok yakın olduğu düşüncesiyle kandırarak onu avucuna düşürdüğünü iddia etti.
Tekrar: İran'ın teknolojik mükemmeliyet hususundaki mahareti şüpheleri hak ediyor. Ama elbette GPS’yi yanıltmak mümkündür. Ve eğer doğruysa bu, şifrelenmemiş videolarından kötü yazılımlara savunmasız oluşuna kadar insansız uçaklardaki güvenlik kusurlarıyla ilgili tarihi temellendirir.
Şifrelenmemiş sivil GPS sistemlerini yanıltmak mümkündür. Ama muhtemelen kayıp uçağa da yerleştirilmiş olan askeri GPS alıcıları, uydudan haberleşmek üzere şifreli P(Y) kodunu kullanır. Uydu uzmanı ve Globalsecurity.org’un başkanı John Pike, İran’ın şifreyi çözebileceği düşüncesinin “kulağa bir televizyon filmi gibi geldiğini” söylüyor. “Eğer bu uçağı koruyacak şifre sistemlerinin üstesinden gelebiliyorlarsa zamanlarını keşif uçaklarıyla zayi etmezler. Onlar bankalara girerler.”
Ama İran, uçağı düşürmek için P(Y) kodunun şifresini çözmek zorunda kalmamış da olabilir. Kanada'daki New Brunswick Üniversitesi'nde GPS uzmanı olan Richard Langley'e göre, P(Y) kodunu keserek insansız uçakların kontrolünü ele geçirmek ve GPS alıcısını şifrelenmemiş, daha kolay yanıltılabilecek C/A kodunu kullanmaya ve talimatları navigasyon uydularından almaya zorlamak teorik olarak mümkündür.
Langley, “GPS uyduları iki radyo frekansında yayın yapar” açıklamasında bulunuyor. Çoğu sivil GPS birimi tarafından kullanılan şifrelenmemiş C/A kodu “sadece L1 frekansından yayımlanır. Güya yetkili askeri kullanıcılar için şifrelenmiş P kodu ise hem L1 hem L2 frekansından yayımlanır."
Tercümesi: İranlılar L1 ve L2 frekanslarındaki şifrelenmiş askeri kodu kesebilirlerse - bu "eğer" önemlidir - uçağın GPS alıcısı, talimat almak üzere son çare olarak daha az güvenli C/A koduna başvurabilir. İran için, şifrelemeyle ekstra koruma olmadan, C/A kodunu kullanan alıcıyı yanıltmak ve Afganistan'da evine döndüğünü düşünmek üzere insansız uçağı kandırmak nispeten basittir.
Bununla beraber, bu senaryonun işlemesi için insansız uçağın GPS biriminin, P(Y) kodunun hazırda olmaması halinde C/A kodunu kullanmak üzere programlanmış olması gereklidir.
Ayrıca, bir insansız uçağın GPS'ini kesmek zordur. Todd Humphreys, Teksas Üniversitesi Radyonavigasyon Laboratuarı'nda GPS yanıltmaları üzerinde araştırmalar yapan Todd Humphreys, “İnsansız uçaklarda bu tür yanıltıcı saldırılara karşı savunmalar vardır” diyor. "İnsansız uçakların üstünde antenler monte edilmiştir. Bazen bu antenlerin frekans bozucu ya da yanıltıcı sinyalleri etkisiz kılma kapasitesi vardır."
Humphreys, İranlı mühendisin, İran tarafından yayımlanan görüntüde niçin RQ-170 Sentinel'in karın kısmının bariz şekilde hasar görmüş olması hakkındaki izahatına inanmıyor. Mühendis, Monitor'e insansız uçağın karın bölgesinin yere sürtünmüş olduğunu, bunun Afganistan'daki gerçek üssünün irtifaıyla onun İran'da indiği iddia edilen yer arasındaki küçük bir farktan dolayı olduğunu söyledi.
Humphreys, "Bu saçma" diyor. Eğer İranlılar iddia ettikleri gibi GPS birimini akıllı bir şekilde yanıltabildilerse onlar uçağın irtifaını da kontrol edebilirlerdi. “Bu, iki senaryoya yol açıyor. Ya [mühendis] yurt dışından aldığı bir cihazın kullanıcısıdır” ve onun kapasitesini bilmiyordur "ya da bunları uyduruyor."
Yanıltma tehlikesi yeni değil. Humphreys, "Askeri kanatta bu tehdit 20-30 senedir bilinir" diyor.
İran ya da vekillerinin bir Amerikan insansız aracının zayıf noktalarından faydalanması ilk kez olmuyor. 2008’de ABD ordusu Irak’ta İran destekli isyancıların, yaygın bir şekilde hazır olan ticari yazılımları kullanarak insansız uçakların şifrelenmemiş videolarını durdurmayı başardıklarını keşfetti. Bu kusurun Hava Kuvvetleri tarafından bilinmesi 1996’lara kadar gidiyor.
İnsansız uçaklardaki diğer zayıf noktalar da güvenlik korkularına yol açtı. Ekim ayında Danger Room, Nevada’daki Creech Hava Kuvvetleri Üssü dışında Hava Kuvvetleri’nin insansız uçak filosundaki kokpitlerin virüsten etkilendiğiyle alakalı haber yayımladı. Görünüşe bakılırsa biri, Mafya Savaşları oyununu oynayan birini kullanarak kötü yazılımdan dolayı bilgisayarlara bir yol bulmuştu. Şaşırtıcı bir güvenlik zaafı.
İran'ın insansız uçağın GPS'sini gerçekten yanılttığı açık değil. Ama ya yaptılarsa? Humphreys, “Eğer bu gerçekten bu kadar kolaysa ben, çok zeki bu kadar insanın bunun için bu kadar zaman ayırmalarından dolayı hayal kırıklığına uğrarım” diyor.
Kaynak: Wired
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas