İran'da seçim coşkusu

 

İran'da 10. cumhurbaşkanlığı seçimleri önümüzdeki Cuma günü yapılacak. Seçimlere katılan adaylardan daha önce www.dunyabulteni.net"in haber-analiz köşesinde yayınlanan "İran Seçimleri: Üç Siyasal Çizgi" başlıklı yazımda söz etmiştim. Bir hafta boyunca adaylar televizyonda münazaralara katıldılar. Bu münazaralara bakılırsa seçimin en şanslı adayı, tartışmalar sırasında koruduğu soğukkanlılığı ve mesnetli konuşmalarıyla, Musavi olarak görünüyor.  

Geçen Pazar gecesi televizyon münazarası reformist kesimin iki adayı Kerrubi ve Musavi arasında geçti. Kerrubi, kendisine geçen yirmi yıl içinde defalarca siyasette sorumluluk üstlenmesi için başvurulduğunu, ama onun her seferinde bu talebi geri çevirdiğini hatırlattığında, Musavi'nin cevabı şöyle oldu: Geçen yirmi yıl içinde ülkedeki gidişatın kimi olumsuzluklara rağmen esas olarak yolunda olduğunu düşünüyordum. Aynı zamanda siyasette  hep aynı kişiliklerin rol üstlenmemesi gerekiyordu bana göre. Son dört yıl içinde bu fikrim değiştiği için, seçimlere katılma sorumluluğu duydum.

Ahmedinejat'ın bir önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasında, seçim kampanyası sırasında dile getirdiği "haksız kazançlarla mücadele" gibi bir vaadin etkisi olmuştu. Fakat, iktidara geldikten sonra bu siyasetçi cebinde taşıdığını söylediği haksız kazanç sahiplerinin isimlerinin yazılı olduğu listeyi sürekli gündemde tutsa da, içindeki isimleri açıklamaktan kaçındı. Seçim kampanyası sırasında rakiplerinin cebindeki listeyi sık sık gündeme getirmesi üzerine Ahmedinejat, geçen Çarşamba gecesi Musavi ile tartıştığı televizyon programında, haksız kazanç sağlayan birkaç kişinin ismini telaffuz etti. Bu isimler arasında Rafsancani'nin çocukları ve 1997 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Hatemi'nin rakibi olan, halihazırda sağ kesimin en güçlü isimlerinden biri olarak tanınan, bununla birlikte Ahmedinejat'a da mesafeli olduğu bilinen Natık Nuri'nin oğlu da bulunuyordu. (Natık Nuri aynı zamanda Rehberlik Kurumu'nun Denetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor.)

Musavi bu iddialar karşısında, mahkemede kanıtlanmamış yolsuzluk iddialarının, isimleri telaffuz edilen şahısların söz hakkına sahip olmadığı bir ortamda gündeme getirilmesinin yakışıksız olduğunu, bir müslümanın insanların haysiyetlerini ilgilendiren iddialarda bulunurken daha titiz hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Bu münazarada Ahmedinejat'ın bir diğer kozu ise, Musavi'nin eşi Zehra Rahneverd'in siyaset bilimi alanındaki doktorasıydı. Ahmedinejat'ın bu doktorayı gündeme getirmek isterken Musavi'ye yönelttiği üslup, şaşırtıcıydı. "Söyleyeyim mi, söyleyeyim mi...", diye sordu Ahmedinejat ve Musavi de soğukkanlılığını koruyarak,"Söyleyin", dedi. Ahmedinejat'ın iddialarının ardından Rahneverd'in adı gazetelerin birinci sayfalarına, televizyon ve cadde sokak münazaralarına yerleşti.  (Hemşehri gazetesine göre, cadde-sokak münazaraları, televizyon münazaralarından daha da ateşli bir şekilde sürüyor.)

Rahneverd siyaset bilimi doktorasını Ahmedinejat'ın iddia ettiği gibi kuralsız bir şekilde mi almıştı? Çok geçmeden doktoranın verildiği Azad Üniversitesi Rahneverd'in doktorasını kurallara uygun bir şekilde aldığını açıkladı. Muhammed Tagi Meybodi ise Kelime gazetesinde, Rahneverd'in İran'ın büyük bir değeri olduğunu, onun yeteneğinin 70'li yıllarda Ali Şeriati tarafından da farkedildiğini ve Şeriati'nin bir tablosunu incelediği Rahneverd'in geleceğinin ülkesi için ümit verici olduğunu söylediğini yazdı. (Sitemizin okurları, Rahneverd'in bir tablosunu bu köşede "Zehra Rahneverd'in Kırmızı Çarşaflı Kadın"ı ismiyle konu aldığımı hatırlayabilirler.)  

Musavi'nin taraftarları, "yeşil" rengi sembol olarak kullanıyorlar bu seçimlerde. Seçim kampanyasında Musavi'ye destek vermek üzere yayın faaliyetine başlayan Kelime gazetesinde "yeşil"in, iktidar partisi gibi devlet parasıyla çıkan sayısız gazeteyi ve televizyonun imkanlarını kullanmaktan yoksun olan, yayın yoluyla kendisini sınırlı olarak ifade edebilen Musavi taraftarlarının görünürlüğü için anlamlı bir medeniyet rengi olması nedeniyle sembol olarak seçildiği dile getirildi. 

Musavi'nin taraftarlarının oluşturduğu "yeşil zincir"in yaydığı hava, 1997 senesinde Hatemi cumhurbaşkanı seçildiğinde İran'da yaşanan toplumsal hareketliliği ve heyecanı hatırlatıyor.  Musavi sanatçı bir kişiliğe sahip ve eşi Rahneverd de ressam olduğu için, sinema sanatçıları,  ressamlar, yazarlar ve müzisyenler çeşitli bildirilerle, imza kampanyalarıyla Musavi'yi desteklediklerini açıklıyorlar. 

Seçimde en özgürlükçü temaları kullanan siyasetçi, adaylar arasında tek molla kişilik olan Kerrubi. "Reformun Şeyhi" olarak isimlendirilen Kerrubi, İran tarihinde ilk kez seçim kampanyasını pek çok tanınmış kişiliği danışman olarak yanına alıp da başlatan bir siyasetçi. Azınlıklara yönelik vaadlerde bulunuyor, onlara mecliste ve hükümette daha adil ve uygun bir temsil imkânı sunmaktan söz ediyor. Hükümetinde kadın bakana yer vereceğini, kadınlara yönelik ayrımcı kanunların değişmesi için de çaba göstereceğini belirtiyor. Basın ve yayın özgürlüğünü genişletecek tasarılar açıklıyor. 

Muhafazakar kesimin adayı Muhsin Rızai ise güçlü bir siyasal iktidar vaadiyle ayrıştırıyor kendini. Hizipçi davranmıyor.  Özelleştirmeyi sonuna kadar götürmeyi amaçlıyor. Üniversite sınavlarını gençler için bir gelecek maniası olmaktan çıkartma, internetteki sansürü kaldırma gibi vaadlerde bulunuyor. Rızai'nin en önem verdiği sloganı ise "ekonomik devrim". Cumhurbaşkanı seçildiğinde ülkedeki bütün bilim adamları ve uzmanlardan yararlanacağı bir hükümet kurmayı vaad ediyor. 

Muhafazakar kesimin öteki adayı Ahmedinejat ise geçen dört yıl içinde İran'ı tarihinde hiç olmadığı kadar uluslararası alanda itibar sahibi bir ülke haline getirdiğini öne sürüyor ve bir dört yıl daha fırsat verildiği takdirde, bu alanda verdiği hizmeti son noktasına kadar taşımayı vaad ediyor. Bu ifadeleri de kendi cumhurbaşkanlığı dönemi dışında devrimin bütün geçmişini yalanladığı izlenimini uyandırdığı için, muhalifleri tarafından tepkiyle karşılanıyor. Rakiplerinin ortak görüşü, Ahmedinejat'ın halka olmayacak vaadlerde bulunarak ve ekonomi alanında hakikati yansıtmaktan uzak rakamlar telaffuz ederek destek toplama alışkanlığını koruduğu. Ahmedinejat ise muhaliflerini, Rafsancani'nin liderliğinde kendisini yok etmeye dönük bir komploya hizmet etmekle suçluyor.  

Seçimde hangi adayın daha şanslı olduğu konusunda çelişkili görünen veriler, bir tahmin yapmayı güçleştiriyor. Adayları destekleyen farklı gazetelerde yayınlanan kamuoyu araştırmaları verileri birbirini tutmuyor. Seçimin sonuçlarını, bir önceki seçimlerde sandığa gitmeyen on milyona yakın küskün seçmenin kararının belirleyeceği ise yaygın bir kanaat.  Seçim günü yaklaşırken bütün ülkede yükselen heyecan, mitingleri dolduran kalabalıklar, cadde kenarlarında afiş ve bildiri dağıtan gençler ve televizyon münazaralarının toplumdaki yankıları, seçime katılım oranının bir hayli yüksek olacağının işaretleri...