İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, 2005'teki dokuzuncu cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olduğunda ana sloganını ekonomiye dayandırmıştı. Her konuşmasında milli kaynakların hortumlandığından, halkın refah düzeyinin aşağı seviyelerde olduğundan ve bunu haketmediklerinden, petrol gelirlerinin her vatandaşa adil bir biçimde dağıtılacağından ve 'sevgi çalışması' diye tabir ettiği yeni bir dönemden bahsedip duruyordu.
Böylece halkın yıllardır duymak istediği sözleri sarfeden Ahmedinejad, ekonomiyle ilgili kaygıları varmış gibi görünerek diğer adaylardan kat kat daha fazla ön plana çıktı. Tabii ki toplumsal bağlamda medeni özgürlükleri ve özel alana saygı konusunu da unutmamış ve epey ilginç yaklaşımlar ortaya koymuştu.
Uzun saçlı bir kültür danışmanıyla bir televizyon kanalına konuk olan Ahmedinejad şöyle açıklamalarda bulunmuştu: "Ülkenin sorunu halkın saçı başı değil. Bizim gençlerimiz nasıl giyiniyorlarsa giyinsinler, nasıl saç-sakal bırakıyorlarsa bıraksınlar. Bizim görevimiz ülkenin esas sorunlarına odaklanmaktır, halkı niye küçük düşürelim ki? Sorunumuz bir kadının nasıl giyindiği değil."
Bu sözleri söyleyen kişi sonuç olarak İran cumhurbaşkanı sıfatıyla karşımıza çıktı ve bu sözler unutuldu. Birinci cumhurbaşkanlığı döneminde ilk icraatı 'toplumsal güvenliği teşvik' adlı bir progamı uygulamak oldu.
Bu program sayesinde kadınlar saçlarının iki teli başörtüsünün dışında diye, erkekler saçı öyle veya böyle diye veya kısa manto giyiyorlar diye yaka paça yeşil renkli minibüslerle karakola götürüldüler. Bu programa 'insanı giyim tercihinden yoksun bırakma' projesi diye de adlandırabiliriz. Ahmedinecad'ın 'sevgi çalışması'nın sonucunda, yeşil renkli minibüsler bize ülkenin sorununun hâlâ halkın saçı başı olduğunu gösterdi...
Çoğu siyasi yorumcu Ahmedinecad'ın seçim öncesinde siyasi taktik olarak aslında sadece oy toplamak için bu tür açıklamalar yaptığını ifade ediyor ve
uyguladığı programı da muhafazakâr kesimin temsilcisi olmasına bağlıyor. Diğer yandan, bu sözlerin taktik amaçlı olduğu son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde açıkça ortaya çıktı. Zira Ahmedinecad'ın seçim propagandasına başladığı günden seçildiği güne dek şehir ve ilçelerde yeşil minibüslerin izine bile raslanmadı.
Emniyet müdürü taviz vermiyor
Tahran Emniyet Müdürü Ahmet Rıza Radan'ın söylediklerine bakılırsa yeşil minibüsler yine boy gösterecek. Radan bir basın toplantısında şöyle buyurmuş: "Ahlak polisisinin kutsal görevine son verilmesi söz konusu bile olamaz. Biz halktan iyi tepkiler alıyoruz ve yasal düzen doğrultusunda hareket ediyoruz. Halkımızın güvenliği ve toplumsal ahlakının bozulmaması adına ahlak polisi varlığını sürdürmeli. Bu kurumu eleştirenlerden rica ediyorum, bu hassas konu üzerinden siyaset yapmasınlar!"
Ahmedinejad'ın siyasi rakipleri olan Hüseyin Musavi'nin veya Mehdi Kerrubi'nin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtulmadığını göz önünde bulundurursak, bu yeşil minibüslerin varlığına dört yıl daha katlanmamız gerekecek ve ülkenin asıl sorunlarının çözümü bir kez daha başka bahara kalacak. (İran gazetesi İtimad, 13 Ekim 2009)
Kaynak: Radikal