İran'a dokunan yanar

ABD’nin eski BM daimi temsilcisi John Bolton, İsrail’in İran’ın Buşehr nükleer santralini vurmak için sekiz günü olduğunu ifade ederken, aslında hiçbir hukuki gerekçesi olmaksızın İsrail’i BM üyesi bir ülkeye karşı bir saldırması için kışkırtıyordu.

Bolton, Bush yönetiminin ve İsrail’e körü körüne bağlılığıyla bilinen yeni muhafazakârların önde gelen şahinlerindendi. Dolayısıyla kendisinden böyle bir kışkırtmanın gelmesi şaşırtıcı değil. Zira Bolton, kitle imha silahlarına sahip olduğu ve İsrail’le Arapları tehdit ettiği gerekçesiyle Irak’a saldırı çağrısı yapma noktasında muadilleri arasında en tutucu isimdi. Aynı gerekçeyi şu an İran’ın vurulması için tekrarlıyor.

Bolton’un Buşehr tesisinin yıkılması için en fazla sekiz günlük süre belirlemesinin nedeni, Rusya’nın İran’la imzaladığı anlaşma gereği bu tesisin ağustosun son haftasında çalıştırılması için gereken nükleer yakıtla donatacağını açıklaması.
Bu durum tesisin daha sonra vurulmasını büyük risk haline getirecekmiş!

İsrail, Irak ve Suriye’yi vurmuştu
Buşehr Arap Körfezi’nin İran tarafında, Birleşik Arap Emirlikleri’nin tam karşı kıyısında bulunuyor. İsrail’in tesisi nükleer yakıtla donatıldıktan sonra yıkması Körfez sularına radyasyon sızmasına, yani bir çevre ve insanlık felaketine yol açacakmış. İsrail bu kışkırtmaya nasıl bir yanıt vereceğini kestiremiyoruz. Ancak İsrail güvenlik organlarına yakın DEBKAfile sitesi birkaç gün önce, İsrail uçaklarının tam da Bolton’ın dile getirdiği sebepten dolayı Buşehr’i bu hafta sonundan önce bombalayacağına dair bir rapor yayımladı.

İsrail’in düşman gördüğü ülkelerdeki nükleer tesisleri ve yerleri bombalaması ne uzak bir ihtimal, ne de şaşırtıcı değil. Zira İsrail uçakları 1981’de, Irak’ın Osirak nükleer tesisini vurmuştu. İsrail üç yıl önce de, Suriye’nin İran ve Kuzey Kore desteğiyle kurduğunu iddia ettiği nükleer tesislerini yerle bir etmişti.

Petrol krizi çıkar
İran hükümetiyse, enerji üretimi için kurulan, uluslararası yasalara ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun kriterlerine uygun, sivil bir tesis olarak gördüğü Buşehr santraline yönelik herhangi bir İsrail saldırısına güçle karşılık vereceğini belirtmişti.

İsrail’in muhtemel saldırısı santrali yıkabilir, fakat aynı zamanda bölgenin ve petrol kuyularının yıkımına yol açacak bölgesel bir savaşı da ateşleyebilir. Böyle bir savaş İran’da ve Körfez bölgesinde yüz binlerce masum insanın ölümüne ve petrol fiyatlarının rekor oranlarda yükselmesi sonucunda büyük küresel ekonomik krize yol açabilir.

İsrail savaş fitilini ateşlerse kesinlikle kendisini yakacak, güvenliği, istikrarı ve yerleşimcilerinin canları açısından ağır bir bedel ödeyecektir. Zira saldırıya misilleme yapanlar İran’la sınırlı kalmayacaktır.

İran’ın müttefikleri var; Suriyeliler de bu savaşa girebilir. Hizbullah’ın cephanesindeki bütün füzeleri Tel Aviv ve ötesine fırlatacağı da kesin; zira Hizbullah bunun son savaş olacağının farkında. (Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 18 Ağustos 2010)

Kaynak: Radikal