İran ve Hamas, Mursi'nin ardından ilişkilerini gözden geçiriyor

Bir ay önce Beyrut'ta İranlı bir diplomata Hamas'la ilişkileri ve ilişkilerin normale dönme şansını sordum. Bana, "Kapı hiç kapanmadı" dedi. "Tahran'daki büroları halen çalışıyor, onlarla halen temas halindeyiz. İlişkilerin seviyesini düşürme kararını veren onlardı, biz değil."

Hamas yıllardır İran'ın Filistin'de baş müttefikiydi. İran'ın müttefikine verdikleri, sadece para ve silahtan ibaret değildi. İran'ın verdiklerine Şam'da güvenli bölge, Lübnan'da güvenliği sağlanmış bir şube, Hizbullah'tan sonra "stratejik silah" tedariki için favori listesinde olmak da dahildi.

Gazze'de telefonla görüştüğüm Filistinli bir kaynağa göre, "Tahran'ı bilmeyen sadece birkaç Hamas yetkilisi vardır. Ama eski günler geride kaldı. Hamas burada yeniden İran'ın favorisi olmayacak. Artık iki taraf arasında karşılıklı güven kalmadı." Hamas karşıtı olan kaynak daha sonra bunu detaylandırdı: "Hamas, İran tarafından bakılsa ve bir dediği iki edilmese de Müslüman Kardeşler Hamas'ın biyolojk annesidir. İran'ın onlara ihtiyacı varken Hamas biyolojik annesini seçti. Bir uzlaşmaya varabilirlerdi ama onlar gemileri yakmaya karar verdiler."

Gazze'de az sayıdaki yetkilinin İran'la ilişkilerin durdurulmaması gerektiğine karar vermeleri sayesinde Tahran'da Hamas'ın gemilerinin tamamı yanmamış görünüyor. Bu kararı verenlerden biri katledilen komutan Ahmed Cabari'ydi. O, İranlı yetkililerle kuvvetli ilişkileri muhafaza etmişti ve onun siyasi büro içinde kendi lobisi vardı. Hamas'ın kurucu babalarından Mahmud El Zahar da Cabari'den etkilenmişti. Dini ve siyasi açıdan sertlik yanlısı Zahar, harekette İran'ı ve onun rolünü methetmeye devam eden birkaç yetkiliden biriydi. O, Tahran'la kuvvetli ilişkileri sürdürdü.

Sekiz-gün savaşından sonra Kasım 2012'de Gazze'yi ziyaret ettim. O zaman Zahar, Halid Meşal'in İran'ın rolünü göz ardı etmesine, askeri üniforma giyerek bir basın toplantısı düzenleyip Tahran' a teşekkür ederek karşılık verdi. Birkaç gün sonra da Gazze'de Arapça, Farsça, İngilizce ve İbranice dillerinde İran'a teşekkür edilen posterler asıldı. Meşal yanlısı üyeler posterleri yırtmaya çalıştılar ama askeri kanat İzzeddin El Kassam Tugayları, müdahale etti ve posterler yerlerinde kaldı.

Tahran'a dönersek, Hasan Ruhani'nin göreve başladığı gün cumhurbaşkanı eski direniş üçlüsü Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad'ı hoş karşıladı. Burada Tahran'da bir kaynak, "Cumhurbaşkanı hoş karşılandıklarına dair Hamas'a net bir mesaj göndermek istedi" dedi. "Son aylarda ilişkilerin canlandırılması için temaslar yapılıyordu. Ama Mısır'da Müslüman Kardeşler'in devrilmesinden sonra iş ciddiyet kazandı ve Hamas, yaraların sarılmasına büyük ilgi gösterdi. Böylece görüşmeler çok verimli oldu. Görüşmeler genelde Beyrut'ta yapıldı."

Arapçayı çok iyi konuşan ve Filistinli gruplarla iyi ilişkilere sahip olan kaynağımız, Tahran'ın herhangi bir şartının olmadığını açıkladı. "Biz uzun bir zaman önce, onların İsrail hariç herhangi bir konuda farklı görüşe sahip olmalarına önem vermediğimizi söylemiştik. Onların görüşlerinde makul olmaları gerekiyor ve biz, yönetimlerindeki çoğu kişinin, Suriye'deki savaş konusunda pozisyonlarını gözden geçirdiklerini duyduk."

Al-Monitor'den Adnan Ebu Amer, 8 Ağustos'ta Hamas'ın Beyrut'a taşınmayı düşünebileceğini yazdı. Mısır'daki durum, Türkiye'deki güvenlik tehlikesi ve Katar'ın "Hamas'ın bir sene içinde Doha'yı terk etmesi için dolaylı ve nazik ricası" göz önüne alındığında Tahran'daki kaynaklar da aynısını söylüyor. Kaynaklarımız, görüşmelere liderlik eden kişinin Musa Ebu Merzuk olduğunu doğruladı. O, aylar önce İran'ı ziyaret eden son yetkililerden biriydi ve bazı Hamas üyeleri tarafından "lider" olarak tanımlanan eski tutuklu Emad El Alemi de dahil diğer önemli şahsiyetlerin yanı sıra yeni hareketi yönetiyor. Kaynağıma Meşal'in yakın bir zamanda Tahran'ı ziyaret edip etmeyeceğini sordum. "Kapılar hiç kapanmadı" dedi. "[Meşal] İranlı yetkililerle görüşmek için net bir gündeme sahip olmalıdır. Sayın Meşal Tahran'ı çok iyi bilir, İranlıları da bilir. İranlıların tek bir yolları vardır, Tahran'dan El Aksa Camii'ne doğrudan bir hat. Ve her kim buna katılmak isterse katılır, buna aldırmazlar."

Kaynak: El Monitor
Dünya Bülteni için çeviren: Mehmet Şeyhoğlu