İran uçurumun eşiğinde

İran'daki durum geri dönülmez bir noktaya ulaştı. Muhalefet haftalardır İslam Cumhuriyeti'nin yıkılması ve ruhani lider Ayetullah Ali Hameney'in iktidardan düşürülmesi yönünde çağrılar yapıyor.

Hamaney yanlılarıysa 'karışıklığı çıkaranların en sert biçimde cezalandırılmasını' istiyor. İnternetten dağıtılan video görüntülerine ve fotoğraflara bakıldığında muhalefet, son altı aydır devreye sokulan acımasız önlemlere rağmen korkmuş görünmüyor.

Göstericiler doğrudan polis ve güvenlik güçleriyle karşı karşıya geliyor. İki gündür süren çatışmalarda birçok polis yaralandı; muhalefetten de çok sayıda yaralı var ve pazar günü de (ki İslami geleneğe göre kan dökülmemesi gereken Aşure günüydü) sekiz kişi öldü. Pazar günü öldürülenleri gösteren bazı fotoğraflar en az Nida Ağa Sultan'ın geçen yazki görüntüleri kadar dehşet verici.

Hamaney büyük baskı altında
Muhalefetin reformcu İslamcıların yanı sıra, modern, muhtemelen laik genç eylemciler, akademisyenler, sanatçılar, müzisyenler ve gazetecilerden oluşan farklı katmanları son birkaç haftadır çileden çıkmış durumda. İran'daki demokratikleşme hareketlerinin her daim ön safında bulunan öğrencilerin 7 Aralık'taki milli günlerini kutlamalarına izin verilmedi; Kum ve İsfahan'dan üst düzey reformcu ayetullahların büyük saygı duyulan Büyük Ayetullah Hüseyin Ali Montazeri'nin yasını tutması yasaklandı. İnsan haklarını, gösteri hattını ve özgür basını savunmak için seslerini yükselten birçok ayetullah ve önde gelen muhalif sima mevkilerinden alınmakla tehdit ediliyor ve 'Batılı komplocularla işbirliği yapmakla' suçlanıyor. Pazar ve pazartesi yüzlerce üst düzey muhalif tutuklandı ve içerde tutulan birçoğu uzun hapis cezalarına çarptırıldı.

Ancak bilgiyi dolaşıma sokma ve destek seferber etme yönündeki beklenmedik tekniklerine karşın, muhalefet nereye gittiği ve rejimi devirmesi halinde ne yapacağı konusunda sarih bir deklarasyondan hâlâ yoksun. Herkesin kabul ettiği bir lideri de yok.

Eylemciler böyle bir açıklığa sahip olmaları halinde devletin liderliklerinin yok edilmesi için elinden geleni yapacağını savunuyor. Rejimin askeri kolunun rastgele öldürüp tutukladığı da bir gerçek.

Gerçek olan bir şey daha var:
Hameney artık görmüş geçirmiş danışmanlarının (sözgelimi eski cumhurbaşkanları Haşimi Rafsancani ve Muhammed Hatemi ya da eski meclis başkanı Mehdi Kerrubi) hiçbirine sahip değil. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Mahmud Ahmedinecad'ı destekleyeceğim derken hepsini bir kenara itti.

Ruhani liderin Kum, İsfahan ve Meşhed gibi kutsal şehirlerdeki reformcu ayetullahlar ve din adamlarıyla hayati bağları da son altı aydır kopmuş durumda.

Yakın tarihin en riskli dönemi
Lider şimdi, çatışma isteyen sertlik yanlısı din adamlarının, sağcı siyasetçilerin, Devrim Muhafızları'nın ve Besiç milislerinin kuşatmasında. Bu sadece daha fazla kan dökülmesine yol açabilir. Muhalefet şimdi, devlet televizyonu (ki burada çatışmalar meydana geldi) gibi önemli güç merkezlerinde daha fazla grev ve saldırı çağrısı yapıyor. Ve şubat İslam Cumhuriyeti'nin 31. yıldönümü. Durum yatışmazsa Devrim Muhafızları'nın darbe yapacağı söyleniyor.

İran uzun bir siyasi istikrarsızlık dönemiyle karşı karşıya ve komşu Pakistan'da artan gerilimlerin yanı sıra Afganistan ve Irak'taki hassas durum göz önüne alındığında, bölgesel güvenlik açısından yakın geçmişin
en riskli dönemi yaşanıyor.

(Masume Torfeh: Londra Üniversitesi'ne bağlı SOAS'ta (School of Oriental and African Studies) araştırma görevlisi, İran'da demokratikleşme üzerine çalışma-larda bulunuyor, 28 Aralık 2009)


Kaynak: Radikal