İran’ın nükleer programı üzerine 2009’dan bu yana oynanan satrançta en önemli nokta şu: Bu oyun hem Tahran’daki hem de BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesiyle Almanya’dan oluşan Batı ülkelerindeki iç etkenlerle bağlantılı. Soruna yönelik tutumlarda görülen birçok çelişki bu durumun kanıtı.
Tahran cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana tırmanan bir iç kriz yaşıyor. Zira seçimlerin meşruiyetinden şüphe eden muhalefet halkın azımsanmayacak bir kesimini kendi tarafına çekti. İktidar kurumuysa güçlü isimleri barındıran muhalefet karşısında meşruiyetini kanıtlamak, bölünme ve lidere sadakatsizlik alâmetleri gösteren tabanını korumak için nükleer dosyayı kullanıyor. Tahran 5+1 grubunun baskısına kısmen karşılık vermiş görünen bir teklif sundu ama teklifi uranyum zenginleştirmeyi sürdüreceğini belirterek bozmakta da gecikmedi.
Batı da İran’da iktidara karşı beliren rahatsızlık dalgasına bel bağlıyor. Batılı ülkeler bir yandan İran’ın olumsuz yanıtı karşısında önlemler ararken, diğer yandan İranlıları rejim etrafında kenetlenmeye sevk edecek yanlış bir adım atmak da istemiyor.
Konuyu daha da çözümsüz kılmak için hatta giren başka etkenler de var. ABD’deki iç siyaset, Cumhuriyetçilerin yönetime karşı başlattığı saldırı dalgasıyla daha da çözümsüzleşti; Cumhuriyetçiler, ‘İran’a el uzatma politikasının hiçbir sonuç vermeyeceğini ve ulusal güvenliği tehlikeye atacağını’ savunuyor. Bu saldırıların Kongre seçimleri yaklaşırken yoğunlaşması, yönetimin dış kararlarının iç
sebepleri olacağı anlamına geliyor.
Geçen yıl boyunca bütün oyuncular satranç tahtasını olduğu gibi korumaya kararlıydı; kimse aniden masayı ötekilerin başına çevirmedi. Fakat bu yılla birlikte İran’ın çelişkili tutumlarının sabrı tükettiği görülüyor. Yolun sonu yaklaştı. Şu anki seçenek yaptırımların artırılması ki, Rusya’nın da bu seçeneği desteklediği görülüyor. Teknik kısıtlamalardan dolayı İran’ın uranyumu yüzde 20 oranında zenginleştirmeye başladığı yönündeki açıklamasını şantaj olarak alsak bile, bu durum Tahran’ın pazarlık kartını güçlendirmek için satranç tahtasında son bir hamle yaptığı anlamına geliyor. Durum, akıldışılık da dahil olmak üzere her türlü ihtimale açık. (Londra’da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, 9 Şubat 2010)
Kaynak: Radikal