İran: Müeyyideler ve diplomasi mezcedilebilir mi?


Çin'in BM büyükelçisi Li Baodong “Pekin'in hem Türkiye ve Brezilya'nın aracılık ettiği yeni uranyum takas anlaşmasına hem de BM müeyyidelerine destek vermesini açıklarken “müeyyidelerin gâyesi, İran'ı müzakere masasına çekmektir” dedi. Obama yönetimi, müeyyide baskısının diplomatik uzlaşmanın ayrılmaz bir parçası olduğuna Çin'i ikna etmiş gibi duruyor. Cezalandırıcı baskıları diplomatik faaliyetlerle birleştirme fikri, Türkiye ve Brezilya'nın aracılık ettiği anlaşmaya ABD sillesini de kısmen açıklıyor olabilir – meğer ki bu anlaşmaya, Obama yönetiminin yüreklendirmesi sayesinde ulaşılmış olsun.

İran'ın, geçen Ekim'de hayır dediğine çok benzeyen bu anlaşmaya evet diyerek Washington'ı hazırlıksız yakalaması üzerine Washington, inisiyatifi kendi eline almak için masaya Rusya'nın ve Çin'in de kabul ettiğini söylediği yeni bir BM Güvenlik Konseyi müeyyide paketi koydu. Hillary Clinton 17 Mayıs Pazartesi günü, yeni müeyyidelerin “Tahran'da son birkaç gündür sarfedilen çabalara verebileceğimiz ikna edici bir cevap” diye konuştu ki, Amerikan yönetiminin Capitol Hill'den gelecek eleştirilerin önünü alma arzusunu yansıtıyor olabilir.

Ancak Türk yetkililer, Clinton'ın kullandığı dil yüzünden incindiler ve Clinton'un çıkıştığı “Tahran'daki çabaların” bizzat Amerikan yönetimiyle eşgüdüm sağlanarak sarfedildiğini iddia ettiler. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Salı günü yaptığı açıklamada Clinton ve Ulusal Güvenlik Konseyi James Jones'ın kendileriyle “sürekli temasta olduğunu” ve İran'ın Tahran Araştırma Reaktörü (TAR) için geçen Ekim ayında teklif edilen yakıt takası anlaşmasını kabul etmesi amacıyla Nisan ayında bizzat Obama'nın Başbakan Erdoğan'ı yüreklendirildiğini söyledi. İran, takas anlaşmasının kilit şartlarını yani 1.200 kg düşük düzeyli zenginleştirilmiş uranyumu tek bir sevkiyatla gönderip karşılığında tıbbi araştırma reaktörünün ihtiyaç duyduğu yakıtı almayı kabul etmiş görünüyor.

Davutoğlu bu hafta başında “bizden istedikleri, takasın sağlanması için İran'a güven verilmesiydi. Görevimizi yaptık. İran 1.200 kg uranyumu şartsız olarak verdiği takdirde, gerekli olan güven atmosferi oluşmuş olacaktır” dedi. Amerika ve ortakları yeni müeyyideler uyguladığı takdirde bu güvenin aşınacağını belirtti. Eğer Amerika kale direklerininin yeri değiştiriyor gibi bir görüntü verirse, İran konusunda gelişmekte olan ülkelerden ters tepki gelebilecektir.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü P.J. Crowley ise Türkiye-Brezilya-İran anlaşmasını, “uluslararası câmianın merkezi endişesine hitap etmemekle” eleştirdi: BM Güvenlik Konseyi'nin mevcut müeyyidelerle desteklediği talebi, İran'ın uranyum zenginleştirme çalışmalarını askıya almasıdır. Crowley'in şikayeti bir şekilde samimiyetsiz çünkü aynı şey Obama yönetiminin geçen Ekim ayında sunduğu takas anlaşması için de doğrudur; esasen anlaşmanın uranyum zenginleştirme sorunundaki sessizliği İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın başlarda anlaşmayı büyük bir zafer olarak nitelemesine yol açmış ama iç muhalefet Ahmedinejad'ı anlaşmadan caymaya zorlamıştı. Benzer bir anlaşma, Ayetullah Ali Hamaney'den meclis çoğunluğuna ve reformcu hareketin bazı kilit şahsiyetlerine kadar İran siyaset yelpazesinden bu kez büyük destek gördü.

Şayet yeni müeyyideler masada kalmayı sürdürürse, İran, Ahmedinejad'ın Perşembe günü tehdit ettiği üzere, Türkiye-Brezilya anlaşmasından çekilerek gerilim tırmandırma politikasını tercih edebilir. Şu an Güvenlik Konseyi üyesi olan Türkiye ve Brezilya, ABD'nin tepkisinden sıkıldılar ve müeyyideleri müzakereye katılmadılar. Ancak Rusya ve Çin, takas anlaşmasını teşvik ederek ve yazılı olarak UAEK'na bildirmesi için İran'ı teşvik ederek ama müeyyideleri de desteklemeyi sürdürerek birbirine zıt iki şeyi aynı anda ister göründüler.

Pekin ve Moskova'yı Washington'ın yanında tutan nedenlerden biri de İran'ın bu takas anlaşması sonuçlandırılsa bile yine de uranyumu % 20 oranında zenginleştirmeyi sürdürme kararı olabilir (Tahran Araştırma Reaktörü için gerekli, normal reaktör yakıtından dört kat daha zengin ve silah yapımı için gerekli olana daha yakın bir orandır) İran geri adım atmadığı takdirde, Tahran Araştırma Reaktörünün yakıtı olmasına rağmen İran'ın uranyum zenginleştirmesinde masum hiçbir neden göremeyen Rusya ve Çin'in müeyyidelerde sebat etmesi muhtemeldir.

Müeyyidelerin ve angajmanın paralel ilerlemesi, nükleer materyal stokunu artırırken müzakere yürüten İran'ın bu stratejisine Washington'ın cevabı olabilir. İran, Avrupa Birliği'nin müzakerelere başlama önşartı olarak talep etmesinden dolayı uranyum zenginleştirme çalışmalarını 2003 yılı sonlarında durdurmuştu. Fakat Ahmedinejad, zenginleştirme çalışmalarını askıya almanın, Avrupalıların İran'a çeşitli siyasi ve ekonomik teşvikler sunmalarını geciktirmekten başka işe yaramadığını savunmuştu. Ahmedinejad Ağustos 2005 tarihinde cumhurbaşkanı olduğunda UAEK'nun gözetimi altında uranyum zenginleştirme çalışmalarını bu yüzden yeniden başlattı; UAEK, Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal etmekte olan zenginleştirme çalışmalarını izlemeyi sürdürüyor. Amerikalı yetkililerin, İran'ın bu son teklifi müeyyide baskısının işe yaradığını göstermektedir demeleri gibi İranlı yetkililer de İran'ın zenginleştirme çalışmaları sürerken müzakere yürütme taktiği batının daha fazla taviz vermesini sağladı diye savunuyorlar.

Dolayısıyla her iki taraf da diplomatik oyunda baskın çıkmak amacıyla paralel iki hat üzerinde ilerliyor. Amerikan yönetimi, daha sert eylemler isteyen Capitol Hill baskısını uzak tutmak için Güvenlik Konseyi'nde ortak bir cephe sunmayı ümit ediyor. Fakat İran, Türkiye-Brezilya anlaşmasını uygulamaya koyduğu takdirde, Çin ve Rusya gibilerin olumlu bir tepki verilmesi için ABD üzerindeki baskıları artabilir.

Son hamlelerin altında saklı olan, gâyelerdeki farklılıklardır. ABD'nin elde etmek istediği sonuç, İran'ın barışçıl amaçlar doğrultusunda uranyum zenginleştirme hakkından feragat etmesidir; İranlıların görünür geleceğe kadar böyle bir niyetleri yok. Çin ve Rusya, İran'ın UAEK'nun nükleer programla ilgili şeffaflık şartlarını yerine getirmesini istiyor ama nükleer enerji programının bir parçası olarak İran'ın uranyum zenginleştirme hakkına ilke olarak karşı çıkmıyorlar. İran ise muhtemelen çalışmalarını aradaki boşlukta sürdürecektir.

Kaynak: Time
Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı