Aşırılıkçı Şii ve dini bir rejim olan İran'ın, bölgedeki Sünni aşırılıkçı faaliyetleri idare ve finanse etmesi tam bir ironi. İroni, en aşırı Sünni örgüt olan Kaide örneğinde kendini açıkça gösteriyor. İki düşmanın koalisyonu Kaide'nin yenilmesi, Afganistan'dan kaçması ve bütün Sünni ülkelerde izinin sürülmesiyle başladı. İran'a giden ilk Kaide grubu Mısırlı Seyfuladl başkanlığındaydı. Yanlarında, aralarında Ladin'in oğlu Saad da dahil örgütten bir grup genç de vardı.
Bu olay Taliban'ın devrilmesinden hemen sonra meydana geldi. İlk grubun
Pakistan-İran sınırlarındaki dağlık bölgelerden yanlışlıkla İran'a girip girmediklerini veya bir bağlantı olup olmadığını bilmesem de, İranlılar kaçan gençlere ev sahipliği yaptı. Kaide'nin Riyad'da gerçekleştirdiği bir patlamayı soruşturanlar, operasyon emrinin İran'dan verildiğine işaret eden kanıtlar buldular.
İran mı? Seyfuladl ile Suudi grubun lideri arasındaki uydu telefonu görüşmesinin kayıtlarını dinlerseniz bunu teyit edebilirsiniz. Konuşmaları açık, yer de İran. Sürpriz olansa İran'ın bunu yalanlamaması ve elinde Kaide üyelerinin olduğunu itiraf edip, olayları 'misafirlerin' misafirlik kurallarını ihlal etmesiyle gerekçelendirmesi. Belki de İran topraklarında Kaide üyelerinin bulunduğunu açıklamak istedi.
Geçen dört yılda ülkedeki Kaideci sayısı arttı ve örgüt İran'ı karargâh edindi. Kaide'nin fiili lideri Zevahiri'nin İran'ın son misafiri olduğu söyleniyor.
Aşırılıkçı Sünni bir örgüt olarak Kaide, Şiiliği ve Sünni ılmayan İslami grupları öldürülmesi gereken kâfirler olarak görüyor. İran da, Sünnileri kâfir yerine koyan aşırılıkçı Şii ve dini bir rejim. Bugün önemli nokta İran'ın kullanılan silahın yapısına dikkat etmeksizin amaçlarına ulaşmak istemesi. Bu yüzden Hamas ve İslami Cihat'ın yanı sıra Lübnan'ın kuzeyinde ve Kuzey Afrika'da aşırılıkçı bir dizi Sünni örgütü kolluyor.
Maalesef bugün siyasette Şii ve Sünni aşırılık kullanılıyor. Düşünsel düzeyde kabul edilebilecek olan bu anlaşmazlık yapay ve yakında İran'la Irak Şiileri arasında çekişme yaşanabilir.
Zira İran Irak'a hâkim olmak istiyor. Siyasi mezhepçiliğe bel bağlayanlar, siyasi fırsatçılığın gerçeklerine toslamadan önce düşünmeli.
Kaynak: Radikal