İran ile İsrail'in nükleer oyunu

 

İran'ı da İsrail'i de anlamak pek mümkün değil.Görünüşe göre her iki ülke de bir diğerinden hazzetmiyor. Fırsat bulsalar birbirlerinin boğazına yapışacaklarmış gibi davranıyorlar.
Ancak...

Sürekli birbirlerini tehdit etmelerine rağmen bu niyetlerini kuvveden fiile geçirmiyorlar. Sadece ağız dalaşı yapıyorlar.

İşin doğrusu her iki ülke de rahatsız değil bu durumdan.

Niye?

İç kamuoylarını istim üzerinde tutuyorlar böylece.

Uluslararası toplum nezdinde "meşruiyet" zemini elde ediyorlar.

Dostlarına "güven", düşmanlarına "korku" salıyorlar.

Özetle...

İran ve İsrail, izledikleri politikalarla birbirlerine yardım ediyorlar aslında.

Nasıl oluyor bu peki?

Problemlerin çözümünü daima erteleyerek...

Başka?..

Birbirlerini "kahraman" haline getirerek...

İsrail, Sünni dünyada Şii sempatisini artırmaya çalışıyor, İran'ı tehdit ediyor görüntüsü altında.

İran da Batılı ülkelerin Filistin topraklarını işgal eden İsrail'in icraatlarını sorgulamasını engelliyor.

Nasıl?

Her defasında gündemin ilk sırasını işgal ederek...

Bu konuda son birkaç günde yaşananlara bakmak yeterli olur sanırım.

BM Güvenlik Konseyi çok önemli bir karar aldı perşembe günü.

Aralarında Türkiye'nin de olduğu 15 üye ülke, ABD Başkanı Obama'nın sunduğu dünyanın nükleer silahlardan arındırılması kararını oybirliğiyle onayladı.

Neleri ihtiva ediyor bu karar?

Öncelikle nükleer silahların yayılmasının önlenmesini, nükleer silahların sökülmesini ve nükleer denemelere son verilmesini istiyor.

Ayrıca...

Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'na (NPT) taraf ülkelerden tüm yükümlülüklerini yerine getirmelerini talep ediyor. Anlaşmayı imzalamamış ülkelere de imza atmaları çağrısında bulunuyor.

ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin, BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi... Bu ülkelerin hepsi, atom bombasına sahip oldukları halde NPT'nin nükleer silahların imha edilmesi şartını yerine getirmedi şimdiye kadar.

Nükleer silahlara sahip olmalarına rağmen NPT'yi imzalamayan üç ülke ise şunlar:

-Pakistan, Hindistan ve İsrail.

İsrail'e bir parantez açmamız lazım bu noktada.

Bu ülkenin nükleer silahlara sahip olduğuna dair herkeste bir kanaat var. Ama İsrail bu konuda ser verip sır vermiyor.

Yani...

Sahip olduğu nükleer silahların varlığını ne "teyit" ediyor ne de iddialara "karşı" çıkıyor.

Sessiz kalarak uluslararası toplumun baskılarından kurtulmayı hedefliyor.

Başarılı oluyor da...

BM'nin aldığı bu karardan en fazla hangi ülke etkilenebilir sizce?

Bana göre İsrail.

Ancak İran bu ülkenin imdadına yetişti, ertesi gün yaptığı açıklamayla.

Gizli kalmış ikinci uranyum zenginleştirme tesisinin varlığını ifşa ederek dikkatleri kendi üzerine çevirdi yeniden.

Hal böyle olunca da...

İsrail'in nükleer silahları tartışma konusu olmaktan çıkıverdi.

Sadece Başbakan Erdoğan, İsrail'e üstü kapalı bir göndermede bulundu, "Özellikle Ortadoğu'da olmak üzere kitle imha silahlarından arındırılmış bölgeler tesis edilmesini destekliyoruz." sözleriyle.

Kısacası...

İran bir kez daha kurtardı İsrail'i, bütün şimşekleri üzerine çekerek.

İsrail de büyük bir koz geçirdi eline yine, kendi nükleer silahları yerine İran'ın nükleer emellerini konuşma fırsatı yakalayarak.

Kaynak: Zaman