İran Cumhurbaşkanlığı seçimleri


İran'da 'Rehber'in dört yıllık çalışma arkadaşı seçilmekte. Böyle baktığımızda, cumhurbaşkanlığına aday olan yüzlerce başvurunun, Şuray-ı Nigâhban (tam karşığılı bekçiler şurası) tarafından niçin dörde indirildiğini anlamamız biraz daha kolaylaşır.

Şahlar döneminin sona erdiğinin kanıtı, İran tarihinde halkın da katılımıyla yeni bir dönemin başlangıcı olarak 1980'de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimiydi. Bu seçimle, İran, inkılabını bütün dünyaya bir kere daha deklare edip, yeni başlangıcı da dikkatlere sunuyordu. Batı, merak içinde, alemi islamsa çağdaş bir örneklik peşindeydi.

Bu ilk seçimde iki adaydı önem arzeden. Ayetullah Behişti'nin başkanı olduğu Cumhuri İslami Partisinin adayı Celaleddin Farisi ve İmam Humeyni'nin 'Manevi oğlum' diye destek verdiği Ebu'l Hasan Beni Sadr. İran'ın en katılımlı, coşkulu seçimi tartışmasız bu ilk seçimdi. Beni Sadr, rekor katılımlı seçimi rekor oy alarak kazandı; 25 Ocak 1980'de. İran, tarihinin serbest seçimli kotasız ilk cumhurbaşkanına kavuşmuş oldu.

Cumhuri İslami Partisi, Beni Sadr'ın karşısına büyük bir muhalif olarak dikildi. Kurumlar kadar caddelerde de muhalefet vardı: 'Beni Sadr Mektebi değil', 'İmamın değil, Musaddık'ın yolundadır'

Mektebi tabirini, bir başka biçimde de Taliban, ilk çıkış yıllarında mücahidlere karşı çıkarken kullanmıştı: 'Onlar üniversiteli, biz medreseliyiz.'

Saddam Hüseyin'in başında bulunduğu Irak ordusu, Abadan, Hürremşehir, Ahvaz ve Dezful'a kadar girip Tahrana kadar bütün şehirleri ateş altına alırken, Beni Sadr da, İmam'ın desteğini yitirmişti. 10 Haziran 1981'de azledilen Sadr, İran dışına kaçtı.

Yeni yapılacak seçimlerde Ayetullah Behişti'nin Cumhurbaşkanı olacağına kesin gözüyle bakılıyordu. 28 Haziran 1981'de Cumhuri İslami'nin toplantı sırasında, tahrip gücü yüksek bir bombanın patlamasıyla Ayetullah Behişti ve 70'in üstünde arkadaşı şehid oldu.

2 Ağustos 1981 de Cumhurbaşkanı olarak Muhammed Ali Recai seçildi. Başbakan Muhammed Cevad Bahoner'le toplantıda bulunduğu sırada patlayan bir bombayla da Cumhurbaşkanı Ali Recai de 30 Ağustos 1981'de şehid edildi.

Hüccetül İslam Seyyid Ali Hameney, 13 Ekim 1981'de inkılabın üçüncü cumhurbaşkanı seçildi.  İran, verdiği o kadar şehidden sonra daha tedbirliydi. Buna rağmen Ali Hameney de defalarca suikaste maruz kaldı, bunlardan biri, elinde kalıcı bir sakatlık oluşturdu. Seyyid Ali Hamaney ikinci dönem seçimini de kazandı.(1985-3 Ağustos 1989)

3 Ağustos 1989'da Cumhurbaşkanı seçilen Hüccetül İslam Haşimi Rafsancani, inkılabın en etkin kişisi olduğunu süreç boyunca geldiği her mevkiyi etkin yaparak gösterdi. Onun döneminde İran'daki bürokrasi, sanayi, ticaret, alt yapı yatırımları hızlandı, Tahran metroya kavuştu. İran uluslararası ilişkilerde mesafeler katetti. İran - Irak savaşının bitirilmesinde tek karar mercii olan İmam'ın iknasını başaran da Refsancaniydi. Seyyid Ali Hameney'e Rehberiyet yolunu açan siyasi dehanın da, o olduğu söylenir. Rafsancani de iki dönem cumhurbaşkanı seçilmişti. 1989-1997.
        
1997 Cumhur Başkanlığı seçimleri de 1980'deki seçime yaklaşan renklilikteydi ve katılımı yüksekti.

İmam Humeyni vefat etmişti. Seyyid Ali Hameney 'Rehber-i İnkılab' seçilmişti. Siyah sarıklı, Behişti'den sonra Hamburg'daki camide imamlık yapan, yıllarca İrşad Bakanı olan Hüccetül İslam Seyyid Muhammed Hatemi'yle, beyaz sarıklı Hüccetül İslam Natık Nuri'nin arasında belirlenecek bir seçimdi. Rehber Hameney, Natık Nuri'yi açıkça işaret ediyordu.

Seçimlerin bir ay öncesinde Tahran'daydım. Firdevsi meydanında, gelen bir taksiye, 'Hıyaban-ı Mutahhari' diye seslendim. Caddenin başında ineceğimi söyleyip bindim.Öndeki orta yaşlı adam, şoföre nereli bu?' diye seslendi. 'Deri şiveden dolayı Afganlı cevabını alınca, benden çekinerek kesmiş olduğu konuşmasına güvenle devam etti: Madem rehber birini işaret edecek, halk da onu seçecek, o zaman seçime ne gerek var. Reis-i Cumhuru da, Rehber tayin etsin, bu kadar para harcanıp telaş da olmaz. Halk seçecekse rehberin birini işareti doğru değildir' diyerek,  halktan biri olarak tepkisini gösteriyordu.

1997 Seçimleri küskün,k ırgın İranlıları (Şeriatmedari'nin, Muntazıri'nin bağlılarını, kadınları, etnik yapıları) sandık başına çekmişti. Natık Nuri sadece doğum yerinde Hatemi'den çok oy almıştı. Hatemi kullanılan oyların yüzde 70'den fazlasını alarak seçimi kazandı.

97 seçimlerinin bir özelliği de nereden çıktığı belli olmayan muhafazakar, reformcu yakıştırmalarının ilk defa kullanılan tabirler olarak ortaya çıktığı seçimdir.

Cumhurbaşkanı Hatemi; Seyyidlik alameti siyah sarığıyla, gülümseyen yüzüyle, İran'ın içinde ve dışında sempatik bir çehre oluşturdu. Hatemi, Hameney'in başlatıp Rafsancani'nin sürdürdüğü ikinci defa seçilme geleneğini bozmadı. 3 Ağustos 2005 de Hatemi'nin ikinci dönemi de bitmişti.

6 Ağustos 2005'de Mahmud Ahmedinejad, inkılabın en genç cumhurbaşkanı seçildi.

Mahmud Ahmedinejad ikinci defa seçilme geleneğini bozacak mı?

12 Haziranda yapılacak seçimlerde dört aday var. Yüzlerce başvuru, Şuray-ı Nigâhban tarafından süzgeçten geçirildi, aday sayısı dörde indirildi. Bu adaylara bir kere daha bakalım:

1-Mahmud Ahmedinejad: Hali hazırdaki Cumhurbaşkanı.

2-Mir Hüseyin Musevi:1981-1989 arasında İran Başbakanı.

3-Mehdi Kerrubi:Dört dönemdir milletvekili.1989-92 ve 2000-2004 arasında iki dönem meclis başkanlığı da yaptı.

4-Muhsin Rıza-i: 1981-1997 arasında Sipah-ı Pasdaran-ı İnkılab-ı İslam'ın(Devrim Muhafızları) reisliğini yaptı.

Adaylar böylece ortadayken, muhafazakar, reformist betimlemeleri sos tadı versin diye kullanılıyor herhalde. Şurayı Nigâhban dahi korkulu rüya görmemek için
adayları ihmale getirmiyor.
Seçimlerin en dikkat çekici hamlesini eski Cumhurbaşkanı Hatemi yaptı. Kendisinin de kabinesinde bakanlık yaptığı Mir Hüseyin Musevi adaylığını açıklayınca, ona destek verdiğini ilan ederek adaylıktan çekildi. Aldığım bilgilere göre de Rehber, Ahmedinejad'ı destekliyormuş. Seçimin bu iki aday arasında geçeceği şimdiden ortaya çıkmış oldu.

Bu seçimde 18 yaşüstü 46.2 milyon seçmeni olan İranda sandığa gitme oranının artması Musevi'nin şansını artıracaktır. Seçimin sonucu birinci turda alınmazsa, Mir Hüseyin Musevi'nin ikinci turda daha rahat galip geleceği kanaatindeyim.

Zahedan'daki bombalama hadisesi Ahmedinejad'a oy kazandırır hissi verse de; uzun yıllardır İngilizlerden kalan bölgedeki sınırların her an değişme riskinin arttığı bu zamanda, İran'daki yüzün ve tecrübenin değişmesi de, İran'ın ve Keşmir'den Mısır'a kadar bölgenin lehine olacaktır.