Bush gibi bir savaş suçlusunun, İran'ın nükleer programını engelleme hakkı yok. Tahran Batı hegemonyası karşısındaki sert duruşunun bedelini ödüyor
Uluslararası toplum adına konuşmak için bir kez daha ortaya çıkan ABD Başkanı Bush, barışçıl nükleer faaliyetlerini durdurmadığı takdirde İran'a dayatılan yaptırımların artırılması gerektiğini söyledi. Eli Filistin, Irak, Afganistan, hatta Afrika'daki masum insanların kanına bulanmış Bush, dünya vicdanını ayaklar altına alıyor.
İnsanlığa karşı suç işlemekle suçlanan ve halkların kaderlerine egemen olmak için zulüm yapmakta ısrar eden Bush'un, uluslararası hukuku delmeyen ve başkalarının bir karış toprağını işgal etmemiş özgür ve bağımsız bir ülkenin, uluslararası sözleşmelerde yer alan hakkından ödün vermesini isteyerek sesini yükseltmesi mantıksızlık örneği. En iğrenç suçları işlemekle suçlanan birine İran'dan kendisine boyun eğmesini isteme hakkını hangi yasa veriyor? Hangi özgür ve saygın halk bu alçaklığı kabul edebilir?
Bazı kişiler, bölgede yeni krizler çıkmasını engellemek için İran'dan Batı'nın şartlarını kabul etmesini istiyor. Fakat, Batı ve ABD'nin talebi, ne İran'ın niyetleri karşısında duyulan korkudan ne de nükleer tehlikelerin ortadan kaldırılması konusundaki kararlılıktan kaynaklanıyor.
Zira onlar ve İsrail, Filistinlileri soykırımdan geçirerek Araplara yönelik iğrenç niyetlerini ortaya koyuyor, dünyanın yarısını imha etmeye yetecek nükleer silah depoluyorlar. ABD İran'ın yıkıcı silahları bulunduğunu gayet iyi biliyor. Zira İran'ın gücü, halkının iradesinde ve stratejik konumunda saklı.
ABD Araplara değer vermez
Bu yüzden şu anki çekişme nükleer silahtan çok, ABD'nin dünyaya yaymak istediği fakat İran'ın şiddetle reddettiği hegemonya stratejisi üzerine yaşanıyor. İranlılar ABD'yle siyasi, hatta askeri çatışmadan korkmuyor.
Üstelik, Cumhuriyetçi ve Demokrat iki kutbuyla ABD'nin, tek bir Siyonist'e tüm Arap ve Müslümanlardan daha fazla değer verdiğinden emin olabiliriz.
İran bugün nükleer teknolojiye sahip olmasının değil, hegemonyaya karşı gururlu duruşunun bedelini ödüyor.
Başkaları istesin veya istemesin Tahran bu teknolojiyi elde edecek. Bölgenin kaderini kontrol etmekte ve zenginliklerini sömürmekte başarısız olan ABD'yse, yenilgilerinin bedelini bizzat kendisi ödemeli.