İran, Akdeniz'den sonra Kızıldeniz'de de...

İran, donanmasına yıllardır yatırım yapıyor, buna yeni ufuklar ve görevler kazandırmaya çalışıyor. Bu çerçevede yönetim donanmanın sadece İran'ın karasuları ve bitişik alanları koruma göreviyle yetinmemesini istiyor, donanmanın aynı zamanda bölgesel bir deniz gücü haline gelmesi gerektiğine de çoktandır inanıyor.

Nitekim, bir üst düzey komutan geçen martta verdiği demeçte, donanmanın ülke karasuları dışında da stratejik bir güç olarak varlığını hissettirmesine ihtiyaç olduğunu söylerken İranlı Amiral Gulam Rıza Kadem, donanmanın dünya denizlerinde var olmasına işaret etmişti. Ayrıca aynı günlerde İran Donanma Komutanı Amiral Habibullah Seyyari, donanmanın operasyonel gücünü yakında Basra Körfezi ve Umman Denizi'nden çok uzaklara doğru genişleteceğini de açıklamıştı.

Esasen İran, donanmasını kendi bölgesinin dışına gönderme ve buralarda varlık gösterme hamlesini bu yılın şubat ayında ilk defa Süveyş Kanalı'ndan geçirip Akdeniz'e gönderdiği iki savaş gemisiyle gerçekleştirmişti. Bu gemiler Alvand adlı fırkateyn ile lojistik-destek gemisi Harg'dı. İki gemi de Akdeniz'de Suriye ile birlikte ortak tatbikat ve eğitim çalışmaları yapmışlardı.

İran bu hafta bu Akdeniz hamlesini Kızıldeniz hamlesi ile ikilemiş ve açık denizlerde varlık gösterme ya da güç yansıtma kararlılığını bir defa daha ortaya koymuş bulunuyor. Bunu da yarı-resmî Fars haber ajansının önceki günkü Türkçe kısa haberinden öğrenmiş oluyoruz.

Bu haberde aynen şöyle deniliyor: "İran denizaltıları milletlerarası sularda. İran İslam Cumhuriyeti Ordusu denizaltıları bilgi toplama ve yabancı ülkelerin savaş gemilerini tespit etme gayesiyle Kızıldeniz sularına ulaştı. İslamî Ordu üst düzey yetkililerinin deniz kuvvetlerine ait denizaltılarını milletlerarası sularda uzun vadeli görevlerde bulunmaya hazır durumda olduklarını ilan etmeleri üzerine söz konusu denizaltılarımızdan bir grup, önceden belirlenen hedeflere ulaşma niyetiyle Ordu Deniz Kuvvetleri'nin 14. Filo'suna eşlik ederek milletlerarası uzak denizlere doğru yola çıktılar. İsminin açıklanmasını istemeyen askerî bir yetkili 'Geçen mayısta Aden bölgesine yollanan bu filo, görevinin devamı olarak Kızıldeniz sularına girdi.' dedi. Bu denizaltı filosu, dünyadaki çeşitli ülkelerin savaş gemilerini bütün teçhizat ve özellikleriyle birlikte tespit etme, serbest ve milletlerarası suların yatakları hakkında teknik ve coğrafî bilgiler toplama amaçlı olarak da kullanılabiliyor." açıklamasını yaptı.

Ajansın aynı haberinin İngilizcesinde ise filonun misyonunun bir parçası uyarınca halen Kızıldeniz'de olduğu, 14. Filo'da Bender Abbas adlı savaş gemisi ile Şahit Nakdi destroyerinin görev yaptığı bildirilirken denizaltı sayısı ve adı verilmiyor.

Bu durumda, savaş gemileri ve denizaltıların Kızıldeniz'de çeşitli bilgiler toplamakta olduğu ve araştırmalar yaptıkları aşikâr. Filonun hangi savaş gemileri hakkında bilgi topladıkları doğrusu bende fazla merak uyandırmıyor. Biliyoruz ki Kızıldeniz'e kıyısı olan ülkeler Suudi Arabistan, Yemen, Eritre, Mısır ve Sudan. Bunların da İran ile denizle ilgili herhangi bir problemi yok. Stratejik olarak da öyle. Bu bakımdan İran'ın bu ülkelerle ilgili bilgi toplaması, araştırma yapması fazla anlamlı gelmiyor. Ancak anlamlı olan bir konu elbette var: Kızıldeniz'in en kuzey noktasındaki İsrail limanı Eylat.

Eylat, İsrail'in Kızıldeniz'deki tek limanı. Bu liman sayesinde İsrail, Afrika'ya, Asya'ya, açık denizlere, okyanuslara kolayca açılabiliyor. Bu liman olmasaydı İsrail sadece bir Akdeniz deniz gücü olarak kalacaktı. Liman ticarî olmakla birlikte muhtemelen askerî yetenek ve imkânlara da sahip. Geçmiş yıllarda Süveyş Kanalı'ndan geçen İsrail denizaltılarının Eylat'a gittikleri, burada kaldıkları, hatta buradan Umman Denizi'ne geçerek İran kıyılarına yaklaştıkları ve bilinmeyen faaliyetlerde bulundukları haberleri çıkmıştı. Bunlara ek olarak İsrail'in İran kıyılarına yakın sularda zaman zaman denizaltılarını konuşlandırdığı, muhtemel bir İran saldırısında ilk olarak bunları kullanacağı da söylenmişti.

İran şüphesiz bütün bunları biliyor ve bize göre Kızıldeniz misyonu içinde en çok Eylat ile ilgili güncel bilgileri edinmek istiyor. İran'ın Kızıldeniz misyonu bize göre en çok Eylat'a yönelik bir misyon. İsrail de İran'ın Kızıldeniz hamlesini takip edecek, bilgi toplayacak. Ve şüphesiz İran'ın Kızıldeniz misyonundan çok rahatsız olacak, aynen Akdeniz misyonunda olduğu gibi.

İsrail-İran arasındaki çekişme ve rekabet denizlerde de artık söz konusu. Bundan isteyen istediği sonucu çıkarabilir. Türkiye de elbette anlattıklarımın farkında olmalıdır. Bölgesel güç olmak için sadece diplomatik değil askerî bilgi de gerekir kısacası...


f.ertan@zaman.com.tr 

Kaynak: Zaman