Irak seçimlerinin ardından başlayan belirsizlik, iki büyük Şii ittifakının ortak hareket etmesiyle birlikte yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Ancak olup biten Irak’ta istikrarı sağlayabilir mi; işte buna olumlu cevap vermek kolay değil.
Önceki yazıda belirttiğim gibi, iktidar anahtarı önemli ölçüde Irak Kürtlerinin elinde. Şu ana kadar özellikle Celal Talabani üzerinden gelen açıklamalar, Kürtlerin istediklerini aldıkları takdirde Şii koalisyonuna destek verecekleri yönünde.
***
Sorunun ne olduğunu bir kez daha tarif edelim. Irak seçimleri, işgal sonrasında ortaya çıkan, daha doğrusu su yüzüne çıkan çatışmaların da katkısıyla, mezhebi ve etnik ayrışmalar ekseninde gerçekleşti. Ayad Allavi’nin başında olduğu Iraklılar listesi, daha geniş bir şemsiye olarak bir parça istisna oluştursa da, genel tabloda belirleyici olanın mezhep ve etnik köken olduğu çok açık.
Böyle bir durumda iki büyük Şii listesinin, Hukuk Devleti ve Irak Ulusal İttifakı’nın bir araya gelmesi, kağıt üzerinde hükümet krizini çözse de, mevcut sorunları derinleştirecek bir zemini ortaya çıkarabi
lir.
Irak siyasetinde, sayısal çoğunluklarının ötesinde bir etkinliğe sahip olan Kürtler, işgal sonrasında yakaladıkları avantajları bırakmak niyetinde değil. Bu nedenle iktidar ihtimali olan her girişimi yakından izliyorlar, bölgesel ve uluslararası aktörleri dikkate alarak taktik hamleler yapıyorlar.
Irak’ta yayımlanan el-Beyan gazetesinde dün ilginç bir haber vardı. Habere göre Cumhurbaşkanı Celal Talabani, ‘Iraklılar İttifakı’nın yabancı ülkeleri Irak’ın iç işlerine müdahale etmeye çağırması ve hükümet kurma sürecini baltalamaya yönelik tehditleri ile başlayan gerginliği azaltmak için Ayad Alavi’nin cumhurbaşkanı yardımcılığına getirilmesini’ önerdi. (Ayrıntılar için yakindoguhaber.com’a bakabilirsiniz.)
***
Talabani’nin bu hamlesi, birkaç hedefe işaret ediyor. Birincisi iktidar sürecinde Kürtlerin varlığını, ağırlığını hissettirmek. İkincisi Allavi’ye böyle bir teklif götürerek, onu destekleyen ülkelere mesaj yollamak. Bunlar arasında Türkiye’nin öncelikli yeri var. Üçüncüsü, Cumhurbaşkanı olarak kendi yerini korumak.
Iraklılar İttifakı ve liderleri Allavi, şu ana kadar bu tür tekliflere çok sıcak karşılık vermediler. Ancak şu gerçeği gözden kaçırmayalım. Eğer Allavi ve onu destekleyenler, ortaya çıkan Şii-Kürt koalisyonuna alternatif geliştiremezse, Iraklılar listesinde huzursuzluklar artabilir. Hatta hızla kopmalar yaşanabilir.
Bu tür ihtimalleri şu ana kadar en iyi değerlendiren lider, Hukuk Devleti adına seçimlere giren Nuri El Maliki oldu. Önceki dönemde ABD ve İran’a belli bir mesafede durmayı başaran Maliki, yeni bir koalisyonda Tahran’ın ağırlığına ne kadar izin verecek? Bu sorunun cevabı, kurması muhtemel hükümetin ömrü için de belirleyici olacak.
Türkiye, kritik zamanlarda Maliki hükümetine destek verdi. Hatırlatalım; onun döneminde Bağdat’ta bakanlar kurulu toplantısı yaptı. Maliki de bu desteği karşılıksız bırakmadı ve o da zaman zaman Ankara ile aynı fotoğraf karesinde yer almaktan çekinmedi.
Allavi, kendisine gelen tekliflere nasıl bir cevap verecek? Eğer Şiilerin ağırlıkta olduğu bir iktidarda cumhurbaşkanı yardımcısı gibi bir sıfatla yer alırsa, bu durum
da Sünni Araplar açısından temsil sorunu ne ölçüde aşılmış olacak?
Ortaya çıkacak kabine, kimin hangi bakanlıkları alacağı, özellikle de kritik bazı bakanlıkların kimde olacağı, cumhurbaşkanı ve yardımcılarının hangi kesimlere verileceği, kurulacak hükümetin ömrünü belirlecek diğer faktörler.
Kaynak: Star