Irak'ta istihbarat savaşları

 

19 Ağustos'taki kaynağı belirsiz patlamalardan sonra Irak bir fasit dairenin girdabına yuvarlandı. Bunun sonucunda 2004 yılında yeniden organize edilen Irak Muhaberatı tam bir cadı kazanına döndü ve Maliki ile Amerikalılarca desteklenen Muhaberat Müdürü Muhammed Şehevani'nin restleşmesi üzerine Maliki birkaç yıldır askıda tuttuğu azlini yürürlüğe koydu ve Şehevani'yi görevinden aldı. Maliki ile Şehevani arasında özel ve Şiiler arasında da genel bir kan uyuşmazlığı vardı. 'İran sızmalarını ilk ortaya çıkaran ben oldum' diye böbürlenen Şehevani Şii kesim tarafından haliyle pek de hazzedilmiyordu. Şii siyasetçiler ve partiler onu görevden almak için zemin kolluyor ve fırsat yokluyorlardı. 19 Ağustos patlamalarıyla birlikte yokladıkları zemin de gelmiş oldu. Şehevani'nin itiraz etmeye mecali de kalmamıştı. Bundan dolayı, Maliki yönetimi patlamalarla ilgili Şam'ı adres olarak gösterirken Şehevani  ise Tahran'ı adres olarak gösteriyordu. Şehevani Amerikalıların adamı olarak biliniyor. 1990'lı yıllarda CIA ile birlikte yan yana çalışmıştı. 2004 yılında Irak istihbaratı yeniden teşkil edilirken Paul Bremer tarafından bu makama atandı. Onu görevden almak isteyen Şii partileri ve siklet merkezleri ise Amerikan vetosuyla karşılaşıyorlardı. 19 Ağustos saldırılarıyla birlikte bardak taşmış ve Şehevani için sular ısınmıştı. Hakkında anlatılanlardan bazılarına göre, bilgileri genelde Amerikalılarla paylaşır ve Iraklı yöneticilerden de saklarmış. Bu bilgi veya iddia bize MİT'le alakalı eski söylentileri hatırlattı. Denildiği gibi, MİT Patagonya'dan ve Uganda'dan bilgi ve haber alırken, Ankara'dan haber alamaz veya alsa da bunları başbakanla paylaşmazdı. Şehevani'nin bilgileri Amerikalılarla paylaşması ve Irak'lılardan da saklaması bize MİT'in eski halini hatırlattı. Eskiden MİT'in bilgileri askerle paylaştığı ama sivillerden sakladığı ileri sürülürdü. Dolayısıyla 'darbeleri haber vermezdi' denilir. Türkiye'de devran değişti.

*

Muhammed Şehevani antenleri İran'a yönlendirmiş. Davos'taki moderatör David Ignatius, Washington Post'ta kaleme almış olduğu bir makalede, Şehevani tarafını savunuyor ve onun yokluğunda Irak'ın daha güvensiz ve kırılgan hale geldiğini ve yapıya büründüğünü ileri sürüyor. David Ignatius, Şehevani'nin yokluğunda Irak'ın er geç 5 yıl içinde İran'ın kucağına düşeceğini ve onun bir uydusu haline geleceğini savunuyor. Ona göre, şimdiden Irak, İran'ın arka bahçesi haline gelmiş bulunuyor.  Kazazede Ignatius'a göre, azledilen Şehevani telafi edilemez bir isim. Ve menendi bulunmuyor. Son sıralarda Maliki ile Şehevani kılıçları çekmişlerdi. Maliki 6 bin kişiden mürekkep Irak istihbarat elemanlarını görevlerini ihmalle suçluyor ve dolayısıyla onları görevden almakla tehdit ediyor. 180 istihbaratçı için tutuklama fezlekesi çıkarılmış bile. Ignatius'a göre, 2004 yılından itibaren yeniden yapılandırılan istihbarat içinde 290 kadar istihbarat elemanı öldürüldü. Bunlardan en azından bir kısmı İran İstihbaratı (Ittılaat) ve yerli işbirlikçileri tarafından ortadan kaldırıldı. Şehevani'nin yerine Zuheyr Fadl isimli bir benzeri getirilse de Şehavani'den sonra panikleyen istihbarat camiası ve mensupları soluğu Suriye, Ürdün gibi komşu ülkelere aldılar ve sırra kadem bastılar.

*

Irak'ta sular bir türlü durulmuyor. Skandallar skandalları kovalıyor. Cumhurbaşkanı yardımcılarından ve Irak İslam Yüksek Konseyi temsilcilerinden Adil Abdulmehdi'nin yakınlarından birisi de Rafidin Bankasının soyulması olayına adı karıştı. 28 Temmuz'da soyulan Rafidin Bankasının soyguncuları 8 kişiyi öldürdükten ve yaklaşık 5 milyon doları yanlarına aldıktan sonra sırra kadem bastılar. Adil Abdulmehdi olayla irtibatını yalanlasa bile soygunculardan birisinin yakını olduğu ispatlandı. Soyguncular yakalanamazken İran'a kaçma ihtimalleri üzerinde duruluyor. Velhasıl, Irak'ta istihbarat savaşı var ve bu savaş 19 Ağustos'la birlikte kızıştı. Ve bu krizle birlikte Bağdat birçok tali krizle boğuşuyor. Bunlardan birisi de Kara Çarşamba ile ilgili saldırganlara Şam tarafından yardım ve yataklık edildiği suçlaması. Irak'ta hatlar yeniden karıştığına göre kartların da yeniden karılması gerekiyor. Bakalım, Irak bir gün bu bunalımlardan yakasını kurtarabilecek mi?