Irak siyaseti 'Lübnanlaşma' yolunda ilerliyor

Irak'taki Şiiler siyasi düzlemde niçin bölündü? Başbakan Nuri Maliki'nin liderliğindeki Birleşik Irak Koalisyonu adlı Şii örgüt, son dört yıldır siyasete egemen olan en büyük güçtü. Fakat durum geçen ağustosta değişti. Maliki'nin başını çektiği Davet Partisi bağımsız bir siyasi güç olarak koalisyondan ayrıldı.

 Bunun sonucunda, diğer Şii örgütler Maliki'ye kendisinin en büyük siyasi rakibi olacakları mesajını vererek yeni bir koalisyon kurdu. Dolayısıyla bu koalisyon seçime başbakanın esaslı rakibi olarak girecek. Peki bu durumda Irak öncekilerden farklı bir çekişme sürecine mi girdi? Maliki'nin Davet Partisi Şii müttefiklerine sırtını döndü. Acaba bu durum başbakanın mezhepsel kimliğini bıraktığı anlamına mı geliyor?

Maliki 2006'da başbakan olmasından bu yana mezhepsel kimliğini bir yana bırakarak kendisini açılımcı bir ulusalcı siyasetçi olarak sunuyor. Başbakan bu bağlamda İran'ın Irak'taki nüfuzundan uzak kalmaya başlarken, diğer Iraklı Şii liderler hâlâ bir ölçüde Tahran yanlısı. Doğal olarak Maliki, İran'a bölgesel veya uluslararası desteğe dayanmaksızın direnerek uzun süre siyasette kalamayacağını çok iyi biliyor. Bu durum başbakanın ABD'nin Irak'taki ve bölgesel düzlemdeki çıkarlarına hizmet ettiği anlamına gelmese de, siyasi hareketlenmenin kaçınılmaz olguları kendisiyle ABD yönetimi arasında buluşma noktaları oluşturdu.

Bu noktaların en belirgini, ABD'nin Irak'taki askeri varlığını belirsiz bir süreye kadar uzatma eğilimi. Maliki, İran destekli Şii liderlerle mücadeleye girip Şii olmayan Iraklıları da kapsayan yeni siyasi koalisyonunu bu bağlamda kurdu. Fakat bu yeni koalisyonun, iktidardan intikam alma planı yapan İran destekli Şii gruplarla mücadeleye girecek kadar güçlü olup olmadığını görmek için biraz beklemek gerek. Bu halat çekme oyununu ilk sınayacak 'büyük etkinlik', eğer düzenlenebilirse, genel seçimler olacaktır. Maliki seçimden zaferle çıkarsa bir dört yıl daha hükümetin başında kalacak. Ancak seçim savaşını kaybederse, Maliki'yi siyaseki bırakmaya ve belki de Irak'ı
terk etmeye zorlayacak yeni siyasi şartlar ortaya çıkacaktır.

İç savaş ihtimali yerli yerinde duruyor
Fakat böyle bir durumda kanlı bir çekişme de yaşanabilir. Bu bağlamda Batı basını Maliki'nin Amerikan desteğiyle iktidarını güçlendirme hazırlıkları yapar gibi göründüğünü ifade ediyor. Kendisi başbakan olarak hükümete bağlı güvenlik güçleri üzerindeki kontrolünü sıkı tutmaya başladı. Sanki orduyu özel milislere çevirmek istiyormuş gibi, silahlı güçlerin subaylarını atama veya uzaklaştırma yetkisini elde etti verdi. Acaba Irak bölgesel ve uluslararası güçlerin beslediği uzun süreli bir iç savaşın patlak verebileceği
bir ortamda, 'Lübnanlaşma'ya mı başladı?

ABD Irak'tan çekilir çekilmez İran Şiileri desteklemek için müdahalede bulunacak. Fakat ABD de, Sünnilerin içeriden desteklediği Maliki koalisyonunu ayakta tutmak amacıyla, takvim değiştirip 2011 sonunda çekilmeyebilir. Büyük kanlı çatışmalar patlak verirse, Irak'ın Lübnanlaşması 'ılımlı' Arap güçlerin Maliki ve müttefikleri için devreye girmesiyle tamamlanacak. Bu bağlamda Irak'taki Amerikalı askeri yetkililerin, Irak güvenlik güçlerinin hâlâ yeteri kadar güçlü olmadığına dair açıklamaları dikkat çekici. Sanki bu yetkililer, ABD'nin 'Irak hükümetinin talebine binaen' çekilmeyi ertelemeyi öngören kararına zemin hazırlıyor. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Beyan, 26 Kasım 2009)

Kaynak: Radikal