ABD Başkanı Barack Obama’nın deyişiyle ‘Amerika’nın Irak’taki savaşçı misyonunun bitmiş olması’ hiç önemli değil. Asıl önemli olan, kanlı ve felaket savaşın bitmesi. Ve bu savaş bitmediği gibi daha da kötüleşiyor.
Sünni lider İyad Allavi, Irak’ın başarısız devlet seviyesine kaydığını ifade ediyor ve ülkenin bir günde 300’den fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açan 13 intihar saldırısına sahne olduğunu hatırlatıyor. 2003’te başlayıp muharip Amerikan askerlerinin çekilmesiyle 31 Ağustos 2010’da sözümona biten ‘Irak’ın özgürlüğü operasyonu’na dair söylenen her şey, ABD’nin Irak’taki özgürlük ve demokrasi planının meyvesinin kan tufanı olduğunu hatırlatıyor.
ABD’nin muharip misyonunun bittiğinin açıklanmasında sevinecek bir şey yok. Daha çok utanılacak bir durum söz konusu... Fakat terör vebası Irak’ı etkilemeyi sürdürdükçe utanıp sıkılmanın yararı ne ki? “Mezhep temelli şiddet Irak’ta günlük hayatın fenomenlerinden biri; Kaide örgütü yenildi ancak ülkeyi terk etmedi” diyen ABD Savunma Bakanı Robert Gates Obama’dan daha gerçekçiydi. Gates’in sözleri bir anlamda başarısızlığın kabulü olarak görülebilir.
Şimdi yaşanan şu: Özgürlük tankları gitti, Kaide saldırıları kaldı. Belki de bu nedenle, Obama bütün dünyaya “Bizler ABD ve Irak tarihinin bu onurlu döneminde sorumluluklarımızı yerine getirdik” diye seslenmeden önce utançtan terlemeliydi. Bu onur nerede ve nasıl bir şey? Obama başkan olmadan önce bu savaşı ‘felaket’ diye nitelerken şimdi nasıl oluyor da sorumluluktan ve ‘onurlu bir tarihi dönem’den bahsedebiliyor? Obama’nın, Irak’taki muharip misyonu ağustos sonunda bitirme yönündeki vaatlerini Kongre seçimleri öncesinde yerine getirmek istediği doğru. Ancak ABD Başkanı ülkesinin Irak’ta ödediği ağır bedellere değinirken ve askerlerinin Afganistan’la Pakistan’da karşılaştığı zorlukları açıkça itiraf ederken başarısızlığın acısını hisseden bir imparator gibiydi.
Filistin sorunuyla gönül alabilir
Obama yönetimi şu an, Filistin sorununa adil, kalıcı ve onurlu bir çözüm sunarak ABD’nin İslam dünyasıyla ilişkilerini düzeltme fırsatına sahip. Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’la İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında doğrudan müzakerelerin başlamasıyla birlikte, Obama şunu hatırlamalı: Irak’ta ve başka yerlerde ağır bedeller ödenmesinden dem vurmasının dolaylı bir sonucu olarak, ABD Filistin devletini kurmalı ve barış karşılığı toprak ilkesi temelinde Ortadoğu krizini çözerek Netanyahu’nun bileğini büküp büyülü bir denklemi keşfetmeli. Böyle bir şey gerçekleşirse, ABD’yle İslam dünyası arasında güven, işbirliği ve eşitliğe dayalı ilişkiler geliştirilebilir. Eğer Obama Amerikalılara Irak’tan çekilme sözünü yerine getirdiğini hatırlatıyorsa, Araplara ve Müslümanlara verdiği pembe vaatleri de hatırlamalı.
Irak’ta ölüm ve trajediyle geçen yedi yıl, Dicle’yle Fırat arasında kanla dolu üçüncü bir ırmak haline geldi. Iraklılar, Başbakan Nuri el Maliki’nin ‘Irak bugün bağımsız’ olduğuna dair trajikomik açıklamasına rağmen endişeli. (Lübnan gazetesi Nehar, 3 Eylül 2010)
Kaynak: Radikal