Irak cadı kazanı gibi

Seçim öncesi Irak'ta, ABD'nin terörist saydığı bir İranlı'nın bile Amerikalı yetkililerle görüştüğü söyleniyor. Ankara ve Riyad da nüfuz arayışında

Bir Amerikan generali veya elçisinin yan yana görülmek isteyeceği en son yabancı yetkililerden biri General Kasım Süleymani'dir. Devrim Muhafızları'nın bir kolu olan Kudüs Gücü'ne komuta eden Süleymani, İran'ın Ortadoğu'daki Amerikan çıkarlarına karşı kirli savaşının da yöneticisi. Beyaz Saray ona terörist diyor. BM Güvenlik Konseyi'nin bir kararı onu yaptırımların uygun bir hedefi olarak işaret ediyor. Öyleyse (ve Economist'e sızdırılan haber doğruysa) Süleymani'nin ABD'nin Bağdat'taki en kıdemli iki yetkilisi General Raymond Odierno ve Büyükelçi Christopher Hill'le konuşmasının sebebi nedir?
Ocaktaki seçim sonrası istikrarlı bir Irak ortaya çıkacaksa, diplomasi İran'ın dahlini gerektiriyor. Süleymani'nin Irak'ta büyük nüfuzu var. Amerikan muharip birlikleri çekilmeye hazırlanırken, görünen o ki Amerikalılar yüzlerini gönülsüzce de olsa Süleymani'ye döndü. Görüşmeyi yalanlayan Odierno ve Hill'in,
Süleymani'yle Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin ofisinde bir araya geldiği söyleniyor. ABD en başta, Irak'tan çıkarken İran menşeili bombalarla karşılaşmamak istiyor. Ayrıca İranlıları, ABD'nin güvenlik şemsiyesi kalktığında Irak'a burunlarını sokmalarının akıllıca olmayacağına ikna etmeye çalışıyor.
Irak'ın en kallavi üç komşusu (İran, Suudi Arabistan ve Türkiye), ABD'nin nüfuzu azaldıkça kendi etkilerinin arttığını görüyor. Üçü de geride kalan boşluğu bölgesel bir hasmın doldurmasından korkuyor. Üçü de en fazla
ortak noktaları olan Iraklıların seçim şansını güçlendirmeye çalışıyor. Bilhassa Riyad ve Tahran seçime giden süreçte mezhebe dayalı olmayan ittifakların doğmasından endişeli. Türkiye özellikle Kerkük'te Türkmenleri destekliyor. Türkler Kuzey Irak'taki Kürt gücünden hâlâ endişe duysa da, son dönemde daha uzlaşmacı. Fakat Irak'taki bağımsız bir Kürdistan'ın Türkiye'deki Kürtleri benzer bir hedefin peşine düşmeye teşvik etmesine yönelik korkuları da sürüyor.
Irak'ın yeni seçim yasası üzerinde koparılan fırtına bölgesel husumetlerin yansıması. Uzun tartışmaların ardından kabul edilen yasa hâlâ son halini almadı. Başlıca anlaşmazlıklardan biri Kerkük'tü. Bu ihtilaf, seçim için en son seçmen kayıtlarını esas alan bir parlamento komitesinin kurulmasıyla şimdilik çözüldü.
En azından kısa vadede Kürtler istediklerini aldı. ABD Iraklıları bu anlaşmaya varma yönünde zorlasa da, öncesine nazaran çok daha az işe karıştı. Hill genelde bir kenarda durup seyretti. Türk meslektaşıysa kendisini doğrudan müzakerelere kattı, kilit önemdeki parlamento komitesinin toplantılarına katıldı. Bunun üzerine Irak'ın Kürt dışişleri bakanınca burnunu soktuğu için azarlandı; sonrasında bakanın Bağdat'taki uluslararası ticaret fuarında Türk standlarını ziyaret etmemesi dikkat çekti.
Süleymani eylülde Amerikalılara ne söylemiş olursa olsun, İranlılar mezhep ittifaklarını güçlendirmek için çalışıyor. Suudilerin de Sünni dindaşlarını bir arada durmaya ikna etmek için çaba gösterdiği söyleniyor. İran ve Suriye uzun zamandır Irak'taki direnişçileri desteklemekle suçlanıyor. Fakat bölgesel rekabet şu an savaş alanından ziyade siyaset arenasında sürüyor. Tek bir ittifakın sandalyelerin çoğunluğunu elde etmesi düşük ihtimal. Seçimleri aylar sürecek at pazarlıkları takip edecek. İranlılar, Türkler ve Suudiler aracılık yapmaya çalışacak. Fakat ABD artık yeni bir anlaşmayı kotaracak güce sahip değil. (19 Kasım 2009)

Kaynak: Radikal