İngiltere'nin üç şeritli başbakanlık seçim yarışı bitim noktasına yakaşırken, İngilizlerin pek çoğu halen kime oy vereceğine karar vermiş değil. Sanki bir fark yaratırmış gibi. Ancak, bu konuyla ilgili olarak söyleyeceklerime ilgi duyarsanız, Nick Clegg ve Liberal Demokratları seçmenizi öneririm. Nedenini merak ediyorsanız çok basit: Yahudiler Clegg'den pek hoşlanmadılar da ondan. Jewish Telegraphic Agency'i (JTA) okuduktan sonra aldığım intiba bu.
JTA, 6 Mayıs seçimlerinde, İngiltere Parlementosunda hiçbir partinin çoğunluğu sağlayamayacağını düşünüyor. Bizler gibi onlar da fark etmiş ki başbakanlık, bir koalisyon anlaşması yapabilen veya diğer partinin desteğini kazanan tarafa gidebilecektir. Acımasız Siyonist finansörler için kötü haber aslında. Genelde tek bir partiyi satın alırlardı. Bu seçimde Muhafazakarlara oynadılar. Ancak şimdi üç partiyi de satın almaları gerekiyor.
JTA birkaç gün önce İngiliz Yahudi seçmenler için bir elkitabı yayınladı. Bekleneceği üzere, JTA ve İngiltere'deki Yahudileri temsil iddiasındaki azgın bir Siyonist enstitü olan Britanta Yahudileri Temsilciler Kurulu (BOD) İngiliz siyasetinin birinci önceliği. BOD'dan Rosalind Preston “kim seçilirse seçilsin, kesin olan bir şey varsa o da gerçek ve acil meselelerle uğraşmak zorunda kalacağıdır çünkü sadece ulusal ve uluslararası düzeyde kalmayıp İngiltere'deki Yahudileri de etkilemektedir” dedi. Ona göre İngiliz Yahudileri “İsrail mallarına uygulanan boykottan, İsrail karşıtı kararlardan ve üniversite kampüslerindeki konuşmacılardan” kaydı duyuyorlar.
Britanya Yahudileri, Yahudi devletinin kendi adlarına işlediği savaş suçlarından kaygılansalardı daha iyimser olurdum. Bu bizi berrak bir resimle karşı karşıya getiriyor: Her geçen gün daha fazla sayıda İngiliz, İngiltere'nin hümanist duruşunu diriltmeye çalışırken, BOD ve JTA, İngiltere'nin tek bir kabilenin çıkarlarına uşak olmaya devam etmesini istiyor.
Nick Clegg, Liberal Demokratlar, BOD ve JTA'nın gözde adayları değil. İsrail ordusunun 2009 yılında Gazze'deki soykırımvâri saldırısı sırasında Clegg, Guardian gazetesi için kaleme aldığı op-ed makalede, İşçi Partisi hükümetini “İsrail'in taktiklerini kınamaya” çağırdı ve “İngiltere ve Avrupa Birliği'nin İsrail'e derhal silah ambargosu uygulamasını” talep etti. Clegg'in kibar bir hümanist duruş sergilemesi, JTA'nın tasdik etmediği bir şey olduğundan dolayı İngilizler, kendi siyasetlerinde ve medyalarında câni rejimleri ve ideolojileri destekleyenlerin kimler olduğunu teşhise koyulmalılar.
Clegg, İsrail'in 1.5 milyon Filistinliyi hapsettiği gerçeğiyle ilgili olaral geçen Aralık ayında düzenlenen imza kampanyasının ilk imzacılarından biriyidi. İlave olarak, İsrail'in Gazze'deki operasyonunun Gazze sakinleri için “gerçek bir kabus” olduğunu yazmıştı. Tekrar söyleyecek olursak, JTA, Clegg'in duruşuna bozulduğundan dolayı İngilizler, “Mavi & Beyaz” fonlu siyasetlerinde akl-ı selim bir sese sahip olmalarıyla gurur duymalıdırlar.
Siyonistlerin aşağıladığı hayran olunası Jenny Tonge (Liberal Demokratlardan) hikayesi var bir de. Tonge, 2005 yılında Lordlar Kamarası üyesi olmuş eski bir Parlamento üyesi. Tonge, 2004 yılında, Filistinlilerin mâruz kaldığı aşağılanmaya ben mâruz kalsam, intihar bombacısı olurdum demişti. 2006 yılında, İsrail lobisinin Britanya ve partisi Liberal Demokratlar üzerinde “mali kontrolü” olduğunu söyledi. Geçen Mart ayında Hamas lideri Halid Meşal'le Suriye'de görüştü. JTA, Tonge'ın tazelik verici samimi adalet çağrısını tasdik etmiyor. Tonge, geçen ay, İsrail ordusunun Haiti'ye giden deprem yardım ekibinin deprem kurbanlarından organ topladığı iddiaları hakkında soruşturma açılmasını talep etti. İsrail'in küresel organ kaçakçılığındaki dev payına bakınca, bu iddia mâkuldur.
Yeterince ilginçtir, Tonge'ın bu sözleri, Clegg'in onu parti'nin sağlık bakanlığı sözcülüğünden azletmesine yol açtı. Aslında, Clegg'in bu hareketi, İngiliz seçmenlerin Liberal Demokratlara ve Clegg'e oy vermeden önce not almaları gereken bir şeydir. Hakikat, Muhafazakârlar ve Yeni İşçi Partisi gibi Liberal Demokratların da “İsrailli dostları” var. En nihayet, belli başlı tüm İngiliz partileri, Siyonist Sterlinlere (Şekellere mi deseydim?) dayanamıyorlar. Liberal Demokratların sözcüsü, meseleyle ilgili olarak hiçbir şüpheye mahal bırakmamak adına, “İsrail'in dostu olarak samimi ve eleştirel olmalarından kaynaklandığını” söyleyerek Jewish Cronicle'ı temin etti.
Bekleneceği gibi, Yahudiler, Yahudi baskına riayet etmede düştüğü acziyetten dolayı İşçi Partisini cezalandırmak istiyor. Bir JTA haberine göre “ İsrail politikacıları İngiltere topraklarındayken, iddia edilen savaş suçları yüzünden sıradan vatandaşların onlar hakkında dava açmasına izin veren evrensel kaza yetkisinde değişiklik yapamayan İşçi Partisi, Yahudileri altüst etti.” İngilizler şaşırmamalı. Bir “kabile” operasyonunun “evrensel kaza yetkisine” destek vermesini bekleyemezsiniz. Cameron (Muhafazakarlar) bu kanunu feshedeceğini söyledi. Cameron'un gölge kabinesinin yüzde 50'si, İsrail Dostu Muhafazakârlardan oluşuyor, ki kabine protokollerinin İbrânice veya hiç değilse Yahudi Almancasına da çevrileceğini umuyorum.
JTA'nın İngiltere seçimleri hakkında yaptığı değerlendirmede İngiliz ulusal çıkarlarına tek bir kelimeyle olsun değinilmemiş olması, İngilizleri sarsmamalı. Makale, nesillerden beri İngiltere'de yaşayan Yahudilerin komşularına sıfır ilgi duyduğu intibaı uyandırmaktadır. Kaygısını güttükleri tek şey, Yahudi çıkarları dedikleri şeye (İsrail'e ve Siyonizme) İngiliz politikacıların hizmet düzeyi. Ancak yanlış bir intiba edinmeyin. JTA'nın okuyucuları için bazı olumlu haberleri var. Bu azgın Siyonist medya kuruluşuna göre, bazı Yahudiler, eşitler arasında eşitler olarak bu demokratik oyuna iştirak ediyorlar. “Bu yılın ortalarında yaşanan sıkı yarışta, başbakanlık adayları ve Yahudilerin çoğunlukta olduğu seçim bölgelerinden aday olanlar, Yahudi oylarına muhabbet besliyorlar.” İngiltere Yahudileri tarihçisi Geoffrey Alderman bunu olumlu bir gelişme olarak görüyor. “Yahudi oylarını çekmek, güçlü demokratik bir devletin işaretidir” diyor.
Ümit ederim ki İngiliz politikacılar, bu ülkede dikkat ve itinayı hak eden diğer göçmen cemaatlerin de olduğunu çok geç olmadan farkederler.
Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın