Hong Kong'a otobüs seferleri konsun

 

"Dünyanın en büyük otobüs terminalini hizmete açmaktan gurur duyuyoruz" diyordu Melih Gökçek, AŞTİ ilk hizmete açıldığında. Ama hangi dünyadan bahsettiğini kimse bilmiyordu.

            Prag'dan baktığında başkanlığını yaptığı şehirden utanç duyması gereken biri Bangladeş'ten baktığında Ankara'yla gurur duymalıydı elbette. Hakeza İstanbul… Dünyanın kültür başkenti olacakmış? Hangi Kültür? Ben peşkeş, ihanet ve talan kültüründen başka bir şeye rastlamadım hiç.

Okkalı divitli cami minaresi mi?

Şehzadelerin kerimelerle oynaşmak için boğazın gırtlağına kondurduğu ve bugün bu ülkenin gerçek iktidarı olan sonradan görme sülük sermayedarların desinler-kosunlar diye gasp ya da iktisap ettikleri yalılar mı?

Büfeciye, gazozcuya, tombalacıya, değnekçiye, kapkaççıya, mafyaya, ite çakala rüşvetle peşkeş çekilen medreseler, külliyeler, cami avluları mı?

Hilafet kültürü mü?

Ne?

Konu bu değil. Ama kültüründen yoksun yaşanılan bir dünya var. O dünyanın başkentidir İstanbul…

Konu bu da değil…

Konu Türk Havaalanlarındaki esnafların ahlaksızlık boyutunu aşan kazıkçılığı…

Dünyanın en büyük otobüs terminalini açmakla iftihar eden bir beynin riyaset ettiği bir memleket, Bangladeş'te köy yönetir gibi yönetilir. Ve yöneticilerin yaptığı iş terminal simsarcılığından farklı bir şey değildir.

Konu bu da değil.

Konu THY ve havaalanları…

Dünyanın en büyük otobüs terminali varken uçakla yolculuk yapmak için sadece zengin değil aynı zamanda para taşıyan eşek olmak gerekir.

Osaka'dan Taipei'ye, Paris'ten Guetemala'ya, Telaviv'den Roma'ya, Londra'dan Bangonk'a, Sofya'dan Newjersey'e, Atina'dan Madrid'e kadar dünyanın tüm büyük kentlerindeki havaalanlarında 0.5 Lt su ve bir kahve toplam 2 Euro.

Türk Havaalanlarında bu değişir. Türk havayolları da neresine 4 yıldız aldı bilmiyorum ama Ankara'dan İstanbul'a gitmesi gereken bagajı Trabzon'dan gelsin diye 5 saat beklemek zorunda kalırsınız, üstelik Business Class yolcusu olduğunuz halde. Beklerken bir çay ya da kahve içmek isterseniz her biri için 9 YTL'yi hazırlamalısınız. Üstelik 50 YTL üstü getiren garsonun geri kalan 41 YTL yi 60 parçaya bölüp hesap kutusuna doldurduğunu görürsünüz. Bozuk para miktarı arttıkça bahşiş bırakma ihtimali hesap edilerek.

Ankara'dan bağlantılı uçuşlarla Kanarya Adalarına gitmek isterseniz, Madrid'den sonra Aireurope hava yollarına verilmesi gereken bagaj Iberia Havayollarına bağlanır ve gider Barcelona'ya iniş yapar. Bagajınızın peşine düşersiniz, bütün İspanya'yı dolaşarak ve havaalanlarında nöbet tutarak bagajınızı bulursunuz. Ama tam da dönmeniz gereken günün içindesiniz.

THY'yi ararsınız malum numarasından "görüşmeler iyi hizmet vermek için kaydedilmektedir" der salak operatör ve bir kadının pişkin ses tonuyla karşılanırsınız. Bagajı bulmak için 4 gün boyunca THY ye ve Ulaştırma Bakanlığına telefon açarsınız, yurda döndüğünüzde sizi bekleyen 3 bin YTL'lik cep faturasıyla karşılaşırsınız.

Uçağa binerken yurtdışındaki Türk havayolları yetkililerinin contuar girişlerinde azar ve aşağılamalarına "la havlevele" çekersiniz. Elaleme rezil olma utancı olmasa oracıkta ayak altına almamak için sabrınızı terbiye edersiniz.

Gelirsiniz yurda.

1 çay 9 YTL (6 Euro) bir kahve 9 YTL… Bir sandviç 12 YTL. Bir çorba yarım litre su ile beraber 18 YTL. Tehirli uçak kalktı kalkacak beklentisi içinde bir yere çıkmazsınız ve bir sigara, bir çay, bir çorba derken bir uçak bileti bedelini de orada harcarsınız.

Koca kent Diyarbakır'da idim önceki gün. Otobüs şirketlerinin servis terminalinden daha küçük bir havaalanı. Türkiye'nin utancı olmalı bu…

İftar vakti yiyecek bir şey yok. İki çay istersiniz cam bardakta, bir de su. 12 YTL hesap ödersiniz. Üstelik her yudumunda; üretenden pazarlayana, taşıyandan demleyene kadar her birine ayrı ayrı küfretmenizi vacip kılan rezillikte bir çayı içmeye mahkûm olursunuz.

Türkiye havaalanlarında "neden pahalı?" diye sorarsınız…

Cevap; Kira yüksek. Burayı almak için bir servet harcadık…

Neden?

İhale bizde kalsın diye…

Kime verdiniz o serveti?

Zübüklere…

Böyle bir memleket… Her defasında uçak kalkışları saatlerce ertelenmese çay içeceği yok kimsenin ama THY bunu hep yapıyor işte.

Maliyeti 7 kuruş olan bir çayı 9 YTL'ye satanın, gerekçe gösterilen kirayı yüksek tutarak bu fahiş fiyata göz yumanın, tüm bunlara neden olan zübük bürokrasinin içtiği çay zehir olsun inşallah.

Melih bey?

Hong Kong'a otobüs kaçta?