Hıristiyan Arapları neyin sınavına tabi tutuyoruz?

Araplar Filistinli Hıristiyanlarına sessiz kalırken Batılı büyükelçilikler Hıristiyan Araplara vize veriyordu. Böylece Filistin’deki Hıristiyanların sayısı azaldı. Iraklı Hıristiyanlar ise kimliklerinden dolayı kurban edildi. Irak’ta kiliseler dini gerekçelerle bombalandı, Hıristiyanlar öldürüldü. Oysa İslam hiç kimseden bir insanı bu şekilde öldürmesini istemez. Dahası, Iraklı Hıristiyanlar tehcir edildi. Irak’ı yakından takip edenler, ülkenin Hıristiyanlardan boşaltılması yönünde süren çalışmaları ve Batı’ya göç etmeleri için vize verilmesini garipsemiyor.

Şimdi sıra Müslümanlarla Kıptiler arasında çekişmenin yaşandığı Mısır’a geldi. Mısır’da zaman zaman aşırılıkçı çılgınlıkları eriten âkil adamların sesini duysak da birçokları aşırılığın arkasından gidiyor, sorunları dini temelde ele alıyor. Herkes izliyor, Hıristiyan Araplarla ilgili dosyanın sayfaları bilmediğimiz bir el tarafından bir bir açılıyor. Bu da bütün bölge ülkelerinin parçalanacağına işaret. Parçalanma-nın başlayacağını ve bir sonunun olmayacağı savını henüz kimse onaylamıyor ve önemsemiyor. Fakat bölgeye şöyle bir baktığınızda dini, etnik ve mezhep temelli çekişmeler görüyorsunuz. Arap dünyası yıkıma gidiyor.

Hastalıklı bir benliği seçtik
Hıristiyan Araplar bölgenin köklü varlığıdır. Hatta bazıları bölgeyi diğerlerinden daha iyi savundu... Onlar niyetlerine ilişkin tarihi bir sınava girmiş değil; onlar da bizden. Boyunlarına bıçak dayanması üzücü. Dahası nefret nefreti doğurur. Bugünlerde ötekini seven bir Arap bulamıyorsunuz; her Arap bir diğer Arap’ın olumsuz özelliklerini anlatmak-tan zevk alıyor. Çoğunluğu birbirlerinden nefret ediyor. Sanki nefret herkesin bedenine yerleşmiş. Hastalıklı bir benliği seçerek tarihi çeşitliliği bırakıyoruz, nefrete seyirci kalıyoruz. Bu benlik düşman olacağı birilerini bulamayınca nihayetinde sahibini de öldürecek...

Hıristiyan Araplarla bu topraklar arasındaki bağ meşrudur; Hıristiyanlar marjinalleşmiş kesimler değiller. Arap ülkeleri, zengin bir çeşitliliğe dayanan ruhlarını geri almalı. Yükselmelerini sağlayan çeşitlilik bugün bölünme ve içeriden yıkılma aracı haline geldi.

Keşke yıkım bu noktada dursa... (Ürdün gazetesi Düstur, 4 Ekim 2010)

Kaynak: Radikal