Hindistan ve İran: Büyük oyun değişiyor

"Yakın zamanda İran'daki Çabahar limanının inşasını öngören tarihi Hindistan-İran paktı, bölgedeki "Büyük Oyun" (The Great Game) dinamiklerini tamamen değiştirebilir. Hindistan'ı İran üzerinden Afganistan'a bağlayacak bir nakliyat-ve-ticaret koridoruna imkan tanıyacak olan antlaşma oyuna yeni oyuncular getirip dikkat çekici bir ekonomik cihet kazandırmakta ve yeni bir güvenlik paradigmasının bölgede jeopolitik bir değişime neden olması potansiyeline sahiptir. Başarıyla uygulandığı takdirde, Afganistan'daki 'Büyük Oyun' gelecek nesiller için aydınlık olabilir."

Tüm taraflar için bu antlaşmanın ekonomik semereleri oldukça fazla. Çabahar limanının neşvünema bulması ile nakliyat-ve-ticaret koridoru, İran, Afganistan ve Orta Asya'nın el değmemiş enerji ve yer altı zenginliklerini açığa çıkarabilir ve bunların dünyanın en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan Hindistan'a ihracı söz konusu olabilir.

Hızlı büyüyen bir ekonomi Hindistan için enerjiye ve ham maddeye olan tükenmez bir ihtiyaç demek. Çabahar paktı Hindistan'ın 1947'den beri düşmanı Pakistan'ın sebep olduğu Orta Asya ile olan tecridine son vermiş olacak. Uzun vadede Hindistan'ın teması Rusya ve Avrupa'ya kadar ulaşabilir. Bu da Hindistan-İran-Afganistan mihverine daha fazla ekonomik canlılık katacaktır.

Halihazırda bir enerji tedarikçisi olarak İran'ın bu aşamada yabancılık çekmeyecektir. Mühim olan husus İran'ın Orta Asya ile Hindistan arasında bir köprü olarak zuhur etmesidir. Hatta Hint marketi için bir ucuz enerji ve Afgan ham madde kavşağı meydana getirmek suretiyle bir Hint imalat merkezi haline gelmesinde İran'ın rolü büyük.

Sefalet içindeki Afganistan maden zengini bir ülke. Amerikan Jeoloji Tetkik Dairesi (The U.S. Geological Survey) Sovyet keşiflerini doğruladı. Afganistan 60 milyon ton bakır, 2.2 milyar ton maden cevheri ve -aliminyum, altın, gümüş, çinko, cıva ve lityuma ilaveten- 1.4 milyar ton hacminde lantan, seryum ve neodimyum gibi nadir toprak elementlerine ev sahipliği yapıyor olabilir. Yalnızca Helmend vilayetindeki nadir toprak elementlerine 89 milyar dolar değer biçiliyor. AJTD'ye göre, Afganistan'ın toplam maden yer altı zenginliği ise tahminen 1 ila 3 trilyon dolar arasında. Mevzubahis maden kaynakları ülkenin diğer büyük bir ekonomiye olan temassızlığı nedeniyle el değmemiş kaldı. Hindistan dahliyle artık değil. Böylece Afganistan modern ekonomik büyüme lokomotifine hızlı bir başlangıç yapabilir ve haşhaş tarımının ötesine geçebilir. Ve başarılı bir koridor Afganistan'ı, Orta Asya'dan Arap Denizi'ne yapılan petrol ve doğalgaz ihracatında transit yol olmaya sevkedebilir. Madencilikten gelen kaynaklar, ham madde ihracatı ve demir ile aliminyum gibi işlenmiş maddeler Afganistan ekonomisi, toplumu ve siyasası üzerinde tahvil edici bir tesir yapabilir.

Bu potansiyel, bilhassa Afganistan'da, barış ve güvenlik temin edilmeden paraya çevrilemez. Afganistan geçmişte imparatorluklara mezar oldu. İngilizler ve Sovyetler acı mağlubiyetler tattılar, Amerikalılar da bu kervana en son katılanlardan. Peki Hindistan ve İran niye başarılı olsun? İç içe geçmiş cevaplar ekonomi, temas kurma ve bunun neticesi olan güvenlikte yatıyor.

İngiliz, Sovyet ve Amerikan seferleri Afganistan'a ekonomik faydası olmayan işgallerdi. Çabahar koridoru ise bir işgal değil. Bu koridor Afganistan'a geçmişinde görmediği ekonomik fırsatları ve modern bir ekonomi kurması için en somut vizyonu sunmaktadır. Kabil'deki geçmiş hükümetler ülkedeki vergi toplama sisteminin eksikliği ve dolayısıyla kendilerini bir kukla haline getiren dış yardımlara olan bağımlılıkları sebebiyle zayıftı. Maden kaynaklı vergi ve maden ihracatı, tüm ülkede hakimiyetini tesis edebilecek becerikli ve güçlü bir Kabil hükümetini mümkün kılabilir. Modern ekonomik faaliyetlerden sağlanacak istihdam imkanları ekonomik işleyişte ve barışta menfaatleri olan bir toplum vücuda getirebilir. Bu da geçmişte Afganistan'da nâmevcut olan sürdürülebilir bir model arz ediyor.

Afganistan, Sovyet ricatından sonra yaşadığı gibi, talihsiz bir hizipleşme ve iç savaş sarmalına düşse bile, yine de geçmiştekinden daha büyük fırsatlara sahip olacak. Geçmişte, Kuzey İttifakı (the Northern Alliance) Taliban saldırılarına karşı Hint yardımıyla da birlikte bir parça toprağı elinde tutmuş; bu da Amerikan işgalinde Taliban'ın yenilmesinde kilit rol oynamıştı. Gelecekte Hindistan ve İran, karadan da bağlanmalarıyla birlikte, demokratik ve modern fraksiyonları destekleme hususunda çok daha büyük bir rol oynayacak. Yer altı zenginliği böylesi bir desteğin maliyetini azaltacak. Bu model, Batı'nın petrol zengini Orta Doğu'yu barış ve refah içinde tutmak için uyguladığı modelle benzeşebilir.

Afganistan'a giden Hint yolu İran'dan geçiyor. Afganistan'da yaşanması muhtemel bir kaos anında, Hindistan ve İran'ın barışı tesis etmek için işbirliği yapması gerekecek.

Bu da, birbiriyle medeniyet bağı olan iki ülkeyi Büyük Oyun'daki en yeni stratejik partner yapacak.

Antlaşmanın beyan edilmeyen ama başlıca paradigma-bozan etkisi ise Pakistan üzerinde olacak. Pakistan'ın kara sınırlarının yüzde 95'i Hindistan, İran ve Afganistan ile. Pakistan'ı dışlayan bu büyüklükte bir antlaşma Pakistan'ın komşularıyla olan politikalarına ciddi bir suçlama ve ülkenin bölgedeki tecridine dair keskin bir hatırlatma mahiyetinde. Fakat Pakistan'ın zararı sembolik olmaktan çok öteye geçip somut hale geldi. Ülkenin coğrafya avantajı minimize edildi ve belki de zamanla bertaraf edilecek.

Evvela öngörülen ticaret koridoruyla birlikte, Hindistan, Afganistan ve Orta Asya arasında doğal transit geçiş vazifesi gören Pakistan'a ait tüm ekonomik semereleri gasp etmiş oluyor. Hint tedarik zinciri İran üzerinden gelişirken enerjiden, ham maddeden veya diğer başlıca ekonomik teşviklerden mahrum kalmasıyla Pakistan, eski merkezi konumu için kapışmakta zorlanacak.

Sâniyen Pakistan denize kıyısı olmayan Afganistan üzerindeki boğucu kontrolünü de kaybetmiş oluyor. Sovyet ricatından sonra, Pakistan Afganistan'da Taliban taşeronları vasıtasıyla neredeyse mutlak nüfuz elde etti. Amerikan'ın Afganistan işgali başlayınca, Karaçi limanından geçen ikmal hatları sebebiyle Pakistan'ın kozu devam etti. Bu durum, ikili oynama ve aldatmacalara rağmen, milyarlarca dolar Amerikan yardımının Pakistan'a akmasıyla sonuçlandı. Pakistan'ın, Afganistan'ın kara güzergahları üzerine kurulu bu kozu geçmişte kalacak. Antlaşma iki yeni oyuncuyu resme dahil ediyor: Hindistan ve İran. Afganlar ikinci bir nefes borusu elde etmekle kalmayıp ekonomik bir ganimete konmuş oluyorlar. Pakistan Afganistan'daki hegemonyasını kaybedecek. Uzun vadede bu durum, Pakistan'ın Afganistan'da stratejik derinlik arayışı fikrine kalıcı bir darbe indirecek.

Son olarak, Çabahar ile mukayese edildiğinde, alternatif Çin-Pakistan Ekonomi Koridoru sallantıda görünüyor. Mezkur koridor geri kalmış ve huzursuz Çin batısı, yani özerk Sincan ve Tibet bölgelerini Pakistan'ın seyyanen huzursuz Belucistan eyaletinin Gvadar limanına bağlıyor. Bu koridor şu soruyla karşı karşıya: bundan kim faydalanacak? Enerji kaynakları ve ham maddelerini büyük ve aç pazarlara ulaştırma konusundaki asgari mantık görünüşe bakılırsa ortada yok. Sincan ve Tibet, Güneydoğu Asya veya Kalküta üzerinden çok daha yakın limanlarla irtibat kurabilecekken binlerce kilometrekarelik vahşi Himalayalar'dan, huzursuz ve ihtilaflı bölgelerden bu koridoru geçirmenin sebebi nedir?

Akla yatan cevap bu koridorun Pakistan pazarını, Tibet ve Sincan'ın nevzuhur üretim sahalarıyla birbirine bağlamakla alakalıdır. Gvadar limanı ise Çin donanması için üs vazifesi görüp Orta Doğu'dan gelen enerji trafiğini gözetlemesini sağlayacaktır. Bölgesindeki bu ilişki ağından uzak durmasının Pakistan'a pahalıya patladığına şüphe yok.

Bu antlaşmanın ileriye dönüklüğünden ötürü Hindistan, İran ve Afganistan'ı tebrik etmek gerek. Ancak hala bazı sorunlar mevcut. Afganistan'da asayiş sağlanmadan bu antlaşma atıl kalır. Afgan hükümetinin istikbali henüz güvence altında değil. Amerika ülkeden çekilirken, çanlar Afganistan için çalmaya başlayacak. Doğrudan ekonomik kazançlar Afganistan'ın bu kaotik tepe taklak gidişatını geciktirip tersine çevirebilir. Hız hayati önemi haiz, zamana karşı bir yarış bu. Koridorun gelişimi ve ekonomik kazançların sağlanması zaman alacak. Hepsi bir yana, Hindistan ve İran gibi eski uygarlıklar girift bürokrasileriyle iftihar edebilirler. İran üzerindeki BM yaptırımlarının kalkmasından sonra bu antlaşmayı sonuçlandırmak için sergilenen hevese tekrar ve tekrar ihtiyaç duyulacak. Süregelen politik kararlılık fırsatları değerlendirmek ve Büyük Oyun'da yeni, taze bir fasıl açarken hayati değerde olacak.

Kaynak: The Diplomat
Dünya Bülteni için çeviren: Mustafa Doğan