Hindistan-İsrail bağları; Delhi"nin Filistin politikasını etkisiz kılabilir
Hindistan Dünya Meseleleri Komisyonu ve Arap Birliği Misyonu tarafından Yeni Delhi"de 22 Haziran"da organize edilen "Filistin: 1967 ve Sonrası" adlı bir seminer Hindistan"ın hâlâ tereddütsüz Filistin halkına verdiği tarihi desteğinin altını çizdi fakat bu seminerde, gelişen Hindistan-İsrail bağlarının Filistin"deki Arap-İsrail çatışmasıyla ilgili yaklaşık yüzyıllık Yeni Delhi politikasına potansiyel politik etkilerinin ne olabileceğinden söz edilmedi.
Bu bağların, sadece katılımcı Hint entelektüelleri, üniversite hocaları ve gazeteciler tarafından eleştirilmesi; Hindistan-İsrail bağları faktörünün, Hindistan başbakanının Batı Asya ve Ortadoğu Barış Süreci özel elçisi Chinmaya R. Gharekhan, HDMK genel direktörü ve henüz Birleşik Arap Emirlikleri"ne elçi olarak atanan Talmiz Ahmad, M.P. Sitaram Yechury ve makalesi büyükelçi Ahmed Salem Saleh Al-Wahishi tarafından okunan Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa gibi önemli konuşmacılarca ihmal edilmesini beraberinde getirdi.
Benzer şekilde Filistin büyükelçisi Usame Musa Ali dışında seminere katılanlar Arap olsun veya olmasın diplomatik bir şekilde, Arap-İsrail barış sürecinde Hindistan"ın olumlu veya olumsuz herhangi bir rolünü etkileyecek olan ve bütün konuşmacıların ana uğraşı olan bu konudan kaçındılar.
Hindistan"daki Filistin büyük elçiliğinin diplomatları bana "Filistin devletinin" büyükelçiliği için bir kompleks inşa etmek üzere "Hint halkının, Filistin halkına hediyesi" olarak Hindistan hükümeti tarafından Yeni Delhi"nin diplomatlara ait bölgesindeki dört dönümlük arsayı gösterdiler.
Filistin büyükelçisi El-Ali, bu arsa Mayıs 2005"te başkan Mahmud Abbas"ın Yeni Delhi"ye ziyareti sırasında Filistin otoritesine bağışlanan 15 milyon dolarlık yardım paketinin bir parçasıydı. 2.25 milyon doları kompleksi inşa etmek için ayrıldı gerisi İsrail işgali altındaki Filistin bölgelerine altyapı projeleri için gönderildi, dedi.
Politik ve diplomatik desteğine ek olarak 20 milyon dolarlık karşılıklı ticaret ve Filistin hastahaneleri için bir kaç kez gönderilen tıbbi destekle Hindistan, Filistin ile olan bağlarını sağlamlaştırmaya ve Gazze Şeridi"ndeki iki projeyi yani el-Ezher Üniversitesi"nde Jawaharlal Nehru ve Deir Al-Albalah"ta Filistin Teknik Koleji"ne Mahatma Gandi kütüphanelerini bitirmeye çok dikkat ediyor, üçüncü bir proje olan Kudüs Üniversitesi"nde bir Hindistan Araştırmaları Merkezi de planlanmış durumda.
Tarihi olarak Hindistan"ın Filistin politikası; amansız Siyonist lobiye karşın ısrarla 20 yılı aşkın bir süre Siyonizm"i reddeden dünyanın ruhani şiddet karşıtı lideri ve Hindistan bağımsızlığının babası Mahatma Gandi tarafından oluşturulan ideolojik kılavuzu takip etmektedir. Gandi"nin Siyonizm"e karşı olmasının nedenleri Paul Power'a göre: "ilki; Yahudi Ulusal Evi"ne karşı olan Ortadoğu Araplarına duydukları sempatiden dolayı anti-Siyonist olan Hint Müslümanlarının düşüncelerine karşı hassastı; ikincisi kendisinin şiddetsizlik yöntemine uygun olmayan her türlü Siyonist metoda itiraz ediyordu; üçüncüsü Siyonizm"i kendisinin tek din temelinde şekillenecek her türlü devleti dışlayan çoğulcu milliyetçiliğine ters buluyordu; dördüncüsü, görünüşe göre Filistin"de yönetimi elinde tutan İngilizlerle ilişkilerini karmaşıklaştıracak bir tedbirsizlik olarak görüyordu." (1)
Uzun bir zamandan beri acımasız ve zalimce bir muameleye maruz kalmış insanlar olarak Yahudilere beslediği bütün sempatiye rağmen Gandi "sempatim gözlerimi adaletin gereklerine kapatmadı. Yahudilerin Ulusal Evi çığlığı beni etkilemiyor... Neden onlar yeryüzündeki diğer insanlar gibi doğdukları yeri evleri ve memleketleri olarak görmüyorlar?"
Gandi 1938 yılının 11 Kasım"ının Harijan"ında çok okunan ve bugüne kadar Hindistan"ın Filistin politikasını ve Yahudi meselesine yaklaşımını belirleyen başyazısında "Filistin, İngiltere"nin İngilizlere, Fransa"nın Fransızlara ait olduğu kadar Araplara aittir. Yahudileri, Araplara dayatmak yanlıştır ve insanlık dışıdır... Kesinlikle Filistin"in kısmen veya tamamen Yahudilerin Ulusal Evi olarak yeniden kurmak için gururlu Arapları azaltmak insanlığa karşı işlenmiş bir suç olacaktır."
Dolayısıyla Hindistan 1947"de Filistin"in bölünmesiyle ilgili BM Genel Kongresi"nin 181 sayılı kararına karşı oy kullanan 13 ülke arasındaydı. Aynı yıl içerisinde BM"nin Filistin Özel Komitesi"nin bir üyesi olarak Hindistan illegal Yahudi göçmenleri için iç otonomiye sahip bir idare ile birlikte federal bir Filistin"in kurulması için çağrıda bulunan bir azınlık planı önerdi. Hindistan aynı zamanda Arap olmayıp 1974"te FKÖ"nü Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak kabul eden ve 1988"de Filistin"i bağımsız bir devlet olarak kabul eden tek ülkeydi; 1996"da Hindistan, Otonom Filistin Otoritesi nezdindeki ilk diplomatik temsil ofisini açtı.
Talmiz Ahmad"ın Yeni Delhi seminerindeki açılış sözlerinde Batı Asya"da "emperyalizmin canlanmasına" göndermede bulunması Arapları, Hindistan"ın kolonyalizme karşı uluslararası ulusal özgürlük hareketleri bağlamı içinde Filistin-İsrail çatışması ile Mahatma Gandi"nin öngördüğü minval üzere devam edeceğine ikna etti fakat özellikle 1992"den beri Hindistan"ın İsrail ile ilişkilerindeki politikasına damgasını vuran pragmatizm potansiyel olarak er veya geç Hindistan"ın bu tavrından vazgeçeceğini göstermektedir. Arap ve Filistinli stratejistler, CIA"nin 2005"te yaptığı bir çalışmada gelecek 20 yıl içinde Çin"den sonra dünyanın ikinci büyüyen gücü olarak öngörülen dünyanın en büyük demokrasisinin dış politikasındaki stratejik değişimi küçümsememelidirler.
Yeni Delhi gelişen uluslararası statüsünün çok iyi farkındadır ve bu yüzden BM Güvenlik Konseyi"nde daimi bir koltuk için Japonya ve Almanya ile yarışmaktadır. Yeni Asya"nın Güç Dinamiği adlı kitabı son zamanlarda yayınlandığında görev başındaki başbakan Manmohan Singh "21. yüzyılın en büyük gelişmesi Asya"nın uyanışı olacaktır. Hindistan"ın kolonyal yönetimden kurtulması ve güçlü, istikrarlı, dinamik ve demokratik bir Hindistan"ın aşamalı evrimi Asya"nın canlanmasına katkıda bulunacaktır... Hükümetimiz, Hindistan Dünya Meseleleri Konseyi"ni yeniden aktifleştirdi ve Asya, Afrika ve bölgemizle ilgili tink-tanklere yatırım yatmayı gündemine almış durumda... 1990"larda ilan ettiğimiz "Doğuya Bak Politikası"na enerjimizi verdik. Bu Asya ile doğumuz arasında kapsamlı bir yeniden buluşmaya katkı sağlayacaktır" dedi.
Yeni Hindistan stratejik değişiminin bir göstergesi; Hindistan"ın Filistin halkının özgürlük mücadelesinden çok Filistin-İsrail barış sürecine daha fazla odaklanmasıdır. Bunun altını çizen bir gelişme emektar bir diplomat ve eski BM genel sekreteri Kofi Annan"ın eski bir yardımcısı olan C. R. Gharekhan'ın Hindistan"ın Ortadoğu Barış Süreci için özel elçi olarak atanmasıdır.
İsrail ile hızlandırılmış ilişkilerin ilerleyişi
Ocak 1992"de Başbakan P.V. Narasimha Rao İsrail ile tam ve normal diplomatik ilişkiler kurmaya karar verdiğinden bu yana Hindistan diplomatları belli aralıklarla başkentteki Arap büyükelçilere Hindistan"ın İsrail ile olan bağlarıyla ilgili "özet" sunumda bulunmayı bir gereklilik olarak hissettiler fakat Hindistan şimdi Hong Kong"dan sonra İsrail"in Asya"daki ikinci büyük ticari partneridir ve İsrail, Rusya"dan sonra Hindistan"ın ikinci büyük askeri malzeme sağlayıcısıdır.
Resmi İsrail verileri 2006"da İsrail"in Hindistan"a ihracatının 1.270 milyar dolar ve ithalatının 1.433 milyar dolar olduğunu göstermektedir ve 1992"den beri karşılıklı ticari yekun katlanarak büyümektedir. Hindistan"ın İsrail büyükelçisi Arun Kumar Singh son günlerde İsrail"in Hindistan"daki yatırımlarının 1 milyar doları aştığını söyledi. Gübreler ve mücevherlerin yanı sıra tarım, su ve bilgi teknolojileri karşılık ticari kalemlerdir. Hindistan Devlet Bankası Haziran"da ilk defa İsrail mücevher değişiminde bir alan açarak ilk yabancı bankaya dönüştü.
Bununla birlikte iki ülke, ilişkilerinin ve ticaretlerinin savunma unsuru ile ilgili ihtiyatlı kalmaya devam ediyorlar. Temmuz 2 tarihli The Hindu gazetesine göre İsrail Havacılık ve Uzay Endüstrileri Şirketi Hindistan"da iki tip uçak ve jet üretmek ve Bangalore"da yazılım ve havacılık mühendisliği kurmak için Hint ortaklar arıyor. 14 Haziran tarihli The Times of İndia, İsrail genelkurmay başkanı yardımcısı Moshe Kaplinsky"nin önderliğinde üst düzey bir İsrail Ordusu delegasyonunun üst düzey Hint subayları yaptıkları geniş çaplı görüşmelerden sonra Hindistan"ın yönetimindeki Keşmir'i ziyaret ettikleri haberini verdi.
Ağustos 1994"te İsrail Savunma Bakanlığı sekreteri David Ivry Yeni Delhi"yi ziyaret etti ve Hindistan savunma sekreteri T. K. Banerji bu ziyarete mukabelede bulundu. Ertesi yılın Mart"ında İsrail Hava Kuvvetleri komutanı Hindistan"ı ziyaret etti ve meslektaşı, önemli savunma uzmanı Abdul Kalam'ın stratejik ziyaretinden bir ay sonra Temmuz 1996"da bu ziyarete mukabelede bulundu. Nisan 1996"da bir Hava Kuvvetleri yetkilisi olan ilk askeri ateşe İsrail"e ulaştı. Hindistan"ın Araştırma ve Analiz Kurumu ile İsrailli meslektaşı arasındaki uzun süreli işbirliği Moshe Dayan'ın 1970"lerde Hindistan"a gerçekleştirdiği ziyarete kadar dayanmaktadır.
Savunma meselesi başkan Ezer Weizman"ın Aralık 1996"da ve Mayıs 1993"te Dışişleri bakanı olan Şimon Peres"in (şimdi başkan) ziyaretlerinin ajandasıyla yükselmiş durumdadır. Komalık Ariel Şaron 2003"te Yeni Delhi"yi ziyaret eden ilk İsrailli başbakan olarak tarihe geçti. Bununla birlikte merhum Filistin lideri Yaser Arafat yıllarca bir iki saatliğine Yeni Delhi"yi ziyaret etmedi.
Hindistan dış politikasındaki pragmatik değişime birkaç faktör katkıda bulundu. Iç politikasında Hindistan Batı ve Doğu Asya"ya yönelik 1990"ların ilk yıllarında Asya politikasına bak projesini başlattı. Uluslararası anlamda ABD"nin dünyanın ve küreselleşmenin tek kutbu olarak ortaya çıkmasına öncülük
Hükümetteki Kongre Partisi"nin diplomatları İsrail"in eski hükümet partisi muhafazakar Halk Partisi ile ilgili ve İsrail"in, Hindistan ordusunu söylendiğine göre acilen gece görüşü ekipmanları da dahil askeri ekipmanla destekleyip o ana kadar görülmemiş bir askeri işbirliği başlattığı 1999 yılında Keşmir"in Kargil bölgesinde Pakistan"la yapılan savaştaki İsrail"in farklı politikalarından dolayı suçlamaktan hoşlanıyorlar.
Fakat Eylül 1950"de Kongre"nin kurucu babalarından biri olan başbakan Jawaharlal Nehru (1947-64) İsrail"e kanuni tanıma verdi. Birkaç ay sonra İsrail Bombay"da aşamalı bir şekilde konsolosluğa dönüşen bir ticari ofis açtı ve ilk İsrail konsolosu Haziran 1953"te Hindistan"da görev aldı, 1952"nin erken günlerinde Nehru diplomatik ilişki kurma istekliliğini vurguladı. Bir diğer Kongre lideri Rajiv Gandi (1984-89) İsrail ile birkaç doğrudan ve dolaylı bağlantı başlattı. (2)
Arap "Yeşil Işığı"
Arap ve Filistin diplomasisinin açıkça gelişmekte olan Hint-İsrail bağlarına karşı uyarıda bulunmaktan kararsız bir şekilde kendisini alıkoyması 2002"de Beyrut"ta gerçekleştirilen bir Arap zirvesinde kolektif olarak Arap Barış İnisiyatifi"ni İsrail ile ilgili stratejik seçenek olarak seçtiklerinden Filistinlilerin ve Arapların kendileri için yeşil ışıklı saydıkları dost ülkelerden istekte bulunmaktan kaçınması olarak yorumlanabilir; Arap olmayan ülkeler Arap ve Filistinlilerden daha fazla Arap olamazlardı. Hindistan-İsrail ilişkilerinin İspanya"nın Madrid kentinde Arap-İsrail barış görüşmelerinden bir yıl sonra hızlandığını söylemek dikkate değerdir.
Bununla birlikte üç milyonu Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri"nde olmak üzere Arap ülkelerindeki beş milyondan fazla Hint iş gücü ve arasında 20 milyar dolar değerinde olan Hindistan petrol ve gaz ithalatının %60"ının bulunduğu 25 milyar doları aşan Hindistan-Arap ticareti politik olarak yeni oluşturulan Hindistan dış politikasıyla uyumlu olmamak için yeterince pragmatik nedenlerdir.
Hindistan"ın Filistin yönetimi nezdindeki temsilcisi Zikrur Rahman 12 Mayıs 2007 tarihli Londra merkezli El-Hakik gazetesine İsrail"i tanıyıp ilişkilerimizi normalleştirdiğimizde bunu Filistin liderliğinin onayını aldıktan sonra yapardık; biz, siz kabul ediyorsanız biz tanırız diyorduk... Filistin liderliği bize; bizimle İsrail arasında imzalanmış anlaşmalar var ve şu an biz İsraillilerle görüşüyoruz, İsrail ile ilişki kurmanız bize destek olur" dedi.
Zikrur Rahman; İsrail oluşturulmadan önce 20. yy.lın ilk yıllarında İngiliz korumasındaki Siyonist paraşütçü askerlerine karşı Filistin halkını savunma savaşında ölen Hindistanlı Müslüman mücahit Muhammed Ali Al-Hindi'nin bir torunudur. Muhammed Ali Al-Hindi'nin mezarı diğer Arap ve Filistinli özgürlük savaşçılarının arasında Kudüs"te Müslümanlarca kabul edilen üçüncü kutsal mekan olan El Aksa Cami"sinin arkasındaki bahçede Hint dayanışmasının ve dostluğunun sembolü olarak durmaktadır.
Nicola Nasser; Kuveyt, Ürdün, BAE ve Filistin"de gazetecilik yapan emektar Arap bir gazetecidir. Filistin"in İsrail işgali altındaki Batı Şeria"nın bir şehri olan Birzeit"te yaşamaktadır.
Notlar
(1) Professör A.K. Ramakrishnan Mahatma Gandhi Siyonizmi Reddetti adlı eserinde bahsediyor, bu eser 15 Ağotus 2001 de Hikmet Vakfı tarafından yayınlandı, Website: http://www.twf.org.
(2) P.R. Kumaraswamy, Hindistan ve İsrail Stratejik Ortaklık Geliştiriyor", Başlangıç--Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi, Bar-Ilan Üniversitesi, İsrail, Eylül 1998.