Siddarth Srivastav
Hindistan'ın şimdiki askeri hedefi Pakistan'a karşı kudretli bir ateş gücü inşa etmek iken, uzun vadede Çin'e karşı kaydadeğer bir caydırıcılık planları da yapıyor.
Hindistan'ın batı sınırlarını tahkim etmek gibi Pakistanı dengelemeyi güden askeri çabalara öncelik verilmesine rağmen Çin'den algıladığı tehdide karşı tetikte olması buna işaret etmekte.
Olağan bir örnek, Hindistan'ın Kuzeybatı sınırlarındaki askeri mevcudiyetini, Rus yapımı Sukhoi-30 MKI savaş uçaklarını oraya yerleştirerek artırma kararıdır. Bu hamle Çin'in Tibet Özerk Bölgesinde ve Güney Çin'de geliştirdiği askeri altyapıyı dengelemek anlamına gelir.
İki yıl önce planlanan hamle, dört adet jetin Assam'daki Tezpur havaalanına inmesiyle nihayet geçen ay yapıldı. Resmi kaynaklar yakın gelecekte Tezpur'da iki uçak filosunun olacağını bildiriyorlar (toplam 36 uçak). Assam'daki Chabua'nın bir diğer üs olma ihtimali var. Silah yüklü Sukhois'ler 3.200 km uçabiliyorlar. Dolayısıyla Tezpur'dan kalkacak uçaklar Çin'in iç kesimlerini vurabilecek kapasitede.
Hindistan'ın askeri tepkisi, bölgede birkaç yıldır süren Çin askeri gücündeki artıştan kaynaklanıyor. Hindistan'ı hatırda tutan ve petrol sevkiyatının yapıldığı güneye doğru uzayan deniz güzergâhlarını korumak isteyen Pekin'in Tibet Özerk Bölgesi'nde asgari dört, Güney Çin'de ise üç yahut dört üs inşa ettiğine inanılıyor.
Çin'in bölgedeki enerji ihtiyacı önümüzdeki yıllarda artacak ki beklenmedik durumlara karşı askeri planlar yapılmasını gerektiriyor. Çin, 2009 Eylül ayı itibariyle, Burma'nın Bengal Körfezi'ndeki Arakan sahillerinden Çin'in Yunnan eyâletine uzanan petrol ve doğalgaz hattını döşemeye başlayacak. 1.100 km uzunluğundaki doğalgaz boru hattı Burma'nın enerji zengini Shwe gaz yatakları tarafından beslenecek.
Çin, Hindistanla sınırının olduğu 4.000 km uzunluğundaki Kontrol Hattı'nda hava, kara ve demiryolu altyapısı da inşa ediyor. Böylece askeri sevkiyat çok daha kolay gerçekleştirilecek.
Yeni Delhi, bu konvansiyonel hazırlıkların yanısıra, Pekin'in orta Çin'deki Delingha ve Da Qaidam'a nükleer başlık da taşıyabilen, Hindistan'ın kuzeyine ve Rusya'nın güneyine erişebilen 60 civarında balistik füze fırlatma rampası yerleştirdiğine inanıyor.
Hindistan tepki olarak 2011'de operasyona hazır hale getirilmesi beklenen 3.500 km menzile sahip, nükleer başlık taşıyabilen Agni-III balistik füzelerini geliştiriyor. Bu esnada, 5.000 km menzilli Agni-V füzeleri 2010 yılında ilk testleri için hazır olacaklar.
Yeni Delhi, Çin'e karşı savunma için mevzilenen 10 dağ tümenine sayıları kabaca 30.000'i bulan iki piyade tümeni daha ekleyeceğini ilan etti. Gelecekte Çin'den kaynaklanabilecek güvenlik sorunlarına karşı yapılmış bir hamleydi bu. 155Mm'lik howitzer'ler ve çeşitli roket sistemleriyle teçhizatlandırılmış iki topçu tümenin kısa bir süre sonra konuşlandırılacağına dair haberler de var.
Diplomatik mübadelelerin sürüp gitmesine ve ticaretin artmasına rağmen, iki ülke arasındaki şüphe atmosferi ve rekabet yok olmadı. Örneğin, Çin, Arunachal Pradesh projelerinin dâhil edilmesinden dolayı Asya Kalkınma Bankası'nın Hindistana vereceği 2.9 milyar dolarlık krediye itiraz etti (Çin, Arunachal Pradesh'da hak iddia ediyor). Asya Kalkınma Bankası kuruluş sözleşmesi, üye ülkelerin siyasi meselelerine bulaşmayacağını, vereceği kararlarda sadece ekonomik mülahazaların etkili olacağını belirtir. Banka, Pekin'in itirazlarına rağmen planı onayladı ve böylece üyeleri arasındaki toprak ihtilaflarına taraf olmadığını açıkça belli etti.
Takdire şâyandır, her iki ülke, potansiyel bazı olayların kontrol dışına çıkmasını önlemek için diplomatik ve askeri mübadele sistemi kurdular. Etkileşim ve iletişim kanalları açık; her iki ülkenin başbakanlarını birbirlerine bağlayan kırmızı hattın kurulacağı da açıklandı.
Hindistan'ın yeni Dışişleri Bakanı Nirupama Rao'nun atanması, bu ilişkilere verilen önemin göstergesi olarak kabul ediliyor. Nirupama Rao, Hindistan-Çin ilişkilerinde bahsedeğer bir tecrübe sahibi.
Ticaretin serpilmesi, her iki ülke dünya çapında enerji bloklarını kazanmak için saldırgan bir rekabet içindeyken bile önemli bir tampon işlevi görüyor. Hindistan-Çin ikili ticaretinin 2010 yılına kadar 60 milyar doları bulması bekleniyor. Resmi istatistiklere göre, Hindistan-Çin ticaret hacmi, son sekiz yılda yüzde 43 artarak 2008 yılında 52 milyar doları buldu.
Bu iki ulus son yıllarda ortak askeri tatbikatlar düzenledi; bir sonraki tatbikat bu yılın sonlarında yapılacak. İki hükümetin özel temsilcileri 7-8 Ağustos tarihlerinde, ilişkileri yıllardır etkileyen sınır konularını müzakere etmek üzere toplanacaklar. Yeni Delhi ve Pekin, 2010'da diplomatik ilişkilerin kurulmasının 60'ncı yıldönümünü kutlayacaklar. Hindistan Devlet Başkanı Pratibha Patil'in Çin'i ziyaret etmesi, Çin Devlet Başkanı yardımcısı Xi Jinping'in Hindistana iade-i ziyarette bulunması planlanıyor.
İki ulus hükümetleri, yükselen küresel finans meselelerinde ortak stratejiler belirlenmesi üzerinde de anlaştılar. Bu amaçla, Ortak Ekonomik Grubun toplantı yapması teklif edildi. Bu yaklaşım, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh ve Çin Devlet Başkanı Hu Jintao'nun Şangay İşbirliği Örgütü'nde buluşmasıyla pekiştirildi.
Ancak yine de her iki ülkenin savaş tarihine ve Amerika'nın Çin'e karşıt bir ağırlık olarak Hindistan'a oynamasına bakınca, ne Yeni Delhi ne de Pekin askeri cephede taviz vermeye gönüllü.
Dünya Bülteni için çeviren: M.Alpaslan Balcı