Uluderede 35 insan bombalanarak can verdi. Uludere'de devlet, 'operasyon hatası' olarak kendi vatandaşını bombaladı. Durumun somut özeti budur.
Şiddet sarmalında birlik ve bütünlük arayan devlet politikalarının gelip dayandığı sonuçtan bağımsız değildir, bu “operasyon hatası”. Daha önce işlenen pek çok operasyon hatası olmayan olayların üstüne perde çekilse de, bu olay şiddet sarmalının ne denli vahim boyutlara tırmandığının işaretidir. Üstelik bu tür operasyon hatalarının tekrar etmeyeceğinin de hiç garantisi yok.
35 insanımızın bombalanmasına gerekçe olan PKK şiddetinin ise masum insanlarımızın bedenlerinin parçalanmasında, suç ortağı olduğu, operasyon hatalarının gerekçesi olduğu da bir başka gerçek.
Adaletten kopan devlet aklının doğurduğu baskı ve şiddet, başka bir şiddet ve baskıyı meşrulaştıramaz. Adalet ve hak ölçüsünden sapan her ideolojik tasarım, karşılıklı zulüm işlemesi kaçınılmazdır.. Biri diğerine tercih edilemez ve birbirne alternatif değildir. Tam bu noktada milleti, ulusçu ve bu topraklara yabancı ideolojillere yaslanan ayrılıkçı örgütlerin istismarından kurtarmadıkça gerçek anlamda adalet ve huzur sağlanamayacaktır.
Bu olayın görmezden gelinecek, susulacak bir yanı olmadığı gibi, masum insanlarımızın cesetleri üzerinden rant devşirmeye kalkacak batıcı, laik, ulusçu örgüt/lerin siyasal istismar malzemesi yapması da engellenmelidir.
Bombalanarak can veren 35 insanımız için büyük şehirlerde cenaze namazı kılınmalı, Türkiye'de Müslümanlar parçalanan bedenler etrafında birleşmeli, PKK'nın bölge halkı üzerindeki istismarın tekeli kırılmalıdır.
Ölen kardeşleri için doğuda-batıda, kuzeyde-güneyde tüm Müslümanlar gıyabi cenaze namazı kılarak bölgede yaşayan insanlarımızın acılarını paylaştılarını, sahip çıktıklarını göstermeliler.
Acıyı paylaşmayı bile engelleyen bir siyasi-ideolojik kapışma yaşanıyor. Din, vicdan, adalet duygusu da tam burada devereye girmelidir.. Vicdanlara kelepçe vuran, otoriter siyasetlere kaşı, kardeşliğimizin ne kadar derin ve sahici olduğunu göstermeli...
İflas eden bir yönetim anlayışına, mağduriyeti isitismar eden örgüt ve ideolojiler çıkmazından topyekün bir insani tavırla çıkabiliriz. Müslümanca duruş ve bilinç bunu gerektirir.
Yeniden dirilmek için haydi namaza!