Hatalar zinciri...

 
Afganistan Devlet Başkanı Karzai, geçen perşembe günü bir Amerikan televizyon programında çok önemli şeyler söylemiş. NewsHour with Jim Lehrer adlı programda Amerika'nın ülkesine önümüzdeki aylarda göndereceği 17.000 askerden meydana gelen takviye güç ile ilgili olarak, ' Biz bunu hep istedik; ama olmadı. Keşke bu askerler o zaman gönderilseydi.
Bunlar 7 yıl gecikmeyle gelecekler.' şeklinde konuşarak Amerika'dan 2002 yılından bu yana takviye güç talep ettiklerini; ama buna bugüne kadar cevap alamadıklarını vurgulamış.

Karzai bu sözleriyle Amerika'nın Afganistan konusunda yaptığı vahim hatalardan birine haklı olarak işaret etmiş. Bu hata şüphesiz Taliban'ın devrilmesinden sonra yapılan hatalar zincirinin 7 yıllık ilk halkası.

Esasen hatalar zincirinin ilk halkası Kalıcı Özgürlük denen operasyon sırasında yapılmıştı. Taliban, bu operasyondan çok fazla zarar görmeden ve özellikle komuta kademesini büyük ölçüde muhafaza ederek çıkabilmişti. Bunun da birkaç sebebi vardı. Birinci sebep, 2001 yılı sonlarına doğru yaşanan Tora Bora kuşatmasındaki Amerikan ve Afgan güçlerinin başarısız taktikleri. Hatırlanacağı gibi, koalisyon güçleri Tora Bora dağlarına kaçan El Kaide ve Taliban güçlerini kuşatmış, bu dağları ağır bombardımana tabi tutmuşlardı; ama buna rağmen hem El Kaide'nin ve hem de Taliban'ın komuta kademesi bu kuşatmayı yararak kaçmayı başarmışlardı.

Tora Bora fiyaskosu da başta Amerikan komutanlığı ve Afgan güçlerinin hataları sonucu meydana gelmişti. Amerika, Tora Bora'dan kaçış yollarını kendi özel güçleriyle kapatmak yerine bu işi Afgan güçlerine havale etmiş, onlar da bu işi becerememişlerdi.

Bu konuda bir başka gelişme de yine Taliban ve El Kaide'nin işine yaramıştı. Bu da o zaman Hindistan ile ortaya çıkan askeri gerginlik üzerine Pakistan'ın sınır bölgelerinden 50 bin askeri geri çekmesi, sonuçta Afgan-Pakistan sınırının elek haline gelmesiydi.

İşte başlıca bu iki faktör yüzünden Taliban komuta kademesi Pakistan'a kaçmayı başarmış, Pakistan'daki kadrolarının da destek ve yardımlarıyla zamanı iyi kullanarak ve Amerika'nın gafletinden yararlanarak 2005 yılından itibaren güçlenerek, yeniden organize olarak bugünkü güç ve seviyesine ulaşmayı başarmıştı.

Taliban'ın bugünkü gücü konusunda en iyi değerlendirmelerden birisini de Pakistan'ın eski Devlet Başkanı General Müşerref yapmıştı 2,5 yıl kadar önce.

'...Terörizmin ağırlık merkezi El Kaide'den Taliban'a kaydı. Bu ortaya çıkan yeni bir unsur. Bu yeni ve daha tehlikeli bir unsur; çünkü Taliban halk nezdinde köklere sahip; oysa El Kaide halk nezdinde köklere sahip değildi. Taliban daha organize ve halk nezdinde köklere sahip. Afganistan'daki Taliban güçleri Taliban lideri Molla Ömer tarafından komuta ediliyor. Bunlar durdurulamadıkları takdirde Taliban canlanışı Peştun halkını yanına alarak dış güçlere karşı bir 'milli savaş'a dönüşebilir. Biz Pakistan'ın Talibanlaşmasını asla istemiyoruz. Bugün gerçek tehlike hâlâ önemli olmakla birlikte Bin Ladin değil Taliban'dır. Bugün yapılan muharebe(Afganistan'daki Taliban operasyonunu kastediyor) şayet kazanılacaksa söz konusu Taliban gücünün ağırlık merkezini hedef almalıdır; bu hedef üzerinde yoğunlaşmalıdır. Bu ağırlık merkezi de Afganistan'ın güneyinde bulunan Molla Ömer ve komuta kademesidir.'

Sonuçta, Amerika ne Karzai'yi ne Müşerref'i ne de benzer şeyler söyleyen kimseleri dinledi; bildiğini yaptı; hatalar zincirinden yakın zamanlara kadar vazgeçmedi. Buna bir en son örnek verelim de yazıyı öyle bitirelim: Amerika Taliban'ı devirdikten sonra 'Afganistan'a 100-120 kişilik güvenlik gücü yeter artar' demiş, geçen yıla kadar da bunda ısrar etmişti. Şimdi ise 'En az 400.000 lazım ki Taliban ve El Kaide Afganistan'a yeniden hakim olmasın' diyor ve buna göre planlar yapıyor.

Bugün Amerika'nın hatalar zincirinin birkaç halkasından söz ettik: Yeri ve zamanı geldiğinde diğer halkaları da ele alabiliriz elbette...

Zaman