Harekâttan geriye kalanlar

Harekât sivil kayıba yol açmadan söz verilen kısa sürede bitirilebildi. Siyasi ve askeri kazanımın ne olduğu açıklanmalı

Her askeri harekâtın siyasi bir hedefi vardır. Dünyanın modern devletlerinin Prusyalı general Carl Von Clausewitz'in "Savaş siyasetin başka araçlarla devamıdır" ilkesiyle hareket ettiklerini göz önüne tutarsak, Türkiye'nin Irak topraklarında bir hafta boyunca yürüttüğü askeri harekâtın siyasi hedefini bulunduğu söylenmelidir.

Siyasi hedefi tartışmaya başlamadan önce, bir hafta süren Irak harekâtından geriye kalan en olumlu noktaları sıralamak gerekiyor:

- 10 bin civarında askerin katıldığı, belki binlerce top mermisinin harcanıp, savaş jetlerinin yüzlerce sorti yaptığı ve en önemlisi sivil yerleşimlerin de bulunduğu bir alanda yürütülen harekâtta, sivillerin öldüğüne ilişkin bugüne dek basına yansıyan tek şikâyet olmadı. Sivil altyapının zarar gördüğü iddiaları oldu. Ankara, Bağdat'a heyet göndererek vurulan bazı köprülerin tamamen PKK kontrolünde ve PKK'nın lojistik amaçlarıyla kullanıldığına ilişkin bilgiler sundu.

- Türkiye, hem dünyaya, hem Irak yönetimine verdiği sözü tuttu ve Irak topraklarının işgalini amaçlamadığını gösterdi. Harekât ABD ile ortak üretilen istihbarat ile, Türkiye'ye yönelme ihtimali yükselen PKK hazırlıklarını önleyici vuruşla etkisiz kılma sınırları içinde kaldı. ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in "Bir an önce çıkılmalı" açıklamasının içeride ve dışarıda harekâtın etkisini gölgeleme ihtimali göze alınarak, birlikleri bir gün olsun fazladan Irak topraklarında tutmama yolu seçildi.

- Harekâtın başında ABD, Avrupa ve etkili ülkelerden PKK'ya karşı destek alan Türkiye, harekâtın uzamasıyla havanın aleyhine dönmesi tehlikesinin sınırında durmuş oldu. Irak topraklarındaki harekâtın duyurulması ile Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin Ankara'ya davet edilmez, eşzamanlı oldu.
Harekât, Ankara'da Talabani ziyaretine yönelik önyargıların aşılmasına yardımcı oldu.

Bunlar harekâttan geriye kalan olumlu puanlar. Bir de harekâtın siyasi hedefinin kamuoyunca belli olmamasından kaynaklanan sorular mevcut.

- Bu siyasi hedefin yalnızca PKK'nın 2007'deki Şırnak ve Dağlıca saldırılarının iç ve dış kamuoyunda oluşturduğu moral bozucu etkiyi tamir etmek olduğunu söylemek, harekâtın cüssesi, harcanan siyasi, diplomatik, askeri çaba ve maddi, manevi maliyeti ile açıklanamaz. Bu belki siyasi hedefin psikolojik yan ürünlerinden biri sayılabilir.

- Siyasi hedef yalnızca PKK'nın bahar saldırılarını önlemek ve Kandil'le Türkiye arasındaki ana geçiş koridoruna zarar vermek amacıyla Zap, bir ölçüde de Sinad-Haftanin ve Hakurk kamp bölgelerindeki toplanmaları önleyici bir vuruşla dağıtmak da olamaz. Bu akıllıca bir taktik hedef olabilir.

- Siyasi hedef, PKK'ya kendisini toparlaması çok güç bir darbe vurmak olabilirdi. Ama harekâtın yürütülüş tarzı ve süresi, böyle bir planlamanın olduğu izlenimi vermiyor. PKK'ya verdirilen kayıp 300 civarında açıklandı. Türkiye içinde ve dışında PKK'nın 5 bin civarında gücü olduğu yolundaki resmi açıklamaları temel alırsak, PKK'nın askeri gücüne yüzde 5'in üzerinde zarar verildiği anlaşılıyor. Askeri uzmanlara göre düzenli ordularda, komuta, kontrol ve etkinin ağır hasar almasının yüzde 30 olarak kabul edilen oranı, gayri nizami savaşta yüzde 50-60'a yükseliyor. Ayrıca, harekâtın başından itibaren 1, en fazla 2 hafta olarak planlanması, coğrafya ve iklim koşulları nedeniyle zırhlı birlik kullanılmadan hava-topçu desteğiyle özel birlik harekâtı yapılması gibi göstergeler de aynı noktaya işaret ediyor: Demek ki planlama PKK'nın topyekûn imhası üzerine yapılmadı. Dolayısıyla siyasi hedef bu da değildi.

- Siyasi hedef Irak'taki Kürt bölgesel yönetimine, ABD'nin desteği ve işbirliği olmaksızın yürütülmesi imkânsız derecesinde sorunlu olacak böyle bir harekâtla gözdağı verilmesi de olamaz. Keza yalnızca Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gece ve kış koşullarında çok zor bir coğrafyada ne kadar rahat harekât yürütebildiğinin dosta düşmana sergilenmesi de tek başına hedef olamaz. Bunlar da asıl siyasi hedefin yan ürünü olarak görülebilecek psikolojik üstünlük puanları sayılabilir.

Öyleyse, Türkiye'nin bir hafta süren Irak'taki askeri harekâtının hedefi neydi, siyasi ve askeri kazanım ne oldu? Bu konuda hükümetten ve askeriyeden gelecek açıklamalar ne kadar tatminkâr olursa, harekâtın bitiş zamanlamasına ilişkin yorumlar da o kadar sağlıklı oluşacak.