Harekât uzun sürmeyebilir


 
Ankara'nın, kara harekâtının üç-dört günden uzun sürmeyeceği yönünde Bağdat'a güvence verdiği doğruysa, gerginlik fazla tırmanmayabilir

Türkiye'nin Kuzey Irak'a yönelik askeri harekâtının altıncı gününde çatışmalar çılgınlık noktasına ulaştı. Türk ordusu 77 PKK'lı ayrılıkçı Kürt savaşçıyı öldürdüğünü, kendisinin de beş kayıp verdiğini iddia etti. Bu arada sınıra doğru ilerleyen askeri konvoylar, gökyüzünde manevralar yapan F-16 savaş uçakları görüldü. Ankara'nın ilk başta ısrarla Türkiye'ye saldırılar düzenleyen Kürt güçlerine yönelik 'açık ve sınırlı' hedefi olacağını söylediği harekâtın yoğunluğu ve ölçeği gün geçtikçe büyüyor. Dünyanın geri kalanından gelen uyarılar da keza. Son uyarı dün Türkiye'ye yapacağı ziyaretten önce ABD Savunma Bakanı Robert Gates'ten geldi. Amerikalı bakan, Türkiye'nin harekâtının birkaç haftadan fazla sürmemesi gerektiğini belirtti.


Talabani'nin korkusu Kerkük
Türkiye'nin Bağdat temsilcisinin buna cevaben, askeri hedeflerine ulaşmaları (yani Kandil dağlarında bulunan PKK üslerinin yok edilmesi) konusunda Türk birliklerine verilen bir takvim olmadığını söyledi. Fakat perde arkasında farklı bir resim ortaya çıkıyor. Türkiye ve Irak cumhurbaşkanları, Abdullah Gül ve kendisi de Kürt olan Celal Talabani arasında, onların yanı sıra başbakanlar Tayyip Erdoğan ve Nuri el Maliki arasında telefon görüşmeleri yapıldığı zaten biliniyordu. Daha şaşırtıcı olan dün üst düzey diplomatik kaynakların, Bağdat'ın Ankara'ya Irak'ın egemenliğine gölge düşüren bir harekâta başlaması için izin verdiğini iddia etmesiydi. Bunun karşılığında Türkiye hükümeti de, harekâtın sadece üç-dört gün süreceği güvencesi vermişti.
Herkes sözünde durursa, Türkiye'nin Kuzey Iraklı Kürtlerle müstakbel ilişkisinin ilk başlarda korkulduğu kadar sorunlu olmayacağı görülebilir. Talabani'nin asıl korkusunun Türkiye'nin PKK'yla aralıklı savaşını, tam da Kerkük kentinin statüsünün tartışıldığı bir dönemde bölgesel bir güç gösterisinin bahanesi olarak kullanması olduğu hatırlanmalı. Kürt bölgesinin hemen güneyinde bulunan bu petrol zengini kent üzerinde hem Kürtlerin, hem Türkmenlerin hem de Iraklı Arapların birbirine karşıt hak iddiaları var. Türk generaller uzun yıllardan bu yana özerk bir Kürdistan'ı, Türkiye'yi de bölebilecek müstakbel bir devletin ilk adımı olarak görüyor.


Yeni bir akıl yürütme gerek
Erdoğan bu tartışmada liberal bir tutum takınsa da ve beş yıllık iktidar döneminde Türkiye'nin 20 milyon Kürt'ü için seleflerinin on yıllardır yaptığından fazlasını yapsa da, PKK'nın geçen yılki sınır ötesi saldırılarını görmezden gelmesi ülke içindeki konumunu tehlikeye sokardı.
Ankara, Bağdat ve Washington arasındaki kırılgan diplomatik zemin bu harekâttan sağ salim çıkabilirse, bu bölge için bir ilk anlamına gelecek. Fakat Türkiye'nin Kuzey Irak'tan çabuk çekilmesine, PKK'yla nasıl başa çıkacağına dair yeni bir akıl yürütme eşlik etmeli. PKK'nın üsleri yok edilebilir, fakat örgüt üyelerinin tekrar toparlanıp geri döneceklerine kuşku yok. Söz konusu ihtilafı tek başına askeri harekâtlar asla çözmeyecektir.

Kaynak: Radikal