Gurbettekiler de 24 Haziran'ı bekliyor

Hatırlıyor musun oğulcuğum, hani geçen yıl birlikte tuttuğumuz oruçları... Gurbette Ramazan hem çok mahzun, hem çok değerli, tutulan oruçlar altınla bile tartılmaz diyorduk... Ne ezan sesi var, ne davulcu geçer, öyle tek, öyle tenhadır gurbette Ramazan. Öyle kendi kendine okursun Yasin'leri, Tebarekeleri, her Selavat getirdiğinde Peygamberimizin peşine takılır bütün sılada bıraktıkların, öylece kimsen yoktur gurbette ama her nasılsa herkes kalbinde, capcanlı...

Hatırlıyor musun Oğulcuğum... Rahmetli Tosun Baba'nın (Prof. Tosun Bayraktaroğlu) Chestnut Ridge'deki dergahına giderken tamamlayabilmiştik geçen seneki Hatim okumamızı... Dergaha çok uzak olmayan Flowers Lake'de durmuştuk. Etrafı masalsı ağaçlarla sımsıkı çevrilmiş bu dingin gölün kıyısında ağlayarak bağışlamıştık arefe gününde okuduğumuz ayetleri, tesbihleri, duaları... Sanki içimizdeki deniz, o minyatür göle akmış, oradan da havaya kalkmış gibiydi. Gurbette arefe günü, memleketteki neşeli telaşenin aksine, hüzzam makamında geçer.

'Anne' demiştin, "Cennet gibi burası, belki de bu ağaçların nasibidir, duamızı burada ettik"...

İnsan memleketinin kıymetini gurbetteyken daha iyi anlıyor. Hatıra hafızaya, bilgi bilince dönüşüyor. Osmanlı adetlerinin hüküm sürdüğü bu dergah, her milletten, her dilden insanların kaynaştığı bir yer olsa da, Türk'tü, Türkiye'ydi. Bir avuç da olsa misafirler, Türkiye'mizin birlik beraberliğine, dirlik düzenine dua ediyorlardı... Bayram Namazı ardından birbirimize sarılırken, sanki Türkiye'deydik, sanki sarıldığımız herkes Türkiye'ydi...

Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN