Güney Sudan'daki önemli referandum ve ötesi...

Önümüzdeki pazar Güney Sudan'da çok önemli bir referandum yapılacak. Bunun sonuçlarının hem Sudan'ın geleceğini hem de bölgesel dengeleri etkileyeceği bugünden aşikâr. Ayrıca dünya dengelerine yansıyacağına da hiç şüphe yok.

Referandum, Güney ve Kuzey arasında 1983-2005 yılları arasında yaşanan iç savaşın 9 Ocak 2005'te sona ermesi sonrası 9 Ocak 2005 tarihinde Kenya'nın başkenti Nairobi'de imzalanan kısaca CPA denen Kapsamlı Barış Anlaşması hükümleri uyarınca yapılıyor. Çeşitli hükümlerin yanı sıra bu anlaşmada Güney'in 6 yıl süreyle özerk olması, bu sürenin sonunda da bölgenin merkezden ayrılıp ayrılmama talebini belirleyecek olan referandum şartı bulunuyordu.

Pazar günkü referandum, bölge halkının işte bu ayrılma ya da ayrılmama iradesini açıkça ve net bir şekilde ortaya koyacak.

Afrika Birliği, Arap Ligi, Birleşmiş Milletler, Amerika ve Afrika'daki nüfuzunu artırmaya kararlı olan Çin, diğer güçler ve Sudan'ın komşuları tarafından yakından izlenecek olan bu referandumda kayıtlı 3.930.816 seçmen oyunu kullanacak. Bu sayının yaklaşık yüzde 51'i de kadın seçmenler. Referandumda Güney'in yanı sıra Kuzey'deki Güneyli seçmenler ile Kuzey'de, Amerika, Avustralya, İngiltere, Kanada dâhil 8 dış ülkedeki seçmenler de bu ülkelerdeki merkezlerde oylarını verecekler.

Oy verme bir hafta sürecek ve Amerika, Avrupa Birliği, Çin ve diğer ülkelerin gözlemcilerinin yanı sıra geniş bir milletlerarası gözlemciler heyeti tarafından da yakından izlenecek. Bu bakımdan sonuçlar hakkında şüpheye mahal kalmayacak. Resmî sonuçlar da referandumu takiben bir ay içinde açıklanacak. Nihai genel sonucun geçerli olması için katılımın en az yüzde 60 olması gerekiyor. Şayet bu yüzde gerçekleşmezse sonucun ilanını takiben ikinci bir referandum 60 gün içinde yeniden yapılacak.

Genel sonuç hakkında bugünden yapılan çeşitli tahminlerde ezici bir çoğunluğun merkezden (yani Kuzey'den) ayrılma yönünde oy kullanacağı açıkça belirtiliyor. Nitekim merkezî yönetim de hiç hoşuna gitmese de, bu adeta kaçınılmaz sonucu kabullenmiş görünüyor ve bu minvalde konuşuyor.

Bu çerçevede, iki gün önce Güney'in başkenti Cuba (Juba)'yı ziyaret eden ve bölgenin lideri Salva Kiir ile görüşen Devlet Başkanı Ömer el Beşir, her ne kadar son defa bölge halkına ayrılmayı değil, bütünlüğü seçmeleri çağrısını yapmış olsa da 'Birliği, bütünlüğü zorla dayatamayız. Bu olmuyor. Biz Güney ve Kuzey'in birliğini, bütünlüğünü istiyoruz; ancak bu bizim Güney halkımızın arzusuna karşı çıkacağımız anlamına gelmez.' diyerek, kaçınılmaz sonuca hazır oldukları mesajını vermiş bulunuyor.

'... Biz medeni insanlarız. Sonuçlar ne kadar acı olurlarsa olsunlar, biz bu sonuçları af, sabır ile karşılayacak ve açık yüreklilikle bunları kabul edeceğiz.' sözleri, Beşir'in referandum sonuçları hakkındaki diğer sözlerinden bazıları. Beşir, bu arada Güney'deki referandum ile aynı tarihte referandum yapılması planlanan ancak seçmen ehliyeti tartışmaları yüzünden ertelenen bölgeye bitişik Abiye konusunda Güney'i de uyarmış, buraya destek vermemeleri çağrısı da yapmış bulunuyor ve ayrıca aynı çerçevede Darfur'dan da söz etmiş bulunuyor.. Esasen Abiye konusu ileride taraflar arasında çok ciddi bir problem olarak ortaya çıkabilir; zira Güney'in ayrılması halinde bölgenin önemli grubu Dinkalar da Güney'i takip edebilir; ancak bölgenin Arap aşireti Misseriya da buna karşı çıkabilir. Nitekim bu aşiretin reisi Muhammed Selam, bu olduğu takdirde savaşın patlak vereceğini söylüyor.

Diğer yandan, milletlerarası medyaya konuşan ve bizim de televizyondan izlediğimiz Dışişleri Bakanı Ali Karti, benzer ifadeler kullanarak 'Referandum doğru-dürüst yapıldığı takdirde bütün dünya gibi biz de sonucu elbette kabul edeceğiz.' şeklinde konuşuyor.

Referandum, bugünden göründüğü kadarıyla Güney'in ayrılma kararı ile sonuçlanacak. Böylece zaman içinde ortaya yeni bir devlet, ülke çıkacak. Sudan'dan önemli bir parça kopmuş olacak. Ancak kararın taraflar arasındaki ciddi problemleri hemen gidermesi de söz konusu değil elbette. Sınırlar, dış taahhütler, dış borçlar, Abiye'nin gelecekteki statüsü, vatandaşlık hakları ve belki de bunlardan da önemli olan petrol yataklarını paylaşımı, işletilmesi, bunlardan nasıl yararlanılacağı konuları daha uzun süre gündemde olacak.

Bu hafta sonu dünyanın gözünün üzerinde olacağı ve bizim de Afrika açılımımızın en önemli ayağı olan Sudan'daki referandumun ne kadar önemli olduğu, dengeleri nasıl değiştireceği kısaca böyle.


f.ertan@zaman.com.tr


Kaynak: Zaman