İsrailli ve Filistinli liderler, Güney Afrika'daki apartheid rejiminden ders almalı: İyi niyetli müzakere sayesinde ülke, 13 yıldır barış içinde yaşıyor
Mücadelemizin, apartheid baskısının zirveye çıktığı ve artık yerinden edilemeyeceğinin düşünüldüğü en zorlu günlerinde, İbrani geleneklerimize ve atalarımıza sığındık. Filistinlilerin hayatlarının büyük kısmında geçmek zorunda kaldığı kontrol noktalarından birini görünce, Güney Afrika'daki aynı apartheid kontrol noktalarını bana nasıl acı verici bir biçimde hatırlattıklarını herkesi bıktırana kadar anlatabilirdim aslında, ama farklı bir yaklaşım seçtim.
İsrail ordusunda askerlik yapmış bir klinik psikolog olan Nufan Yişay Katrim, İsrailli askerlerin Gazze'de Filistinlilere yönelik şiddet hareketleri üzerine bir rapor yazdı. Bir asker ona, günün birinde yeni bir komutanla devriyeye çıktıklarını anlatmış. Sokağa çıkma yasağı nedeniyle, kumlarla oynayan dört yaşındaki bir çocuktan başka kimseler yokmuş görünürde. Komutan gidip, silahını dört yaşındaki çocuğun üzerinde kırmış.
Adaletsiz bir hareketi desteklerseniz, insanlığınızdan kaybedersiniz. Güney Afrika'da apartheid döneminde eski bir bakana olduğu gibi: Kendisine (Siyah Bilinci Hareketi'nin lideri) Steve Biko'nun ölüm haberi verildiğinde hiçbir şey hissedemediğini söyler Jimmy Kruger. Bizler güvenliği uluslararası toplumca taahhüt edilen iki komşu, egemen ve yaşayabilir devlet çözümünün doğru olacağına inanıyoruz.
Tüm terör eylemlerini kınıyoruz. İntihar bombacısı, sivilleri hedef aldığı için kınanmalı. Fakat İsrailliler de sivilleri de hedef alan ayrımsız misillemeleri yüzünden kınanmalı. Apartheid'den hiç olmazsa bir ders alın. Klerk yönetiminde apartheid liderleri, bizzat can düşmanlarıyla müzakere etmeye karar verdi. Onca yıldır sağlayamadıkları, uğruna bunca can kaybedilmiş güvenlik ve huzuru sonunda buldular. Bu huzur bir tüfeğin namlusundan değil, meşru istek ve hakların tanınmasıyla geldi. Üzerinden 13 yıl geçmiş olmasına rağmen bu barış yıkılmadı, devam ediyor. Kimileri Güney Afrika'nın felaket bir ırkçı kan gölüne dönüşeceğini söylemişti. Öyle olmadı, çünkü apartheid liderleri düşmanlarıyla iyi niyetle müzakere etmişti. Bir şey bir kez gerçekleşmişse, belli ki mümkündür. Güney Afrika'da olduysa, Ortadoğu'da niye olmasın?
Kaynak: Radikal