Gence, Azerbaycan'ın ikinci büyük şehri... Dün ilk kez bir Türk cumhurbaşkanını ağırladı. Bu ziyaretle Abdullah Gül, Bakü dışında bir Azeri şehrine ayak basan ilk cumhurbaşkanı oldu.
Ermeni saldırıları sırasında adını sık sık duyduğumuz Gence, sıradan bir yer değil; kökleri çok eskiye uzanıyor. Şehrin merkezine asılan tabelalarda 2.501 rakamı dikkat çekiyor. Bunun anlamı şu: Gence, tam 2501 yıl önce kurulmuş. Tarihî kentin Azerbaycan'ın tarihinde çok özel bir yeri var.
Şehrin her yerinde Osmanlı izlerini görmek mümkün... 20. yüzyılın başlarında Gence'yi Ermenilerin tasallutundan Nuri Paşa kurtardı. Nuri Paşa'nın hatırası çok canlı... Konakladığı ev özenle korunuyor. Cumhurbaşkanı Gül, gezi programına Gence'yi özellikle aldı. Kuşkusuz bunun bir anlamı ve mesajı var. Burada Nuri Paşa'nın misafir edildiği evi ziyaret etti. Azerbaycan edebiyatının zirve isimlerinden Nizami Gencevî'nin türbesine gitti.
Şehrin tarihî eserlerle çevrili meydanında bulunan müzeyi ziyareti sırasında ilginç bir anekdot yaşandı. Müze müdürü, Gül'e Şeyh Şamil'in kılıcının bir benzerini hediye etti. Cumhurbaşkanı, Kafkas hançerini andıran kılıcı kınından çıkarınca bir gazeteci 'Kılıcı çektiniz... Hem de bu coğrafyada.' diye laf attı. Bunun üzerine Gül, 'Kafkasya gibi güç coğrafyada kılıcın hep kınında olması lazım.' dedi.
Cumhurbaşkanı ne demek istedi? Sözünün devamını getirmedi. Bu cümleyi, 'kılıcı sürekli hazır tutmak gerekir' şeklinde okumak en doğrusu. Yani eller sürekli tetikte olmalı. Çünkü Kafkasya çetin bir coğrafya... Bu anekdotun anlatıldığı yerin bir özelliği de Ermenistan sınırının sadece 30 kilometre ötesinde olması. Ermeniler, işgal ettiği Azeri topraklarından hâlâ çıkmış değil. Gence, Ermeni işgalinin acılarını en sert yaşayan şehir.
Cumhurbaşkanı Gül'ün kılıçlı mesajı oldukça manidar... Özellikle Ermenilere bakan yönüyle. Gence'yi ziyareti başlı başına bu anlamı taşıyordu zaten. Dönüş yolunda, önümüzdeki yıl Türk Yıldızları'nın Gence'ye gelebileceğinden de söz etti. Türk Hava Kuvvetleri'nin akrobasi timinin Gence programı, Nuri Paşa'nın Ermeni işgalini sona erdirişi nedeniyle düzenlenecek etkinlikler çerçevesinde düşünülüyormuş. Bu, gösteri amaçlı da olsa Türk uçaklarının Ermeni sınırında uçması sıradan bir olay değil.
Cumhurbaşkanı Gül'ün üç günlük Azerbaycan gezisini sadece dost ve kardeş bir ülkeye olağan ziyaret olarak değerlendirmemek lazım... Bu geziye daha geniş açıdan bakmak gerekir. Bir süredir cumhurbaşkanı düzeyinde ihmal edilen Orta Asya cumhuriyetlerine yeniden dönüşün bir parçası olarak görmek lazım. Cumhurbaşkanı Gül'ün dış politika perspektifinde Orta Asya öncelikli yere sahip. Olması gereken de bu değil mi? Orta Asya'yı arkasına alan bir Türkiye, Batı'ya doğru güçlü ve emin adımlarla yürür. Gül'ün Orta Asya vizyonu duygusal anlamlar içermiyor. Şu sözler onun: "Duygularla realiteleri birleştirmemiz lazım. Sadece heyecan netice vermiyor. Somut projelerle desteklenmeli."
Cumhurbaşkanı kısa süre sonra aralık ayının hemen başında Kazakistan ve Türkmenistan'a gidecek. Bunu diğer Asya ülkeleri izleyecek. Azerbaycan'la başlayan Orta Asya ile ilişkileri canlandırma projesi her alanda kendini gösterecek. Siyasî, ekonomik ve kültürel ilişkilerde belirgin şekilde hareketlenme yaşanacak. Azerbaycan gezisini, bu büyük projenin ilk adımı olarak okumak lazım.
Sözün özü; Gül'ün Bakü ve Gence ziyaretine tek açıdan değil, çok boyutlu bakılmalı... Ve Orta Asya vizyonu kapsamında değerlendirilmeli.
Kaynak: Zaman