Gül Çankaya yolunda

Evet, sürpriz yok, Abdullah Gül cumhurbaşkanı adayı. AK Parti'de farklı arayış olduğuna ilişkin haberler boşa çıktı. Gül, iradesini adaylığının devamından yana koydu. 'Derin şekilde düşündüm ve istişarelerin sonunda adaylığı koymaya karar verdim' dedi. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan da hiç tereddüt etmeden, 'Adayımız Abdullah Gül' diyerek son sözü söyledi.
Son günlerde dillendirilen birden çok aday beklentileri de gerçekleşmedi. Gül tek aday. Dün öğleden sonra Meclis Başkanı Köksal Toptan'a giderek adaylık başvurusunu yaptı. Gül'ü aday olarak öneren milletvekillerinin içinde Başbakan Erdoğan'ın da imzası vardı. Daha sonra basının karşısına çıkan Gül, ismi etrafında yürütülen itirazlara ve spekülasyonlara cevap verdi. 'Tarafsız olacağını' vurguladı. Laiklik ilkesini koruyacağını söyleyerek, kimsenin kaygılanmamasını istedi. 'Anayasa kılavuzum olacak' dedi ve ekledi: 'Anayasa'nın temel ilkelerini korumak ve güçlendirmek ana hedefim olacak'. Ayrıca toplumun her kesimini kucaklama taahhüdünde bulundu.

Gül, dün adaylık başvurusundan önce destek istemek için muhalefet partilerinin kapısını çaldı. İlk olarak MHP Genel Merkezi'ne gitti ve Devlet Bahçeli ile görüştü. MHP lideri, 'Hayırlı olsun' dedi ve başarı dileklerini iletti. Meclis'e girme kararıyla cumhurbaşkanlığı sürecini normalleştiren MHP, olağandan yana tutumunu Gül'e verdiği randevu ile de sürdürdü. Doğrusunu yaptı. Bahçeli bir gazeteye verdiği röportajda CHP'nin olağanüstü kriz yanlısı tutumunu eleştirirken Deniz Baykal'a ilginç bir soru yöneltti: 'Meclis'e girmemenin nasıl sonuç doğurduğunu hep birlikte yaşadık. Şimdi de girmeyelim deniyor. O zaman Sayın Baykal'a sormak isterim. Girmeyip, seçimi yapılamaz hale getirmemiz halinde bir sonraki hamlemiz ne olacak? Bu konuda bir öngörünüz, bir planınız var mı?' Çok güzel bir soru. CHP'nin buna makul bir cevap verebileceğini sanmıyorum.

Gül, MHP'nin ardından DSP ve BBP'ye gitti, Zeki Sezer ve Muhsin Yazıcıoğlu ile görüştü, destek istedi. Bir sol parti olan DSP, Gül'ü kabul ederek CHP ile kendisini ayrıştırdı. Gül'ün adaylığına karşı çıkan ve konuyu bir rejim sorununa dönüştürmeyi hedefleyen anamuhalefet partisi CHP randevu vermedi. Kabul edip etmemeyi MYK'da görüştü. Baykal yerine daha alt düzeyde ağırlama tartışıldı. Ancak toplantıdan Gül'e randevu verilmemesi yönünde karar çıktı. CHP, 22 Temmuz öncesi sergilediği uzlaşmaz, kriz yanlısı sert ve katı tutumunu aynen koruyor.

CHP sözcülerinin korku ve gerilim üzerine yaptıkları açıklamalar zamanın ruhuna pek uygun düşmüyor, daha çok düne ait. Geçmişte kalması gereken üslup ve içerikte... İtirazları yüzde 20 ile sınırlı, karşısında yüzde 80 var. Nisan ayında cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gül'ü ağırlayan CHP Genel Merkezi'nde yaşanan ilginç bir anekdotu paylaşmak isterim. Bugün Gül'ün adaylığına karşı keskin görüş belirten tecrübeli bir CHP yöneticisi AK Partililere dönerek, 'Aman seçim 367 engeline takılmasın. Biz kriz çıksın istemeyiz. Anavatan'ı ikna edin de Meclis'e girsinler ve bu sorun çözülsün.' dedi. O görüşmede CHP'liler Gül'ün kişiliğine karşı olmadıklarını, itirazlarının sürece ilişkin olduğunu söyledi.

Abdullah Gül'ün başvurusuyla Çankaya süreci hareketlendi. Şimdi sıra diğer partilerin adaylarında. MHP'de ağırlıklı eğilim aday gösterme yönünde. CHP ise cumhurbaşkanlığı seçiminin tamamen dışında. Gül'e randevu vermediği gibi ne aday çıkarmayı düşünüyor ne de oylamalara katılmayı. Gelişmeleri dışarıdan, tribünden izleyecek.

 
Kaynak: Zaman