Irak Başbakanı Nuri el Maliki ülkenin Kürdistan bölgesine geçenlerde yaptığı ziyarette Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'yle bir araya geldi. İki lider Bağdat'la Kürt yönetiminin anlaşmazlık yaşadığı birçok ciddi sorun (dahili sınırların, özellikle de petrol zengini Kerkük'ün sınırlarının belirlenmesi ve petrol yasası) üzerinde birlikte çalışma sözü verseler de, Kürt bölgesindeki son seçimler resmi çok daha karmaşık bir hale getirmiş durumda.
Goran'ın önü açık
25 Temmuz'daki seçimde yeni bir muhalefet partisi, Goran (Değişim) ilk kez çok başarılı sonuç aldı; özellikle de Kürdistan Yurtsever Birliği'nin (KYB) bölgelerinde epey oy topladı (Goran'ın lideri Noşirvan Mustafa KYB'den kopan bir isim). Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi'yle (KDP) KYB'nin ortak listesi yüzde 57'den fazla oy oranıyla meclisteki çoğunluğunu devam ettirse de, Goran'ın başarısı bölgedeki geleneksel ve değişmez iktidar yapısı için bir kalk borusu niteliği taşıyordu. Kürt yönetimi liderliği halkın artan rahatsızlıklarına karşı daha hassas olmadığı ve kuzeyde iş yapmak konusundaki kayırmacı tavrını azaltmaya başlamadığı sürece, Goran'ın ileride daha da iyi yerlere geleceği açıkça ortada.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi bu minvalde bir ikilem içinde. Zira yönetim, karşı karşıya bulunduğu (bilhassa da Bağdat'la ilgili) zorluklar göz önüne alındığında birleşik bir cephe inşa etmek zorunda. Fakat Kürdistani Liste dahili demokrasi ve sağlıklı bir siyasi geleceğin gelişmesiyle ters düşen bir yapı olma niteliğini koruyor. Günü geldiğinde bölge veya ırk temelli olmayan 'ulusal' partilerin ortaya çıkması gerekecek. Ancak Goran bu bağlamda bir ilk adım olsa da, o günün gelmesine daha olduğu da ortada.
CHP'ye benzememeli
Goran da hâlâ kendisini kanıtlamak zorunda; Türkiye'deki gibi tek amacı muhalefet yapmış olmak için muhalefet yapan Cumhuriyet Halk Partisi gibi bir parti olamaz. Tam tersine Goran mevcut hükümeti, özellikle reform konusunda doğru politikaları benimsediğinde destekleyen, doğru yoldan saptığındaysa eleştiren yapıcı bir muhalefet partisi haline gelmeli. Hepsinin ötesinde, alternatif fikir ve politikalar geliştirmeli.
Böyle bir parti Kürt yönetimi için sorun kisvesinde bir nimettir. KDP ve KYB arasında seçim öncesinde yapılan anlaşmaya göre, şu anki Irak Başbakan Yardımcısı ve KYB liderliğinin üyesi Berham Salih'in iktidarın dizginlerini eline alması gerekiyor. Anlaşmaya riayet edilirse, hem reformcu hem demokrat kimliğiyle tanınan Salih, Goran'ın meclisteki varlığıyla elinin güçlendiğini görecektir. Goran'ın varlığını gerekçe gösterip kurulu düzenin görmek istediğinden çok daha ileri reformları kabul ettirebilecektir.
Demokrasi oturuyor
Diğer yandan Goran'ın başarısı Kürdistan Bölgesel Yönetimi liderliğini Bağdat'a karşı daha sert bir tutum almaya zorlayabilir. Maliki'nin kuzeye yaptığı ziyarete rağmen Kürtler Bağdat'ın Kerkük konusunda adım atmak ve Anayasa'da öngörülen referandumu yapmaktaki gönülsüz-lüğünden rahatsız. Ocak 2010'daki seçimlerin yaklaştığı bir ortamda Maliki Kerkük konusunda tavrını sertleş-tirmek, böylece mezhepsel ve etnik bölünmelere bakmaksızın Irak'ın çıkarlarının koruyucusu olduğu şeklindeki milliyetçi imajını sağlamlaş-tırmak yönünde her gerekçeye sahip.
Kürdistan'daki seçimler Kürt yönetimine dair bölgedeki ve ötesindeki yargıları da muhtemelen değiştirecektir. Bu seçimler, Kürtler de dahil, Irak halkının demokratik siyasetin mekanizmalarına giderek alıştığını gösteriyor. Geleneksel partilerin kontrolü altında mücadele etmiş olan Kürdistan, yönetici seçkinlere karşı barışçı yollardan ayağa kalkmanın mümkün olduğunu gösterdi. Bağdat ve Erbil birbirlerini etkiliyor; Kürt yönetimi daha önce daha demokratik sayılıyordu, fakat son dönemde Bağdat'taki siyaset çok daha canlı ve atak bir hal kazandı.
Türkiye de değişime hazırlanıyor
Seçim sonuçları Türkiye-Kürdistan Bölgesel Yönetimi ilişkilerini de rahatlatmalı. Yakınlaşmaya karşı çıkanların sık tekrarladığı tez, yani Kürt yönetiminin aşirete dayalı ve feodal Barzani-Talabani ailelerinin uzantısından ibaret olduğu nakaratı ciddi darbe yedi. Seçimler, iki partinin kontrolü dışında canlı bir iç kamu-oyunun var olduğu iddiasını doğruladı. Kürt yönetimi gelecekte bu demokratik başlangıcın hakiki olduğunu gösterdiği ölçüde, Türkiye'nin Erbil'in kendi Kürtleri üzerindeki etkisinden duyduğu kaygılar da yatışacaktır.
Türkiye, ülke içi uzlaşma çabası çerçevesinde kendi Kürtlerine yönelik büyük bir değişim gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu çabanın hayati önemdeki ayaklarından biri de Kürdistan Bölgesel Yönetimi'yle ilişkileri düzeltmek.
Güçlerinin yarısına yakını Kuzey Irak'ta üslenmiş olan Türkiyeli Kürt isyancı grup PKK'yı silahsızlandırmak açısından Erbil'in yardımı gerekli.
Salih Türkiye'ye önem veriyor
Kürdistan Bölgesel Yönetimi-Türkiye ilişkileri Salih'in yeni Kürt yönetimi başbakanı olması halinde de muhtemelen gelişecek. Salih sadece ehil bir müzakereci ve yönetici değil, Türkiye'yle iyi ilişkilerin de hararetli bir destekçisi. Salih için Türkiye, Kürtler açısından kendilerini Batı dünyasıyla ekonomik ve siyasi olarak bağlayan stratejik bir tercih niteliği taşıyor.
Yine de bu seçimlerin sonuçlarını aşırı abartmamak lazım; Kürt yönetiminin iç politikayı düzeltmek ve gündelik hayattaki aleni ve zorlayıcı siyasi müdahalenin izlerini silmek konusunda kat etmesi gereken daha çok mesafe var. Fakat iyi bir başlangıç yaptığı da ortada. (Lübnan'da İngilizce yayımlanan gazete, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı üyesi ve Lehigh Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü, 11 Ağustos 2009)
Kaynak: Radikal