Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, dün gazetecilerin sorularını yanıtlarken Kürtçe konusunda TSK'nın bakışını yansıttı.
Tuğg. Gürak, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün grup toplantısında Kürtçe konuşmasına olumsuz tepki verirken, TRT'nin Kürtçe yayınına olumlu yaklaştı.
İki soruya verilen iki yanıt, TSK'nın bu konuda çizdiği sınırları göstermesi bakımından önem taşıyordu.
Gürak, Ahmet Türk'ün konuşmasıyla ilgili olarak verdiği kısa yanıtta, "yargının harekete geçmesi" gerektiği mesajını verdi. "Herkesin Anayasa ve yasalara uygun hareket etmesi gerekir" diyerek Türk'e tepki göstermiş oldu.
Buna karşılık, "TRT'nin Kürtçe yayın yapmasını Türkiye'nin üniter yapısı açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise, "Üniter devlet ve ulus devlet yapısına zarar vermeyecek tedbirleri de göz önüne almak kaydıyla devlet kültürel alanda bazı açılımlarda bulunabilir" yanıtını verdi.
Bu yanıtlardan çıkan sonuç, Genelkurmay'ın, TBMM çatışı altında Kürtçe konuşmaya karşı olduğu, TRT'nin Kürtçe yayın yapmasını ise, "kültürel açılım" olarak gördüğüdür ve desteklediğidir.
Başbuğ'un ölçüleri
Tuğg. Gürak'ın verdiği yanıtların arka planına baktığımızda, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un bu konuda değişik vesilelerle yaptığı konuşmalarda çizdiği sınırları görürüz.
Org. Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı görevini Org. Yaşar Büyükanıt'tan teslim alırken yaptığı konuşmada bu konuya geniş yer ayırmıştı.
O konuşmada, PKK-DTP çizgisinin bugün de gündemde tuttuğu bazı taleplere ilişkin olarak TSK'nın tutumunu yansıtan bölümler vardı.
Ahmet Türk'ün grup toplantısında Kürtçe konuşması ve TRT'nin Kürtçe yayını bağlamında yapılan tartışmalarda, "Kürt kimliğinin ve Kürtçenin anayasal güvenceye alınması" talebi yeniden gündeme getirildi.
Org. Başbuğ, o konuşmasında bu taleple ilgili olarak şöyle diyordu:
"Bugün Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bölücü terör hareketinin temelinde etnik milliyetçilik vardır. Bazı kesimler etnik kimliklerinin anayasal güvenceye kavuşturulmasını sık sık ve açıkça dile getirmektedirler. Bu görüş, ulus devlet yapısını hedef almaktadır."
Bu sözler, TSK'nın çizgisini gösteriyor. Genelkurmay, etnik kimliklerle ilgili olarak Anayasa'da değişiklik yapılmasını ulus devlet yapısına aykırı görüyor.
Org. Başbuğ'un çizdiği çerçeve, bu tür taleplerin siyasal nitelikli olduğu ve Türkiye'de bir azınlık yaratılması amacına hizmet edeceği görüşüne dayanıyor. Böyle bir düzenlemenin üniter devlet yapısına aykırı olacağı vurgulanıyor.
TRT'nin yayını
Buna karşılık Genelkurmay, TRT'nin 24 saat Kürtçe yayın yapmasını "kültürel zenginliklerin" yaşanması ve yaşatılması için gerekli düzenlemelerden biri olarak görüyor.
Bu görüş de Org. Başbuğ'un devir-teslim töreninde yaptığı konuşmada şöyle yer alıyor:
"Türkiye Cumhuriyeti kültürel farklılıklara saygılıdır. Türkiye Cumhuriyeti kültürel alanda bireysel kalmak ve ulus devlet yapısına zarar vermemek şartıyla kültürel zenginliklerin yaşanması ve yaşatılması için gerekli düzenlemeleri gerçekleştirmiştir. (AB uyum yasaları Kürtçe yasağının kaldırılması düzenlemelerini kastediyor.) Bunun ötesinde, kimse Türkiye'den belirli bir etnik gruba kültürel alan dışında, siyasal alanda grupsal düzenlemeler yapmasını demokratik istekler aldatmacasıyla gizleyerek isteyemez ve bekleyemez."
Tuğg. Gürak'ın verdiği yanıtların kaynağını Org. Başbuğ'un çizdiği bu çerçeve oluşturuyor.
Yeni anayasa tartışmalarıyla birlikte bu konu daha da alevlenecek gibi görünüyor.
Kaynak: Milliyet