Sudan devlet başkanına Darfur'daki savaş suçlarındaki sorumluluğu gerekçesiyle yöneltilen suçlamaların doğru olduğunu, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin tek kaygısının adalet olduğunu ve başsavcı Luis Moreno Ocampo'nun sadece adaleti istediğini varsaysak bile, adaleti gerçekleştirmeye yönelik aynı azmi herkesin işlenen suçları canlı izlediği Gazze'de göremedik.
Bu suçların işlendiğinin kanıtlanması için araştırmaya gerek yok. Sudan devlet başkanı hakkında tutuklama kararı çıkarmaya kararlı olan başsavcı, Gazze'de savaş suçları işlenip işlenmediğine dair bir soruşturma başlatmakta, Filistin Yönetimi'nin mahkemenin tahkimini kabul etmeye hukuki olarak gücü olmadığı gerekçesiyle ağır davranıyor.
Bu noktada, uluslararası adaletin Arap ve Müslümanlara karşı açıkça yanlı tutum aldığı, dünyaya pazarlamaya çalıştıkları uluslararası adaletin ülkelerimizi parçalamayı hedefleyen kör topal bir adalet olduğu netlik kazanıyor. Bu çifte standart, BM Güvenlik Konseyi'nin bazı daimi üyelerinin tavırlarında görüldü.
Mahkemenin kuruluş metni olan Roma Anlaşması'nın 16. maddesi BM Güvenlik Konseyi'ne, mahkemenin bir durumu araştırmasını 12 ay erteleme hakkını tanıyor. Arap ve İslam ülkeleriyle Afrika Birliği ülkeleri, Darfur konusunda bu maddenin işleve konulması için Güvenlik Konseyi'ne başvurduğunda, Britanya, Fransa ve ABD'nin kesin vetosuyla karşılaştı. Dolayasıyla bu maddenin, mahkemeyi durdurmak veya başsavcının hareketlendirdiği davayı engellemek için etkinleştirilmesi engelledi. Oysa aynı ülkeler Gazze'deki Siyonist saldırıları durdurma kararının çıkmasını uzun süre engellemişlerdi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne Güvenlik Konseyi'nin talebiyle bir savaş suçu davasını gözden geçirme imkânı veren durumların ne kadar sınırlı olduğu düşünülürse (ki İsrail destekçilerinin hâkimiyetinde böyle bir talepte bulunmak uzak bir ihtimal), Siyonist savaş suçlularının yargılanması zor. Zira Gazze'deki Filistin halkının hiçbir dokunulmazlığı yok. Katillerin cezalandırılması için tek seçenek kalıyor: Rejimleri bu tür davalara izine veren Avrupa mahkemelerinde davalar açmak.
Batı'ya yasa değiştirme baskısı
İsrail'se komutanlarını ve askerlerini Gazze'de işledikleri suçlardan dolayı cezalandırılmaktan kurtarmak için bu ülkelere yasalarını değiştirmeleri yönünde bir dizi baskıda bulunuyor. Fakat İsrail ne kadar uğraşsa da, Avrupa ülkelerinin tamamının yasalarını değiştiremez.
Komutanları belirli bir coğrafya içinde hapis kalacaktır. Bu hedef gerçekleşirse, Siyonist komutanları tecrit edilecek ve Gazze'deki vahşi saldırısı sonrası Filistin sorunu konusunda bilinçlenmede bir değişim yaşayan uluslararası toplum tarafından terk edilecek.
Önemli olan, Arap ve uluslararası sivil toplum örgütlerinin Siyonist savaş suçlularının adaletin önüne çıkarılması için yorulmadan çabalaması. Hatta bu çaba istenen başarıyı getirmese bile, en azından ülkelerimizi parçalama ve 'Balkanlaştırma' yönündeki siyasi hedefi gerçekleştirmek için sadece bizim boynumuza doğrultulmuş kılıç olarak kalmasını istedikleri uluslararası adaletin çifte standartını ifşa eder. (Ürdün gazetesi Rey, 25 Şubat 2009)
Kaynak: Radikal