Gazze değil Auschwitz

Deyim, rahmetli Gündüz Aktan'a aittir. İsrail'in Lübnan'a yaptığı saldırıyı tanımlamak için kullanmıştı: 'Kolektif cezalandırma...'

Diplomatik jargon böyledir, hep 'dolaylı' anlatımı benimser...

Bir İsrail muhibbi olduğunu gizlemeyen, gizlemeye gerek duymayan rahmetli bile sonunda isyan etmiş, dolaylı anlatım metoduyla İsrail'in, işgal ettiği topraklarda 'apaçık soykırım' uyguladığını söylemişti.

Kaç gündür Gazze ateş altında.

Kaç gündür ekranlarda akıp giden sayısız çocuk cesedi, bombalanmış evler, paramparça edilmiş siviller, açlık, susuzluk, salgın hastalık, ölüm...

Gazze değil, adeta Auschwitz...

Bu mudur yani?

Binlerce soykırım romanı, binlerce holokost öyküsü... Milyonlarca film, kitap, müzik, tiyatro, sahne eseri...

Soykırımdan müşteki olan İsrail devletinin insanlığa sunduğu 'değerler' bunlar mı?

Binlerce çocuk ölüsü mü?

Bombalanmış evler mi?

Ölüme terkedilmiş insanlar mı?

İsrail'in, 'Auschwitz' ayıbını işleyenlerden ne farkı var?

Kolektif cezalandırma yöntemini 'soykırım'dan ayıran nedir?

Daha önce de yazmıştım:

İsrail'in, kendisi için 'doğal hak' saydığı ve neredeyse biricik 'var kalma yöntemi' olarak benimsediği bu hukuk dışı uygulama, mesela Murat Belge'ye göre 'Her Filistinli bana düşmandır'dan 'Her Arap bana düşmandır'a, oradan 'Her Müslüman bana düşmandır'a ve nihayetinde 'Beni eleştiren herkes bana düşmandır'a geçişi zorunlu kılıyordu.

Bu 'hukuk dışı' saldırıların 'medeniyetler çatışması'nı körüklediğini söyleyen Cengiz Çandar haklı.

Hukuk dışı olmaya hukuk dışı, paranoid olmaya paranoid ('herkes bana düşmandır', vs), savaş ihlali olmaya savaş ihlali de, yapılan şeyin bir de teknik adı var:

Buna dünyanın her yerinde 'faşizm' diyorlar.

İsrail devleti, bu 'Nazi alışkanlığı'nı, bu kabul edilemez hukuk dışı anlayışı, yıllardır işgalci bulunduğu topraklarda 'öteki'ne, yani kendisine benzemeyene, yani 'beni eleştiren bana düşmandır'ın öznesi olan Filistinlilere uyguluyor.

Üstelik uygar dünyanın gözetiminde...

Üstelik herkesten de uygar addedilen ABD yöneticilerinin himayesinde...

Hiçbir ülke, böylesine pervasızca, dünyada yalnızca kendisi varmış gibi davranamaz/davranmamıştır.

İsrail'in yaptığı sadece hukuk dışı değil, aynı zamanda insanlık dışı, aynı zamanda ahlak dışı...

Sorun sadece 'Hamas terörü'yse, bir devletin yüklenmesi gereken sorumlulukla, bu devlete karşı mücadele eden örgütün sorumluluğu aynı olamaz, aynı olmamalıdır...

Terörle mücadele ettiğini söyleyen İsrail, hem çocukları ve masum sivilleri katlediyor, hem hiçbir hukuk ve ahlak kuralı tanımadan istediği bölgeye saldırıyor.

Terörle mücadele ettiğini söyleyen İsrail, (ne yazık ki) sadece 'terör uygulamaları'yla ayakta kalmaya çalışan bir devlet.

Terörle kurulduğu, himaye gördüğü, yaptıklarına göz yumulduğu için de, bu politikasından vazgeçmeyecek, 'öteki'nin yok edilmesini 'doğal hak' saymaya devam edecektir.

Bu böyle gitmez.

Böyle gitmeyeceğini sağduyulu İsrail halkı da görmeli.

Star Gazete