Gazze ablukası İsrail'i iyice düşürdü

 

Hiçbir izahat, pazartesi sabahı burada, İsrail kıyılarının açıklarında işlenen suçu haklı gösteremez veya temize çıkaramaz; ve hiçbir bahane de İsrail hükümetinin ve ordusunun aptalca eylemlerini örtbas edemez. İsrail, askerlerini soğukkanlılıkla sivilleri öldürmeleri için göndermedi; gerçekten de, bu İsrail’in istediği son şeydi. Ve bununla birlikte, fanatik dini görüşleri bulunan ve İsrail’e radikal biçimde düşmanlık besleyen küçük bir Türk kuruluşu, davasına yüzlerce barış ve adalet arayıcısını dahil etti ve İsrail’i bir tuzağa çekmeyi başardı. Bunun nedeni, İsrail’in nasıl tepki vereceğini tam olarak biliyor olmasıydı; bu kuruluş, sanki ipin ucundaki bir kuklaymış gibi İsrail’in kaderinde böyle davranmanın yazılı olduğunu biliyordu.

Utanç verici
Bir ülkenin İsrail gibi davranması için ne kadar güvensiz, kafası karışmış ve panik halde olması gerekir? İsrail, aşırı askeri güç kullanımıyla, gemidekilerin tepkisinin yoğunluğunu tahmin edememek yönündeki ölümcül hatasının birleşimi sonucunda sivilleri öldürdü ve yaraladı; ve bunu sanki bir korsan çetesiymiş gibi, ülkenin kara sularının dışında yaptı. Bu değerlendirmem, Gazze filosunun bazı katılımcılarının açık veya gizli, fakat genellikle kötücül olan niyetleriyle aynı fikirde olduğum anlamına gelmiyor. Bu kişilerin hepsi barışçıl yardımseverler değillerdi ve bazılarının İsrail devletinin yıkımı konusundaki ifadeleri suç eylemidir. Fakat bu gerçeklerin şu an konumuzla ilgisi yok; bildiğimiz kadarıyla, bu tür fikirler idam cezasını hak etmiyor.

İsrail’in eylemleri, Gazze üzerindeki utanç verici ve süregelen kuşatmanın doğal devamı; bu kuşatma İsrail hükümetinin küçümseyen tavrının doğal bir devamı. Bu kuşatma da, İsrail hükümetinin beceriksiz ve küçümseyici yaklaşımının ebedileştirilmesi anlamına geliyor. Kuşatma, kendisi her ne kadar kıymetli de olsa, hapiste bulunan tek bir İsrail askerinin serbest bırakılmasını sağlamak için Gazze’deki 1 buçuk milyon masum insanı canından bezdirmek amacıyla tasanlandı. Ve bu kuşatma, bilgeliğin, hassasiyetin ve yaratıcı düşüncenin gerekmesine rağmen, her önemli dönemeçte tekrar tekrar abartılı güç kullanımına başvuran sakar ve kireçlenmiş bir politikanın doğal sonucu.

Ve bir şekilde, son ölümcül olaylar da dahil olmak üzere tüm bu facialar, İsrail’in başına bela olan daha geniş kapsamlı ve zararlı bir sürecin parçası gibi görünüyor. İnsan şunu hissediyor: Yıllar boyunca kendi eylemleri ve arızaları tarafından üretilen karmaşadan haberdar olan ve kendi attığı kördü-ğümü çözmekten ümidini kesmiş, lekeli ve şişmiş bir siyasi sistem, üzerinde baskı oluşturan karmaşık meydan okumaların karşısında daha da katılaşıyor; bu süreçte de bir zamanlar İsrail’in tipik özelliklerini oluşturan şeyleri, yani liderliğini, orijinalliğini ve yaratıcılığını kaybediyor.

Gazze ablukası başarısız oldu. Bu başarısızlık yıllardır sürüyor. Bu da şu anlama geliyor: Kuşatma ahlakdışı olmakla kalmayıp, aynı zamanda pratik de değil ve gerçekten de bütün durumu daha da kötü hale getirip İsrail’in hayati önemdeki çıkarlarına zarar veriyor. İsrail askeri Gilad Şalit’i Kızıl Haç’ın onu bir kez bile ziyaret etmesine izin vermeden dört yıldır esir tutan ve Gazze Şeridi’nden İsrail kentlerine ve köylerine binlerce roket fırlatan Hamas liderlerinin işledikleri suçlar, egemen bir devletin elindeki yasal araçlarla ele alınması gereken suçlar. Sivil nüfusa yönelik mevcut kuşatmaysa bu araçlardan biri değil.

Yeni bir nefret döngüsü
Pazartesi günkü çılgın eylemlerin şokunun, kuşatma fikrinin bir bütün olarak yeniden değerlendirilmesine yol açacağına, Filistinlileri nihayet acılarından kurtaracağına ve İsrail’i ahlaki lekesinden temizleyeceğine inanmak istiyorum. Ancak bu trajik bölgedeki deneyimimiz bize şunu öğretti ki, muhtemelen bunun tam tersi olacak. Şiddet içeren tepki mekanizmaları, intikam ve nefret döngüleri, büyüklükleri önceden kestirilemeyecek türden yeni bir raunda başladı.

Her şeyin ötesinde, bu çılgın operasyon İsrail’in ne kadar düştüğünü gösteriyor. Bunda herhangi bir abartı yok. Gören gözlere sahip herkes bunu anlar ve hisseder. Burada bazıları şimdiden, İsraillilerin doğal ve haklı olarak dulduğu suçluluk hissiyatını, bütün dünyanın suçlu olduğuna dair gürültülü bir iddiaya dönüştürmek ismiyor. Fakat bizim kendi utancımız, dünyanınkine kıyasla daha ağır. (İsrailli yazar, 2 Haziran 2010)

 

Kaynak: Radikal