Garipoğlu'nun azizliği


 
Türk kanalları ve haber kaynakları Cem Garipoğlu meselesine kilitlenmişlerdi. Arap ve yabancı kanallar ise Türkiye, Irak, Suriye ve Amr Musa arasında tertip edilen dörtlü görüşmeye kulak kesilmişlerdi. Olay mahallinde olmadığımdan dolayı meseleyi televizyon ve gazeteler vasıtasıyla takip ediyordum. Lakin Türk haber kaynakları reyting, populizm ve haber atlatma peşindeydiler. Ciddiyetiyle anılan ve tanınan NTV kanalı gibi kanallar bile sürüden ayrılamamışlardı. Türkiye'de yapılan önemli toplantıları bile ikinci plana itmişlerdi. Velit Muallim ve Hoşyar Zebari ve onun ötesinde Irak ve Suriye heyetleriyle yapılan ikili görüşmeleri neredeyse görmüyorlardı. Benim de telefonum susmak bilmiyordu. Konuyu takip eden kanallardan birçoğu bazen bilgi almak için bazen de yorum almak için sürekli arıyorlardı. Ben de Türk kanallarından bir şeyler öğrenmek istiyordum. Namaz dolayısıyla telefonu kapatmaktan ayrı bir zevk alıyordum. Sanki stres atıyordum.  Zira dörtlü toplantının başlayıp başlamadığını soruyorlardı. Daha dörtlü toplantı olmadan BBC bir iki gün evvel konuyu kimlerin takip edeceğini soruyor ve görüş almak için isim istiyordu. Perşembe günü bir ara Adapazarı Orhan Camii'nde öğle namazını kıldım ve hazırlıklı olma babından Kurukahveci Nuri'ye uğradım ve mahdumlarının açık televizyonundan olayı takip etmeye koyuldum lakin ne alt yazı ne üst yazı da Irak ve Suriye heyetleriyle ve ortak görüşmelerle alakalı tek bir satır geçmiyordu. Oysa ki hangi kanalı açsam Cem Garipoğlu'nun yakalanma hikayesi tekmili birden yayındaydı. Bir ara yazılı kaynaklara başvurdum orada da kayda değer bir bilgi kırıntısına rastlamadım. Kısaca, ben haber, kanallar da beni kovalıyordu. İşin ilginç tarafı onların haber bültenlerine sadece telefon üzerinden katılabiliyordum. Nedeni İstanbul'daki stüdyolara uzak oluşum. Bu nedenle aynı gün içinde Nil ve İzaatü'l Mısriyye ve  El Cezire olmak üzere stüdyo konuğu olma tekliflerine olumlu cevap verememiştim. Lakin haber stresine girmiştim. Bu, kabız olmak gibi bir şey. Millet sizden bilgi almak istiyor bizim durumumuz ise kelin merhemi olsa başına sürer misali bir durum. Birçok defa bakmama rağmen konuyla ilgili bir habere rastlamayınca toplantının yapılmadığına veya geciktiğine kanaat getiriyorum.

*

İftar vakti eve geldim ve iftarımı açmak üzereyken bu defa da Londra'dan değerli dostumuz Fatih er Ravi aradı ve iftar vakti olduğunu öğrenince mahcup vaziyette sonra ararım dedi ve telefonu kapattı. Galiba o da aynı konuyla ilgili olarak arıyordu. İftarımızı açtıktan sonra yeniden haber kaynaklarına döndüm bu defa dörtlü toplantının yapıldığına dair yazılı kaynaklara materyaller akmaya başlamıştı. Sevindim lakin ramazanın son günlerinde teravih namazını ihmal etmek de istemiyordum. Bu gibi kudsi aylar bir daha ya ele geçer ya geçmez. Kayınbirader Erol ve bizim Fahri ile birlikte Erenler Merkez Camii'nin yolunu tuttuk. Telofonu kapattığım için huzurlu bir namaz eda ettim ve sonrasında dayanamayarak yeniden telefonu açtığımda bu defa karşımda El Cezire'den Fikri Şaban vardı ve Kanal'ın beni 11:30 haber bültenine davet ettiğini söylüyordu. Ben de kendisine Adapazarı'nda olduğumu ve yetişemeyeceğimi bildiriyorum. Biz de kendi halimizde böyle bir trafik yaşadık. Burada bir kez daha vurgulamak gerekir ki, en baba haber kanalları bile reytinge ve populizme mağlup olmuş durumda ve ağıtname türünde yayınlar yapıyorlar. Ciddi görünen adamlar bile buna alet oluyorlar. Dolayısıyla magazin Türk basınına egemen olmuş durumda. Dolayısıyla Garipoğlu sadece Karabulut ailesini değil bize de bilmeyerek bir azizlik yapmış oldu.

*

Türkiye, 17 Eylül Perşembe maratonunda her ne kadar Amr Musa ile birlikte Suriye ile Irak arasındaki önemli bir ilerleme kaydedemese bile en azından gerilimin eski seviyesinde olmadığını açıkladı. İlerisi için bir başlangıç yaptı Güven tesis etti. Beşşar Esad ziyareti, hem ziyaret hem ticaret nevindendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yıl ki iftar konuğu Beşşar Esad idi. Beşşar Esad ile Kürt açılımı, Irak'la ilişkiler ve PKK içindeki Suriye uyruklu kişilerin açılım sonrası geleceği ele alınmıştı. Su meselesi de hem Irak ve hem de Suriye ile görüşmelerin gündeminde vardı. Kürt açılımında Beşşar Esad zamanlama hatası olduğunu düşünüyor.  Bu konjonktürdeki bir açılımın, Amerikalıların çekilme arefesinde Kuzey Irak'lı Kürtlerin şımarıklığına prim vermek olarak görüyordu. Dörtlü görüşmede tam netice alınamasa bile Başbakan Erdoğan, Beşşar Esad'la birlikte açtığı iftarda bir müjde verdi ve karşılıklı olarak vizenin kaldırıldığını duyurdu. Irak'tan sonra Suriye ile de Yüksek Düzeyli İstişare Konseyi anlaşması imzalandı. Türkiye ile Suriye karma kabine toplantılarına hazırlanırken hazırlık aşamasında ilk benzeri toplantı Irak'lı 8 bakanla birlikte İstanbul'da yapıldı. 19 Ağustos tarihli Bağdat'taki kara Çarşamba İstanbul buluşmasına köprü oldu ve Türkiye dörtlü toplantıya ev sahipliği yaptı. Allah tamamına erdire…