G-20 yoksulu da düşünsün

Bu hafta düzenlenen G-20 zirvesinin gündemi zaten çok yoğun: Talep sağlamak, küresel finans sistemini onarmak ve IMF'nin kaynaklarını artırmak. Fakat G-20 bunun daha da ötesine de bakmalı; dünya çapındaki resesyonun etkileri Londra'da buluşan 20 devletin çok daha ötesine geçiyor. Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick'in de salı günü savunduğu gibi, gelişmekte olan dünyanın daha fazla desteğe ihtiyacı var.

G-20 dünyadaki büyümeyi yeniden ateşlemeye odaklanmakta haklı. Gelişmekte olan dünyadaki ıstırabın büyük kısmı başka yerlerdeki talep yokluğundan kaynaklanıyor. Şu anda Latin Amerika ve Güney Asya, ihracat pazarlarındaki talep çöküşlerinden mustarip. Afrika ve Orta Asya düşmekte olan mal fiyatlarının ve yurtdışındaki göçmen işçilerin gönderdiği paradaki hızlı azalmanın acısını hissediyor.

Fakat finansal daralmanın bazı yönleri, en sert darbeyi mücadele yeteneği en az olanlara vuruyor. Ticaret finansındak kesinti, gelişmekte olan dünyadaki tedarikçilerin mallarını piyasaya sürmekte sorun yaşaması anlamına geliyor.

Zoellick'in önerisi derhal başlatılsın
Dünya Bankası 3 milyar dolarlık garantiler çıkardı, fakat likidite sorununu henüz aşmış değil. Zoellick, ticaret finansı için kamusal ve özel kaynaklardan mevcut parayı ve yeni para toplamak için 50 milyar dolarlık bir likidite programı önerdi. Bu programın derhal başlaması gerekiyor.

Bir resesyon sırasında ideal olarak, kamu talebi özel sektördeki daralmayı dengeleyecek şekilde yükselir. Bu durum gelişmekte olan ülkelerin yanı sıra onların daha zengin komşuları için de geçerli olur. 

Zoellick bir 'Hassaslık Fonu' öneriyor; zengin ülkelerden, resesyon sırasında harcama açığını finanse edebilmeleri için daha yoksul ülkelere para kanalize etmeyi amaçlayan bir mekanizmadan söz ediyor.

Bu çok bilgece bir fikir. Dünyanın en yoksul ülkelerinin şu an en son ihtiyaç duyduğu şey, bir doz daha 'Hoover ekonomisi'.

Dünya Gıda Programı hâlâ yetersiz
Zoellick mevcut Bretton Woods kurumlarının söz konusu programları yönetmesini istiyor. Bu belki de şaşırtıcı bir istek değil. Nihayetinde kendisi bunlardan birini yönetmekte. Fakat mevcut Bretton Woods kurumlarının, yeni önerilecek her hangi bir organdan daha hızlı hareket edecek konumda bulunduğu konusunda da haklı.

Finansal ve ekonomik istikrar için alınacak önlemlerin ötesinde, G-20 aynı zamanda insani desteği de düşünmeli. Dünya Gıda Programı geçen yıl dünya çapında 100 milyon insana yardım etti. Bu yıl gıda fiyatları hâlâ yüksekken, gelir ve ticaret akışı azaldı. Önümüzdeki yıl daha fazla insanın Dünya Gıda Programı'na ihtiyaç duyması bekleniyor. Fakat bu programın kaynakları hâlâ yeterli değil. Dünya, bir kriz sırasında 'vergi sığınakları'nı ve hedge fonlarını ele almaya vakit bulan ama en yoksullara nasıl yardım edebi-lecekleri konusunda sessiz kalan liderleri affetmemeli. (Başyazı, 31 Mart 2009)

Kaynak: Radikal