Fransa'nın Afrika harekatı herkesin meselesi

14 Temmuz 2013 Fransız ordusuyla birlikte Champs Elysees’de [Paris’in “Vatan Caddesi”] iftiharla törenlere katılan Afrikalı (Malili ve özellikle Çadlı) askerlerin varlığı Fransa’nın dış politikasında önemli bir dönüm noktasını temsil ediyordu. Aslında Cumhurbaşkanı, seçildiği andan itibaren, sömürge sonrası dönemde kıtadaki Fransız çıkarlarını, meydana getirdiği, Afrikalı, halklarının çıkarlarından ziyade kendi çıkarlarını düşünen devlet başkanları sayesinde kontrol altında tutmak demek olan “Fransa Afrikası”na geri dönmek arzusundaydı.

François Hollande stratejisini değiştirmek istiyordu. Ona göre Fransa, sadece tarihinden kaynaklanan Afrika rolüne çağrılıyordu. Fakat bu rol, demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları (ve kadın hakları) değerleriyle tutarlı olmalıydı.Cumhurbaşkanı çeşitli biçimlerde minnettarlığını gösterdiği Afrikalı mevkidaşlarına bu yeni rotayı çarçabuk bildirdi. KendilerineFransa’nın (Afrika’da kalıcı olarak beş bin asker konuşlandırıyor) doğrudan müdahalede bulunma ihtimali olacaksa, bunun ancak Birleşmiş Milletler’in yetkilendirmesiyle ve mevcut çatışmalara Afrikalı çözümleri desteklemek üzere belli bir süreyle sınırlı olacağını da ifade etti.

Hollande’ın stratejisi, “serval operasyonu”nun başladığı yerde, Mali’de yaklaşık bir yıl önce yani 11 Ocak 2013’te süratle test edildi. Şu anda burada çoğunluğunu Afrikalı askerlerin oluşturduğu Birleşmiş Milletler Mali Barış Gücü (MINUSMA) tarafından takviye edilen Fransız askeri birliği 2500 kişi olarak hesaplanıyor. Görev henüz tamamlanmadı, fakat bu aşama da bir başarı olarak görülebilir.

Diğer taraftan 5 Aralık’ta başlatılan Orta Afrika müdahalesi, yeni politikanın sınırlarını gösteriyor.Savunma Bakanı Jean Yves Le Drian’ın Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti, Nijer, Çad, Gabon ve Kongo’ya, bölgesel askeri çözümler arayışında zorunlu olarak devam eden Fransa Afrikası sisteminde çok faydalar olduğunu Afrikalı liderlerin de farkına varması için gerçekleştirdiği seyahatin uğraklarını listelemek yeterli. Aslına bakılırsa Fransa’nın, Afrika’da asayişi sağlamak ve terörizme karşı mücadele etmek için desteğe ihtiyacı var. Bu desteği nerede bulabilecekse oraya bakacak.

Paris, Orta Afrika’da hafife alındığı kuşkusuz zorlukta ve son derece riskli bir işe girişiyor. Buna rağmen, zorunlu destek arayışı Hollande’ı Fransa’nın Afrika’da karar kıldığı övgüye değer hedeflerinden caydırmamalı. Kıtanın ekonomik potansiyeli, Avrupa ile bağları dolayısıyla, kolayca vazgeçilemeyecek kadar önemli. Burada türeyen terörist örgütlerin tahrip kapasitesi kıtayı zorluyor.

BM’nin önemli fon sağlayıcısı ABD ve Avrupa Birliği’nin de operasyonlar konusunun Fransa’yı aştığını anlaması gerekiyor. Fransa, Orta Afrika’ya müdahale için iyi bir konumda bulunuyordu ve bundan kaçınamazdı. Fakat tek başına başaramaz. Takviye acil. Herhangi bir başarısızlığın sonuçları felaket olacaktır. Herkes için.

Le Monde, Başyazı