GENEL

'Allah'ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur'

Tarihler 18 Haziran 1988'i gösterirken, Ankara'daki Atatürk Spor Salonu, Anavatan Partisi’nin olağan kongresi için hazırdı. İktidar partisi ANAP'ın tüm kurmayları salonda yerini almış, Başbakan ve Genel Başkan Turgut Özal'ın konuşmasını dinlemeye başlamıştı.

Özal, saat tam 12.00'de kürsüye çıktı ve konuşmasının 18. dakikasında salonda iki el silah sesi yankılandı.

Saldırganın silahından çıkan mermiler Özal’ın önünde bulunan mikrofonun ayağından sekip sağ el başparmağını yaraladı. Özal kürsünün altına eğilirken salonda büyük bir panik yaşandı.

Koruma polisleri de yerde yuvarlanan saldırganı vurmak için tüm salona yağmur gibi kurşun yağdırmaya başladı.

Üzerinde sahte bir kimlik bulunan ve sonradan adının Kartal Demirağ olduğu ortaya çıkan Afyonlu saldırgan yaralı yakalanırken, kargaşada ezilenler ve polis kurşunları ile yaralananlar oldu.

Panik havası dağılınca Özal sargılı eliyle kürsüye çıkıp, “Allah'ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur, biz de ona teslim olmuşuzdur” diyerek tarihi bir konuşma yaptı. Eşi Semra Özal'ın eve gitme ısrarına rağmen “Karışmayın” dedi ve konuşmasını tamamladı.

Suikast girişiminin gerçek nedeni, perde arkasında kimlerin olduğu, tetiği çektiren ve silahı verenler net olarak ortaya çıkarılamadı. Özal'ın ekonomik politikasından rahatsız olanlardan, ünlü bir iş adamına, Afyon'da kontrgerilla benzeri bir yapılanma eylemi iddiasına kadar çeşitli senaryolar ortaya atıldı.

Özal bu olayı araştırmak için özel bir ekip oluşturdu. Ekibin başına da Yargıtay'da görevli bir savcıyı getirdi.

Bu ekip, önemli bilgilere ulaştı. Panama'dan para transferlerinin belgeleri dahi bulundu ama sonuç alınamadı.

Salonda ikinci bir saldırganın da olduğu öne sürülürken, olay öncesi cezaevi firarisi de olan ve 5 aydır aranan Kartal Demirağ, 1989 yılında önce müebbet hapis cezasına, sonra 20 yıla mahkum oldu.

Ama Özal'ın da onayının bulunduğu şartlı salıverme yasasından yararlanarak 4 yıl sonra serbest kaldı.

Daha sonra ise tehdit ve saldırı suçlarından tekrar cezaevine girdi.