Filistin'de tek çözüm iki devlet

 

İsrail-Filistin ihtilafında son zamanlarda iki devletli çözüme destek azalırken, tek devlet, üç devlet veya 'Ürdün çözümü' gibi öneriler getiriliyor. Fakat bu seçenekler barış getirmek yerine şiddeti artırır. Statüko her geçen gün kötüleşiyor; iki devletli çözüm acilen hayata geçirilmeli

Harry Truman'dan bu yana her Amerikan başkanı İsrail-Arap ihtilafıyla uğraşmak zorunda kaldı. Şu an Bush yönetiminden Obama başkanlığına geçiş yaşanırken, Washington İsrail-Filistin barış sürecinin zamana karşı bir yarış olduğunun farkına varmalı.
15 yıldan uzun süredir geniş kabul gören iki devletli çözüm kavramı -bağımsız ve ekonomik açıdan yaşayabilir bir Filistin devletiyle yan yana, barış ve güvenlik içindeki bir İsrail Yahudi devleti- gözlerimizin önünde yok olmakta.
Bölgemizde her geçen gün daha çok sayıda insan üç başka seçenekten söz ediyor: Bir devlet, üç devlet veya bir Ürdün çözümü. Fakat bunlar çözüm değil. Çözümden ziyade, Ortadoğu'da daha da yoğunlaşmış ihtilaf ve şiddetin, ya da İsrail'in bir Yahudi devleti olarak sonunun reçeteleri.

Tek devlet apartheid'a dönüşür
Tek devletli çözüm, İsrail ve Filistin topraklarında yaşayan herkese eşit oy hakkı verilmesini gerektirir. Bu durumda Yahudiler kısa bir süre içinde açık bir azınlığa dönüşeceğinden ötürü, bu senaryo İsrail'in bir Yahudi devleti ve demokratik devlet olarak sonunu getirir. Bu senaryoda ortaya çıkacak iki uluslu devlet, ancak Yahudiler apartheid dönemindeki Güney Afrika'ya benzer biçimde bir azınlık olarak yönetirse bir Yahudi devleti olabilir. Ve İsrail de tıpkı Güney Afrika örneğindeki gibi, pek çok Amerikalı da dahil olmak üzere uluslararası toplum tarafından kınanır ve dışlanır.
Üç devletli çözümse, İsrail'i, Filistin Yönetimi tarafından yönetilen Batı Şeria'yı ve şu an Hamas tarafından yönetilen Gazze'yi ayrı devletler olarak tasavvur ediyor. Filistinliler böyle bir planı hiçbir zaman kabul etmeyecektir. Filistinliler tarihsel olarak tek bir halk ve yapay bir biçimde bölünemezler. Ayrıca böyle bir durumda Batı Şeria'daki Hamas grupları silaha sarılır ve İsrail'e ilave askeri tehditler yöneltirler. Dahası İsrail, ılımlı Arap devletleri ve Batı, aşırılıkçı bir Hamas hükümetine sahip bir Gazze devletini tanımaya hazır mı?
Üçüncü seçenekse, bazı İsrailliler arasında Filistin sorununun tek çözümünün Ürdün'den geçtiğine yönelik yaygınlaşan düşünce. Fakat Ürdünlülerin neredeyse hiçbiri böyle bir planı
kesinlikle istemiyor ve ne zaman bir İsrailli siyasetçi böyle bir öneri getirse öfkeleniyorlar: Zira bu seçenek
Haşimi Krallığı'nı tehlikeye sokar.
Bu planların destek kazanmasına rağmen, Filistin Yönetimi hâlâ müzakere edilmiş iki devletli bir çözüm istiyor. İsrail'in de bir anlaşmaya varmak için yeterli gücü var. İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan yetkililer, İsrail'in Filistin Yönetimi'yle fazla zorlanmadan en azından bir 'anlaşma çatısı' üzerinde anlaşabileceğini söylüyor.
Bu noktada geriye Hamas sorunu kalıyor. İsrail, anlaşmaya varma amacıyla Hamas'la konuşacak kadar da güçlü. Suriye'yle müzakere ettiği gibi, İran'la bile konuşacak kadar güçlü.
Zira düşmanlarımızla konuşmaktan başka şansımız yok.
Bazı Filistinlilerse İsrail'le bir anlaşma sağlanmasına her zaman karşı çıkacaktır. İsrail'de de Filistinlilerle müzakere edilmesine karşı koyan bazı unsurlar var. Fakat Filistinlilerin ve İsraillerin çoğunluğu arasındaki baskın hissiyatın bir anlaşma yönünde olması, liderlerimizi iki devletli çözüm için acilen ve sabırla çalışmaya sevk etmeli.
Durum öyle acil ki, Filistinliler ve İsrailliler ABD yönetiminin sürekli yardımıyla ciddi ciddi müzakere etmez ve ödün vermezlerse çok kısa süre içinde diğer seçeneklerden biriyle karşı karşıya kalacağız; bu muhtelemen tek devlet veya İsrail ve Filistinliler açısından her yıl kötüleşen statüko olacak.
Neyse ki, İsrailli ve Filistinli müzakereciler konuşmaya devam ediyor. Bir sonraki hükümetin başına gelmeyi uman İsrail Dişişleri Bakanı Tsipi Livni ve mevcut başbakan Ehud Olmert, ilk önceliklerinin barış müzakereleri olduğunu ilan etti. Birkaç İsrailli ve Filistinli müzakereci eylül ayında bir İsrail Politika Forumu heyetine, iki tarafın daha önceden hiç bu kadar yakın olmadığını söyledi. Dolayısıyla, ABD açısından İsrail-Filistin barışını ilerletmek için yeni bir fırsat söz konusu.

Bush hâlâ rol oynayabilir
İsrailli ve Filistinli liderlerin yanı sıra giden Bush yönetimi ve müstakbel Obama yönetimi, burada yaşananların üzerine eğilmeli ve barış sürecini canlandırıp iki devletli çözüme yönelik umutları ayakta tutmak için kararlı ve hızlı bir biçimde harekete geçmeli.
Bush yönetimi kalan iki ayında bile son derece önemli bir rol oynayabilir. Bush yönetimi, tarafları
iki devletli çözüm tarih olmadan bu kavrama daha da yaklaştırmak için 'köprü kurma' önerileri geliştirebilir.

 

Kaynak: Radikal