Fethi Okyar'ın Büyükada'daki evinde...

 

 

Çam ağaçları ve mimoza dalları arasından  Heybeliada görünüyor. Rüzgâr denizden hafif esiyor. Piyanoda yetenekli eller Handel'in "Where 'er you walk" parçasını çalıyor. Rudi Romeri etkili sesiyle piyaniste eşlik ediyor. Cumhuriyet döneminin ünlü mimarlarından Sedat Hakkı Eldem'in, kız kardeşi Galibe Okyar için 1935 yılında yaptığı güverte tarzındaki salonda, Büyükada'da sıradışı bir konser izliyoruz.
Eski başbakanlardan Fethi Okyar'ın adını taşıyan torunu Yeditepe Üniversitesi öğretim
üyesi Dr. Fethi Okyar, eşi Yapıncak Gürerk Okyar ile Rudi Romeri'nin vereceği konsere bizi de davet davet ettiği için Büyükada'daki Fethi Paşa Korusu'nun güverte benzeri salonundayız.
Yapıncak Gürerk, geçmiş yıllarda ülkemizin 'harika çocuk'larındandı. Ressam ve müzisyen Yapıncak'ı biz Büyükada'da tanıdık. Fethi Okyar'la evlendi, Ankara Bilkent Üniversitesi
Müzik ve Sahne Fakültesi Sanatları Fakültesi'nde dekan yardımcısıydı.
Son bir yıldır, hayatlarına yeni katılan Ada ismini verdikleri kızlarını büyütmekle uğraşıyor. Şimdi yeni bir müzik okulu kurma peşinde. 'Birlikte Müzik' adını verdiği bir projeyi hayata geçirmeye çalışıyor. 0-6 yaş grubundaki çocukların ve ailelerin katılacağı bir program bu.
***
Ali Fethi Okyar, Mustafa Kemal'in en eski arkadaşlarındandı. Cumhuriyet'in ilanı sırasında Atatürk'ün birlikte hareket ettiği isimlerden, Cumhuriyet'in ilk başbakanlarındandı.
Cumhuriyet'in kuruluş yıllarındaki inişli çıkışlı olayların en önemli isimlerinden olan Fethi beyin siyasi yaşamı Şeyh Sait isyanıyla neredeyse sona erdi. Çünkü Şeyh Sait isyanına karşı alınacak önlemler konusunda Atatürk'le arasında görüş ayrılığı çıkmıştı. İsyanın sert önlemlerle bastırılması yerine daha ılımlı davranılmasından yanaydı.
Atatürk tercihini yaptı, İsmet İnönü'yü başbakanlığa getirdi. Takriri Sükûn Kanunu çıkarıldı. İstiklâl Mahkemeleri kuruldu ve Türkiye yeni bir döneme adım attı. Fethi Okyar da, Paris Büyükelçisi sıfatıyla Türkiye'den ayrıldı.
Bu durum 1930 yılı ağustos ayına kadar sürdü. Bir yaz tatili sırasında Türkiye'ye gelen Fethi-Galibe Okyar çifti, Atatürk'ü dinlenmekte olduğu Yalova'da ziyaret ettiler. Sohbet sırasında Türkiye üzerine fikrini soran Atatürk'e eleştirilerini söyleyen Fethi bey beklemediği bir öneriyle karşılaştı. 'Haydi bir parti kur' diyordu Atatürk ona. Galibe hanımın itirazlarına rağmen Atatürk'ün ısrarı sonuç verecek, Fethi Okyar önderliğinde Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) kurulacaktı.
Halk yeni muhalefet partisine büyük bir ilgi gösteriyordu. SCF'nin İzmir mitingi Başbakan İsmet İnönü ve arkadaşlarını tedirgin edecek bir boyutta seyredince partinin kaderi belli oldu. Katıldığı ilk seçimde irtica suçlamalarıyla yüz yüze kalan partisini Fethi bey kapatmak zorunda kaldı.
***
Büyükada'daki Fethi Bey Korusu'nun içindeki ev eski bir şaraphaneden değişime uğrayarak bugünlere gelmiş. Seferoğlu ailesine ait bu koru geçmiş yıllarda üzüm bağıymış. Bu bağın üzümleri şaraphanede şarap haline getirilirmiş.
Torun Fethi Okyar, şimdi bu koruluğu yeniden üzüm bağına dönüştürmeye hazırlanıyor.
Konserin ardından Fethi beyden ve Galibe hanımdan kalan evi dolaştık. Fethi beyin yağlı-
boya resimleri ile Galibe hanımın kitapları eski günlerde olduğu gibi yerinde duruyordu. Okyar ailesinin değişik dillerden oluşan kitaplarının dizildiği kütüphane etkileyiciydi. Atatürk ile Latife hanımın aileye ithaflı fotoğrafı şöminenin üzerinde geçmiş günlerin anısı olarak yerini koruyordu.
Fethi bey, Serbest Fırka macerasından sonra Londra büyükelçiliği görevinde bulunmuş, Atatürk'ün ölümünden sonra İstanbul'a dönmüştü. İsmet İnönü hükümetlerinde bakanlık yaptıktan sonra 1943 yılında 63 yaşında yaşama veda etmişti.
***
Konserin ardından Fethi Bey Korusu'nun toprak yollarından dönüşe geçtik. Etraf mimoza ağaçlarıyla kaplıydı. 1925 yılında Şeyh Sait isyanı ve onu izleyen olaylarda Fethi beyin daha ılımlı ve demokrasiye daha yatkın olan çizgisi etkili olsaydı kaderimiz değişir miydi, diye düşüncelere daldım.
Cumhuriyet tarihini yeni baştan ve resmi ezberlerden kurtularak okumak zamanı gelmedi mi?
Örneğin Fethi Okyar'ın Serbest Fırkası kapatılmasaydı, Türkiye bugün demokrasi açısından daha olgun bir noktada olamaz mıydı?
***
Denizden serin, yumuşak bir rüzgâr esiyor...
Fethi beyin son yıllarını geçirdiği Büyükada'daki koruluk içindeki ev torun Fethi Okyar'ın gayretiyle yaşama dönüyor...

 

Kaynak: Radikal